Cornu'dan cevap geldi

* Mehmet Ali Aydınlar’ın soruşturma belgelerini UEFA ile paylaşmadığını defalarca söylemesine, Etik Kurulu’nun raporunu sadece kendi okuduğunu belirtmesine rağmen Fenerbahçe, kimlerin verdiği hangi bilgilerin veya hangi delillerin ışığında Şampiyonlar Ligi’nden men edilmiştir?
Haberin Devamı ›
* UEFA, men cezasını Etik Kurulu raporuna göre mi vermiştir? Eğer bu rapor doğrultusunda bir karar verilmişse, kurula ulaştırılan belgeler henüz tamamlanmadığından ve muhatapların savunması alınmadan oluşan kanaat üzerine karar almak, futbolun kendi iç hiyerarşisi açısından görece kabul edilir olsa da Türk adalet sistemi açısından sorun oluşturmaz mı?
* Aynı soruşturma kapsamında yöneticileri sorgulanan Beşiktaş ve Trabzonspor, UEFA organizasyonlarına katılırken, soruşturmaya muhatap bir diğer kulüp Fenerbahçe, hangi vicdani, hukuki ve ahlaki sebeple Avrupa’dan dışlanmıştır?
Türk medyasında o günlerde ilk kez benim kalemimden çıkan ve sonra Fenerbahçe’nin CAS’taki iddiasının temelini oluşturan bu sorulara tek yanıt, üç ay sonra UEFA Baş Müfettişi Cornu’dan geldi: “Lutfi Arıboğan ve İlhan Helvacı’dan alınan bilgilerle bu karar alınmıştır...” Arıboğan ise “Cornu yalan söylüyor” diyor.
Haberin Devamı ›
Yine bu köşeden 9 Haziran günü TFF seçimlerinden önce şöyle yazmışım:
“Türk Futbolu’nun ana sorunu, Mahmut Özgener’in de çevresine konuşlanmış belli bir zümrenin tahakkümünün ta kendisidir. Şimdi Türk Futbolu’na bu sistemi yıkacak kudrette, arkasına bakmayacak ve gelecekte koltuk kaygısı olmayan bir başkan ve onu günü geldiğinde arkadan vurmayacak bir ekip lazım...”
3 Temmuz sonrası futbolumuzun üzerindeki tahakkümün sadece ‘dokunulmaz’ Aziz Yıldırım’a dokunularak ortadan kalkmayacağını, diğer ‘dokulmazlar’ arka plan uluslararası ilişki kurgulayıcısı ‘baron’ların, spor medyası kalemşörlerinin gerçek yüzlerinin ortaya çıkartılmasının altını çizmeye çalıştım.
Fenerbahçe taraftarları bir gün önce şike ve teşvik suçlarına bulaşanların cezalandırılması gerektiğini söylediğimde bana küfürler yağdırırken, bir gün sonra Fenerbahçe resmi yayın organlarında 28 Ağustos’ta yazdığım yazı yayınlanıyordu. Aynı taraftarlar, “Bu yazıyı CAS’a ve UEFA’ya gönderelim” diye kampanya çağrısı yapıyorlardı. Oysa doğru tektir, renklere veya şahsi ilişkilere göre değişmez.
Bugün gelinen noktada hâlâ aynı görüşteyim ve suçluların cezalarını çekmelerini istiyorum. Eğer Fenerbahçe ve Beşiktaş az ya da çok bu pisliğe bulaşmışlarsa yöneticileri cezalandırılmalı ve de küme düşürülmelidirler.
Öte yandan, Türk Futbolu’nda yaşananları kendileri için fırsat görüp, şahsi iktidar alanlarını genişletmeye çalışırlarken sessiz kalanları, kamuoyu daha yakından tanımaya başlayacaktır.
Şimdi sıra Savcı Mehmet Berk’te... İddianame, ona yakışır şekilde, tüm fotoğrafı ortaya çıkaracak şekilde hazırlanmalı.
Diğer savcı, yani Baş Müfettiş Cornu mu yalancı, Arıboğan mı? Cornu’yu tanımam. O yüzden net bir fikir beyan etmek çok güç, ama bir fıkra ile yazımı sonlandırabilirim...
Adamın biri önüne konulan kadehteki şaraptan bir yudum almış ve yüzünü buruşturup barmene “Başka bir şişe şarap aç” demiş.
Haberin Devamı ›
Barmen “Hangi şarabı istersiniz” diye sorunca, “Hangisi olursa olsun, bundan daha kötü olamaz” cevabını vermiş...
Unutmadan, Arıboğan’ın artık bir cevap verebileceğini düşünmüyorum, ancak UEFA ile TFF’nin arasının bu kadar gerginleştiği bir ortamda ‘dokunulmaz abi’ Şenes Erzik’ten ne bir ses, ne bir nefes yok. Hadi beni adam yerine koyup cevap vermediniz Sayın Erzik, ülke futbolunuz ve adaletiniz adına tek bir kelam etmeme sebebiniz nedir? Ne zaman konuşacaksınız? UEFA’daki son döneminiz sonrası TFF Başkanlığı için “Kurtar bizi Şenes Bey” denildiği zaman mı?
Son olarak bazı köşe yazarları; “Lutfi Arıboğan, Cornu’ya ne deseydi, Türkiye’de herkes Fenerbahçe’nin tapelerini konuşuyordu” mealinde yazılar kaleme alıyorlar. Lutfi Arıboğan ne demiş, ne dememiş bilmem, ancak; Cornu, TFF Başkan Vekili olarak bana sorsaydı, “İddianamede adı geçen hiçbir kulübü Avrupa Kupaları’na almayın” der ve göğsümü gere gere bunu herkese açıklardım.