Arama

Popüler aramalar

Futbolu ciddiye almayın!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Son haftalarda o kadar enteresan olaylar yaşanıyor ki, ben de ters köşeye yatıyorum.. Ve “Büyük konuşma, imkânsız yoktur, futbol basit bir oyundur” diyorum. Bu yüzden dikkatimi çeken 3 gelişmeyi paylaşmak istiyorum... Ana-babası Zonguldaklı Mesut Özil, Real Madrid’e transfer olduğunda, herkes gibi ben de, “Türk Milli Takımı’nı seçmiş olsaydı, hayatta Real’e gidemezdi” düşüncesine kapılmıştım. İspanyollar’ın Nuri Şahin hamlesi bu teoriyi çürüttü. Hatta Bayernli Hamit’in Real’le sözleşme imzalayacağı söyleniyor. Kısacası futbolda artık Alman veya Türk Milli Takımı gibi ayrım kalmadı. Detay; kalitede veya pazarlamada.
Türk dostu Daum’dan bahsedelim! Stuttgart, A.Viyana, Beşiktaş ve Fenerbahçe ile şampiyonluklar yaşayan başarılı hoca; 55 günde Frankfurt’u küme düşürdüğü için aniden başarısız mı oldu? Artık karar verelim ama! Daum, Frankfurt’u düşürmüş olabilir, ama 3 yıl önce Köln’ü 1. Lig’e çıkarmıştı. Ülkemizde başarı kıstası sadece şampiyonluktan mı geçiyor? Denizli faciası yaşanırken Daum vardı, peki 2 yıl aradan sonra Daum neden tekrar Fenerbahçe’ye kurtarıcı olarak getirildi? ‘2. Denizli faciası’nı da yaşatmak için mi?
UEFA’nın gözdesi, MHK’nın gözbebeği Cüneyt Çakır. CV’si ortada; Her sahada kimsenin gözünün yaşına bakmıyor. Kurallara uymayana kartını çıkarıyor. Ceza sahası içinde ise düüüt, penaltı!
10 yıldır maç başına yaklaşık 5 sarı kart, 2 maçta
1 kırmızı kart göstermiş, 3 maçta 1 de penaltı çalmış... Adamımız çifte standardı sevmiyor, aynı ‘agresifliği’ M.City-Kiev maçında da sergileyebiliyor. (8 sarı 1 kırmızı) Neden böyle bir hakem Fenerbahçe-Ankaragücü maçında 3 penaltı 1 kırmızı gösterdiği için tartışılıp, eleştiriliyor! İngiltere’deki performansından övgüyle bahsettiğimiz Çakır, şimdi neden kötü adam? Bakın; biz futbolu fazla ciddiye alıyoruz. Medeni ülkelerde insanlar maça eğlenmek için giderken, bizde hâlâ kavga-dövüş. Holiganizm maçtan saatler önce başlayabiliyor, hedef ülkenin polisi de olabiliyor. Allah aşkına kendinize gelin! Bilin ki futbol asla futbol değildir. Ona göre davranın. Büyük konuşmayın. Futbolu sakın fazla ciddiye almayın, eğlenin, eğlendirin, hayatın tadını çıkarın, dalganıza bakın...