Aydınlar'ı anlamak

Futbol ailesinin büyük bir kısmı geçmişten kalan alışkanlıkları doğrultusunda Mehmet Ali Aydınlar’ın bazı selefleri gibi davranmasını bekliyorlar. Bu yüzden Mehmet Ali Aydınlar’ı anlamakta ve yaptıklarını algılamakta zorluk çekiyorlar. Bunun en yakın örneği Aydınlar’ın Etik Kurulu raporu sonrasında yaptığı açıklamalar üzerine, medyada yer alan birbirine taban tabana zıt yorumlardır.
Hukuktan ve kurumsallaşmadan bihaber futbol kulüplerimizin ve necip spor medyasının bir kısmı, Aydınlar’ın açıklamalarını anlamamış olacaklar ki, federasyonu eyyamcılıkla suçladılar. Yine algı sorunu yaşayan bir başka cephede ise Aydınlar’ın aynı açıklamaları sevinç çığlıkları ile karşılandı.
Vasati zekaya sahip; biraz hukuk, biraz da kurumsal yönetimden nasibini alanlar için Aydınlar’ın açıklamaları her iki cephenin de algısının çok üzerinde anlamlar içeriyordu.
Öncelikle şunun altını çizmek lazım. Aydınlar eyyamcılık yapsaydı daha ilk günden federasyonun vereceği kararı, savcılık iddianamesine bağlamaz, yargı sürecinin sonuna vadelendirirdi.
Hakkında soruşturma açılmış kişi ve kurumları yargı süreci bitmeden linç etme niyetinde olanlar tabii ki anlayamayacaklardır Aydınlar’ın savunma hakkına vurgu yapmasını.
Taktıkları renkli kaşkollara göre yorum yapanlar, kulüp yöneticiliğini meslek edinenler de anlamak istemeyeceklerdir Aydınlar’ın Etik Kurulu raporundan alıntı yaptığı şu satırları: “Bazı maçlarda şike, şike teşebbüsü, teşvik primi veya teşvik primine teşebbüs oluştuğu kanaatine ulaşılmıştır.”
22 Mart tarihinde şöyle yazmışım: “Mehmet Ali Aydınlar, ülke sporumuzda eşine pek rastlanmayan, sıradışı biri. Alıştığımız yönetici profilinin çok dışında, kendi başarı öyküsünü kendi yazmış bir işadamı, müthiş bir spor sevdalısı ve Fenerbahçeli’dir. Ancak, önce adam sonra da spor adamıdır Aydınlar.”
O günlerde futbol ailesi, medyamızın deyimi ile tarihin en dik duruşlu (!) federasyon başkanının yönetimindeydi. Yine medya duayenlerimizin tabiri ile son yılların en temiz ligi oynanırken, futbolun ‘marka değeri’ tavan yapıyordu.
Algılar ve algılamalar yerli yerinde, herkes memnundu sistemden, onun üretip büyüttüğü diktatörlerden ve kendine diktatör süsü verenlerden.
Şimdi başka bir iklimdeyiz, bu iklimde rüzgar tersten ve sert esiyor. Kökünüz ya da omurganız zayıfsa savrulursunuz. Hele bir de amacınız rüzgarı tersine çevirmekse, Mehmet Ali Aydınlar’ı algılamakta bir süre daha zorlanacaksınız gibi görünüyor.
Haberin Devamı ›
Ahmet Çakır’ı eleştirmek
Haberin Devamı ›
Ahmet Çakır’ın spor yazarlığını eleştirebilmek hele benim gibi dışarıdan gelmiş iktisatçı veya müteahhit, şarkıcı ve besteci vs. taifesinin hiç haddi değildir. Hepimizin Türkçe’yi katlettiği bir ortamda muhteşem yazı dili ile örnek alınması gereken bir spor yazarını, Ercan Saatçi’nin insafsızca eleştirmesini ancak kendi içine düştüğü durumun kişiliğinde yarattığı hezeyan olarak algılamak lazım.
Spor Hukuku Enstitüsü Derneği’ne teşekkürler
Geçtiğimiz hafta TRT Spor’da “Spor Hukukçuluğu” kavramı ile ilgili eleştirilerime cevaben, derneğin yaptığı açıklamada yer alan, ‘Spor Hukuku Uzmanı’ veya ‘Spor Hukukçusu’ olarak tanıtılmalarının yanlış olduğu eleştirisine biz de katılmaktayız. Zira, “Avukatlık mesleğini seçmiş olan hukukçuların yegane unvanı ‘AVUKAT (Av.)’tır” tespiti için teşekkür ederim. Böylelikle hep birlikte bir kavram karmaşasının önüne geçebildik diye düşünüyorum.
Haberin Devamı ›
Sayın Erkiner’den bir ricam daha olacak. Dünyada hiçbir örneği olmamasına karşın, son dönemde Türkiye’de çok sık gündeme getirilen ‘Spor Mahkemeleri’ konusunda da kamuoyunu bilgilendirirse, bir başka bilgi kirliliğinin daha önüne geçebiliriz.