Arama

Popüler aramalar

Satrançtan elinizi çekin!..

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Türk insanı olarak sergilediğimiz karakteristik özelliklerimizin başında iktidar hırsı gelir. O yerin adamı olalım ya da olmayalım, mutlaka gözümüz zirvededir. Görevdeki kişi ve kurumların başarısı bizim için ikinci planda kalır. İşte böylesi bir durum Satranç Federasyonu’nun Mali Genel Kurulu öncesi yaşandı. Yerlerde sürünen Türk Satrancı’na zirve yaptıran Ali Nihat Yazıcı ve ekibi, 2012 İstanbul Satranç Olimpiyatları’nı ülkemize alabilmek için Uluslararası Satranç Federasyonu üyelerine rüşvet vermekle suçlandı. Muhaliflerin başvurduğu bu manevraya FİDE Başkanı Kirsan İlyumzhinov bile kahkahalarla güldü!.. FİDE Başkanı daha da ileri gidip, “Yazıcı ve ekibine güvenim sonsuz. Bu nedenle onu yalnızca FIDE asbaşkanlığına değil, ayrıca Okulda Satranç Komitesi başkanlığına da atadım” dedi. İlyumzhinov bununla da yetinmedi, “Türkiye Satranç Federasyonu, FIDE ailesinin 171 üyesi arasında en iyi yönetim ekiplerinden birine sahiptir. TSF’yi ve liderliğini, dünyadaki satranç gelişimi açısından en iyi model olarak alıyor ve iyi bir örnek olarak tüm dünyaya gösteriyoruz. Görevde olduğum sürece hiç kimse 40. Satranç Olimpiyatları’nın İstanbul’da yapılmasını engelleyemeyecek” diyerek ülkemize duyduğu güveni dile getirdi.

İş Bankası’nın itici gücü...

Çamur at, izi kalsın... Sıkça başvurduğumuz bir yöntem. İddiaları ortaya atanların dayanakları bile Amerika çıkışlı... Allahtan kampanya sahipleri, “Wikileaks’in ele geçirdiği gizli bilgilere göre” diyerek olaya sansasyonel bir boyut katmayı akıl edemedi... 1990’lı yılların sonuna kadar esamesi okunmayan Türk Satrancı için parmağını bile kıpırdatmayanlar, şimdi gelinen noktada hazıra konmak için çirkin komplolardan medet umar oldu. Ali Nihat Yazıcı ve arkadaşlarının başardıkları ise hiç gündeme gelmedi. “Her eve bir spor tesisi” sloganı ile 10 yıl önce yola çıkan bu federasyonun, Türk satrancını taşıdığı noktaya hiç değinilmedi. Çünkü gelinen nokta onları onları eleştirenlerin hayal gücünü bile aştı. İş Bankası ile yapılan sponsorluk anlaşması, satrançtaki devrimi ateşleyen en önemli unsur oldu. Bu süreçte sistemin defosu tek büyükustadan (GM) yaş ortalaması 24 olan üç yeni büyükustaya, onlarca kadın ve erkek uluslararası ustaya ulaşılırken, okullarda ve yaş gruplarında kazanılan Avrupa ve Dünya dereceleri pıtrak gibi çoğaldı. İş Bankası’nın ana sponsorluğunda satranç, 81 ilin tüm ilçelerine sokuldu, 3 bin 500 okulda seçmeli ders olarak satranç sınıfları açıldı.

Türkiye cazibe merkezi...

Türkiye bir anda satrancın cazibe merkezi oldu. Son iki yılda 9 uluslararası turnuva ülkemizin çeşitli illerinde yapıldı. Bu yörelerimizin milyonlarca dolar harcanıp, gerçekleştirilemeyecek tanıtımları, bir organizasyon parasına indirgendi. FIDE başarımızı, 2012 Satranç Olimpiyatları’nı İstanbul’a vererek taçlandırdı. Türk Satrancı’nın itici gücü İş Bankası da yeni sponsorluk sözleşmesini seve seve yeniledi. Bu hamle kuruma, Avrupa Sabre Ödülleri sponsorluk kategorisinde Avrupa’nın en iyisi ödülü olarak geri döndü.

Milli Eğitim Bakanlığı ile 2005 Haziran’ında imzalanan ve “satrancı bütün okullarda seçmeli ders haline getiren protokol” sonrası ülkede satranç patlaması yaşandı. 2005-2010 döneminde 3.2 milyon öğrenci satranç eğitimini okullarında aldı. Yerimiz yetmediği için kulüpleşme, ligler, eğitim, altyapı geliştirme, teknoloji kullanımı, diğer sponsorlar, uluslararası ve kurumsal ilişkiler konularına değinemedik. Fanatik Gazetesi olarak 2000 yılında 11 yaşındaki dahi çocuk Betül Cemre Yıldız’ın inanılmaz başarısının ardından yakın takibe aldığımız Türk Satrancı’nın son 10 yıllık serüvenine hem eleştirel hem de övgü dolu yazılarla katkı sağladık. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün gururu olan bu federasyon için verilen iktidar şavaşında belaltı vuruşları yapanlara ise prim tanımadık. Meyve veren ağaç taşlanır, ancak unutulmamalı ki, her zaman iyi olan kazanır...