Arama

Popüler aramalar

Olacak iş mi!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

İçi yanıyor insanın. Bunca özveriyle oluşturulan bu kadroyla en kötü ihtimalle UEFA Kupası’nda yarı final oynamalıydı Fenerbahçe.

Elbette adil yönetim adına görev almışken, Sarı Kanarya’nın bu kulvara vedasındaki katkısını yadsımıyorum, sahada ırkçılığı oynayan Hırvat hakemin.

Ancak, Vitor Pereira’nın tavır ve tercihlerinin etkisi de en az Ivan Bebek’in ki kadar taş koymuştur Fenerbahçe’nin Avrupa’daki yoluna. Tıpkı Shakhtar Donetsk maçında yaptığı gibi Braga önünde de takımına gerçek bir liderlik yapacağına tribüne oynadı ve asli görevini unuttu, dolayısıyla başında bulunduğu “ordu”yu “komutan”sız bıraktı maalesef Portekizli teknik direktör.

Yani zor anında takımına sağduyu aşılayacağına, olası krizleri yöneteceğine, art niyetli Hırvat hakemin niyet ve misyonuna figüran oldu tercih ve tavırlarıyla; uyarı almış olmasına rağmen tribüne gönderilmemek için sakinliğini koruyamadı. Misal, Volkan Şen’in yerine Nani’yi tercih etmesi, Ivan Bebek’ten haksız yere sarı kart almış Mehmet Topal’ı hemen oyundan alıp onun yerine Ozan’ı sahaya sürmemesi…

Keza bu sezon gözle görülür bir düşüş yaşayan Caner’in yerine defansif yönü daha kuvvetli olan Hasan Ali’yle başlamaması gibi bir elin parmaklarından fazla hatası var Braga maçında hocanın.

Tabii, insanın içini yakan, ümitlerini örseleyen şeyler bununla da sınırlı değil ne yazık ki. Belki de bin yılda ancak bir ulusa kısmet olacak Mustafa Kemal gibi eşsiz bir lider harcını yoğurmuş bu ülkenin.

“Yurtta sulh, cihanda sulh” şiarının önemini 1920’li yıllarda dahi ulusuna anlatmaya çalışmış Atatürk’ün ülkesinde 2016 yılında yaşadıklarımıza bakın Tanrı aşkına! Cumhuriyet’in 93. yılında kin ve nefret sarmış dört yanımızı. İnsanlar birbirinin yanından endişeyle geçip gidiyor. Aylardır ocaklara ateş düşüyor, -Galatasaray-Fenerbahçe gibi Türkiye için çok önemli- spor müsabakaları bile erteleniyor. İş mi bu şimdi yani, Allah aşkına!