Berlin in Berlin...
Haberin Devamı ›
Salı gününden bu yana Berlin’deyiz. Nedense Berlin dendiğinde benim aklıma ilk olarak Berlin Duvarı değil de Berlin in Berlin filmi geliyor... Cem Özer ve özellikle Hülya Avşar’ın rollerinin hakkını verdikleri müthiş eser... Neyse filmin detayını es geçip maçımıza dönelim. Şöyle keyifli bir karşılaşma izleme arzusundaydım. Ama ne gezer. 4 gündür Mesut’la yatıp, Mesut’la kalktık! Gına geldi, sıkıldım, yeter artık. Hep aynı hikayeler. Neden Almanlar’ı seçmiş, neden Altıntoplar bizden, kim daha Türk, annem babam Türkçe konuşuyor, menemeni severim, Türk gibi yaşıyorum, Türk gibi savaşırım... Allah aşkına herkes bu oyuncuların kararlarına saygı duymayı öğrensin ve artık başka detayları tartışsın. Hiddink maç öncesi, “Almanya gibi mi oynayacaksınız” sorusuna “Hayır biz Türk Milli Takımıyız. Türk Milli Takımı gibi oynayacağız” cevabını vermişti... Hayır! Dün gece maalesef Türk gibi oynamadık, Türk gibi savaşmadık. Ev sahibi ilk yarı oyunu kontrol etti ama biz korkaktık. Orta sahamız çoğalamadı, forvetimiz pozisyona giremedi. Hiddink sahaya aslında sürpriz bir takım sürmüştü. Alman kökenli bir 11: Ömer, Özer, Halil, Hamit ve Nuri... Bu sezon ligde 1 kez 90 dakika oynayan Özer çok sırıttı, olumlu bir katkısı olmadı. Uzun bir aradan sonra tekrar 11’de görev yapan Halil ise maç ritmine rağmen Bundesliga’da henüz siftah yapmamıştı. O da şansını iyi kullanamadı. Evet, büyük umutlarla geldiğimiz Berlin’de bir avuç Alman bizi Aufwiedersehen (Güle Güle) şarkılarıyla evimize gönderdi. Umarım Ay-Yıldızlılar Salı günü Bakü’de bu geceyi telafi edecek bir sonuç elde eder....