Arama

Popüler aramalar

Gitti, geldi...

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Nitekim Başkent ekibi bekleneni daha ilk 45 dakikada verdi. Sarı-Kırmızı cephede ise milli travmanın izlerini taşıyan bir görüntü vardı. 14-15 kişilik milli ürün sunan bu yapı lige verilen 10 günlük arada oldukça yıpranmış göründü. Gençlerbirliği rakibini çalışıp beklemiş, Galatasaray ise maddi manevi törpülenip de gelmişti. Bu görüntü akıllara bir yorum klasiği getiriyordu: Milli ara çok oyuncu veren takımlara yaramıyordu. Galatasaray ilk yarıda bir pozisyon bile üretemedi. Eboue; Tosic karşısında çok zorlandı. İlk golde rakibini seyretti. 45 dakika sona erdiğinde Galatasaray’ın skor dezavantajını nasıl lehine çevireceği soru işaretinden öteye gitmiyordu. Ancak Sarı-Kırmızılılar klasik soyunma odası sihrinden(!) etkilenip geldiler sahaya. Fatih hocanın 2. yarıda Hamit’i onun bölgesine çekip yerine Aydın’ı alması G.Saray’ı ofansta hareketlendirdi belki; ama savunma zaafiyeti o kanatta daha da arttı. Elmander’in bir sihirli dokunuşu, üstüne bir de mükemmel vuruşu Galatasaray’ı kendine getirdi derken, üst üste gelen şok goller aşırı güven zaafiyetini yine belgeledi. Özellikle 2. Gençlerbirliği golü öncesinde başta Amrabat olmak üzere takım savunma anlayışına yakışmayan laubalilik oldukça pahalıya patladı. Puanlar yine uçuyor derken, Hakan Balta adamlığının ödülünü attığı golle aldı ve gemisini kurtaran kaptan oldu. Maç iki tarafa da gitti geldi. Sonucu yine küçük ayrıntılar belirledi. Galatasaray, yakaladığı galibiyeti kontrol aklını kullanamayarak elinden kaçırdı.