Arama

Popüler aramalar

İnanınca kazandı

Haberin Devamı

Çok garip bir başlangıç oldu. Oysaki olağan beklenti az gollü, futbolun daha çok mücadele şeklinde geçeceği yönündeydi. Aslında atılan 5 gole rağmen sahada göze hoş gelen olduğu söylenemez. 90 dakikanın büyük bölümünde tempo yok denecek kadar azdı. Bobo’nun atılmasından sonra futbol sahalarında ender görülen bir durum olduğundan oyun renklendi ve tam bir heyecan fırtınası yaşandı. Ama iki takım da futbolun doğrularını ne kadar yerine getirdi diye düşünürsek, Beşiktaş biraz daha öne çıkıyor.
İlk altı dakika içinde gelen iki gol dünyanın en iyi takımlarını bile moral açısından büyük bir çöküntüye uğratır. Ancak Beşiktaşlı oyuncular uzun zamandır görülmeyen derecede inançlı ve arzuluydular. Hatta ikinci golü kalelerinde gördüklerinde bile adeta “Biz bu maçı kazanırız” dercesine bir ruh hali içindeydiler. Gökhan Zan’ın sıfır konsantrasyonla önünde geçen topu izlediği ilk goldeki hatası anlaşılmazdı. Beşiktaş’ın böylesine önemli bir galibiyet elde etmesine karşın savunmadan gelen sinyaller yine iyi değildi. Gökhan Zan ile İbrahim Toraman’ın ileri şişirdiği topların Beşiktaş’ın oyun planına hiçbir katkısı olmuyor. Aksine Siyah-Beyazlılar’ı ters ayak üzerinde yakalanan kaleci gibi zorda bırakıyor.
Mehmet girdikten sonra da sağ tarafta kalmakta ısrar eden Delgado çok olumlu işler yaptı. Trabzon karşısında etkili olan Burak giderek iyiye gidiyor. Hakemlerin art niyetli olduğunu sanmıyorum. Ama pozisyonu cepheden gören Bülent Yıldırım’ın hiç gerek yokken yardımcısına uyup, kritik bir hataya imza atması ancak işbilmezlikle açıklanabilir. Henüz sezonun 9. haftası geçilirken, Beşiktaş; Ankara ve Galatasaray maçlarının ardından Trabzon deplasmanında da absürd bir hakem hatasına uğradı. Kazandığı için hakem kurtuldu. Kaybetseydi ne mi olurdu? İşte onu MHK ve Futbol Federasyonu oturup, “Bu hakemler neden bu kadar formsuz?” diye sorgulamalı...