Aziz Bey'i asalım

Haberin Devamı ›
Yahu, “Vur-kır parçala, bu maçı kazan” sesleri hemen her stadımızda yükselmiyor mu? Ya da Hasbi Menteşoğlu, Nurettin Güven ve Turhan Çevik gibi yasadışı ilişkileri sabitlenmiş insanlar bu ülkede kulüp başkanlığı yapmadı mı? Ya da Aykut Kocaman’ın “Paklanmak istiyorsak da 59’dan başlayarak arınalım” sözü, laf olsun torba dolsun türünden bir öneri miydi?
İşte bu kocaman gerçekler ortada dururken, 3 Temmuz sürecini Fenerbahçe'nin boynuna yağlı urgan gibi geçirme ihtirası hâlâ sürüp gidiyor. Koca Trabzonspor başkanı 2 sezondur Aziz Yıldırım cikleti çiğnemekten kulübündeki sıradan sorumluluklarını bile es geçti. Ezelden beri Fenerbahçe'nin tökezlemesi için yanıp tutuşanlar ise gözyaşlarına boğulmuş halde öneri getiriyorlar. "Fener'in kurtuluşu için Aziz Yıldırım gitmeli, Aykut bırakmalı." Yazık ve ayıp. Resmen Riya Ayinine dönüştü 3 Temmuz süreci. Şimdi de Alex üzerinden Kırmızı Başlıklı Kız'ı oynamaya başladılar. Oysa amaçları ve niyetleri hiç de o kadar masum değil. Bu denli karın sancısı çekmelerinin ana nedeni Fenerbahçe'nin rakiplerine tur bindiren son yıllardaki başarılarının mimarı Aziz Yıldırım’ın bir şekilde "işe yaramaz, hatta zararlı" olduğunu ispat(!)lamaya çalışmalarıdır.
Utanmayı unuttuk, insafı infaz ettik nasılsa. Türkiye’nin krizlerle boğuştuğu yıllarda Avrupai stat ve tesisler yapmak, üvey evlat sayılan amatör dallarda evrensel başarılar yakalamak… Fenerium, Topuk Yaylası Kamp Tesisleri, Şükrü Saracoğlu Stadı gibi Türkiye’nin hayallerine bile sığmayan eser ve markalar yaratmak ve bu gibi şeylerin altına imza atmaktan daha büyük bir linç gerekçesi olabilir mi vasatın baştacı olduğu bu coğrafyada?
Ya ben size bir şey söyleyeyim mi, gelin şu Aziz Yıldırım'ı asalım en iyisi(!)