Arama

Popüler aramalar

İşin psikolojisi

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Biz millet olarak çok hassasızdır. Hemen hemen her alamette işimize duygularımızı mutlaka karıştırırız. Olaylardan çok çabuk etkilenir, bunu da günlük yaşantımıza yansıtırız. Bu değişmez kuralla sporda da karşılaşırız. Sonuç odaklı yaklaşım duygusu direkt insan psikolojisini etkilemekte, başarı ve başarısızlık sizin bir sonraki adımınızın hızını ve motivasyonunuzu belirlemektedir.

‘Ben deli miyim’ demeyin!

Bu süreçlerde bir uzmandan destek almak, hem ruh hem de beden sağlığımız için çok önemlidir. Eski profesyonel bir sporcu olarak, özellikle spor müsabakalarında psikolojik desteğin çok önemli olduğuna inananlardanım. Ülkemizde psikoloji kelimesi çoğu kişide nasıl bir etki uyandırıyorsa, bu kelimeyi duyan hemen “Ben deli miyim, ne işim olur psikologla” demeye başlıyor. İşin aslı öyle değil; her sağlıklı insanın da desteğe ihtiyacı olabilir. Bu başarılı veya başarılı olmaya çalışan sporcular için de geçerli aslında.

Sporcuların ruh sağlığı önemli...

Bu süreçte spor psikolojisi de başlı başına ele alınması gereken bir konu... Sporcularımıza döndüğümüzde; ülkemizi Avrupa, Dünya Şampiyonaları ve Olimpiyatlar’da en iyi biçimde temsil etmek için çaba sarf ettiklerini görüyoruz. Bu şampiyonalarda yer alabilmek için eleme müsabakaları oynuyorlar, bu mücadelede sadece bedensel olarak güçlü olmanın yeterli olmadığı durumlar mutlaka oluyor. Çünkü spor sadece bedenen yapılan bir olay olarak görülse de, işin temelinde ruh sağlığı da büyük önem arz ediyor. İşte böyle durumlarda karşımıza ihtiyaç duyduğumuz, ama kabullenmekte zorlandığımız biri çıkıyor; bu işin psikolojisi ile ilgilenen spor psikoloğu...

Antrenör yerine eş, dost!

Spor psikolojisi konusunu biraz açalım... Bu sporcuların psikolojik yeteneklerinin gelişimine odaklanan ve onların potansiyel performanslarını ortaya çıkarmayı ve artırmayı hedefleyen uygulamalı bir çalışma alanıdır. Sporda psikolojik destek, sporculara profesyonel bir yaklaşımla katkı vererek hedefe ulaşmalarını sağlamaktır. Yazımın başında belirttiğim gibi biz millet olarak manevi değerlere yürekten bağlı duygusal insanlarız; haliyle olumsuzluk ve başarısızlık kavramları yaşanmadan bile bizleri çok çabuk etkileyebilmektedir. Bu yüzden sporcularımızın önemli müsabakalar öncesinde motivasyonlarını yükseltmeleri, kazanma inançlarını ve konsantrasyonlarını kaybetmemeleri için psikolojik destek almaları gerekir.
Ama bizim federasyonlarımızda durum biraz farklı... Yurt dışında düzenlenen şampiyonalar gezi amaçlı düşünülüyor. Çoğunlukla eş, dost ve akrabalar seyahatlere katılıyor. Hatta bir fazla antrenör götürüleceğine, bir fazla yönetici gidiyor ki, onların da kalbi kırılmasın diye düşünülüyor. Kimlerin hangi amaçla yurt dışına çıktıkları ve bu şampiyonalara gittiği tek tek araştırılmalı. Aslında önemli şampiyonalara bir spor psikoloğu gitse, orada sporcularımızla yakından ilgilense; inanın bana ülke olarak sporda başarımızın daha da artacağını yakından göreceksiniz.

‘Haydi oğlum, haydi kızım’

Lafı şuraya getirmek istiyorum. Gençlik ve Spor Bakanlığımız’ın, sporumuzun gelişmesi için bazı çalışmalar içinde olduğunu Sayın Bakanımız Akif Çağatay Kılıç’ın yazılı ve görsel basında yapmış olduğu açıklamalardan takip ediyoruz. Bu, çok önemli. Sporcularımızın arkasında devlet desteğini görmeleri, onları daha da motive ediyor. Ancak psikolojik destek farklı bir olay. Artık sporda başarı, “Haydi oğlum, haydi kızım”la olmuyor. Sayın Bakanımız’ın bu konuyu yakından takip etmesi ve her federasyonumuza bu konuda gerekli çalışmaları yapması için talimat vermesi gerektiğine inanıyorum.

İnanmadan koşan kazanamaz

Federasyonlarımıza bağlı pırıl pırıl sporcularımızın katılacağı önemli Avrupa, Dünya Şampiyonaları veya Olimpiyat kota müsabakaları öncesinde sporculara uzman psikologların destek vermesi sağlanmalı. Bakanlığımız bünyesinde bir çok spor uzmanı görev yapıyor, bu konuda çalışma yapmaları sağlanabilir. Yazdıklarım, çoğunuzun bildiği, ‘nasıl olsa düzelir’ dediği başlıklar olabilir; ancak bir gerçek var o da şu: Sayın Cumhurbaşkanımız’ın himayelerinde spor tesislerine bu kadar yatırım yapılırken, beraberinde rekorlar kıracak sporculara da yatırım yapmak zorundayız. Bunu da her birini tek tek ele alıp, başarı ve hedef odaklı psikolojik destek vererek sağlayabiliriz. Motive olmadan, inanmadan koşan birinin beyni, inanmadığı için geri geri giderken, ileriye koşan bacakların bir anlamı olmayacaktır. Koşacaksak hedefe, hep birlikte koşacağız. Sonuçta kazanan; sporcuların adı söylendiğinde, onlarla birlikte asıl kazananın canım memleketimiz Türkiye olacağını unutmamalıyız. Küçük dokunuşların sporcularımızı büyük başarılara ulaştıracağına olan inancımızla, Ay Yıldızlı bayrağımızın gölgesinde mutluluğunu hep birlikte yaşayıp-yaşatacağımız nice yeni rekorların kırılması temennisi ile sağlık dolu bir ömür diliyorum...