Arama

Popüler aramalar

İngiliz Kemal!

Haberin Devamı

İngiliz Kemal!
Avrupalılar, yeni futbol sezonuna başlama vuruşunu Monaco’da yapar; Ağustos’un son haftasında hem kupa kuraları çekilir, hem de Avrupa’nın en büyüğü, Süper Kupa Finali’yle belli olur. Futbolun elitleri burada buluşur, UEFA yetkilileriyle kaynaşır. Fanatik Gazetesi adına bu ‘Şenliği’ kendimi bildim bileli takip ederim. Belki bu yüzdendir ki, beni yaklaşık 5 yıl önce ‘UEFA Media Task Force’a dahil etmeyi uygun gördüler. Bu ekibe dahil olan ‘şanslı gazeteciler’ Monaco’da başkanla başbaşa yemek yer, UEFA’nın yeni uygulamalarını öğrenir, gelişmeleri ilk duyan isim olur ve soru-cevap şeklinde geçen sohbet toplantısında geçmiş sezonu değerlendirir, gelecek sezonla ilgili önerilerini iletme şansı bulur. Bu özel buluşma için bu sezonki davet mailimi beklerken, UEFA’cılardan bir telefon geldi; “Mehmet, eveleyip gevelemeye gerek yok. 2016 oylaması öncesi ve sonrası yaptığın haberler ve yorumlar pek uygun bulunmadı. Dolaylı yerden bize iletildi. Bu sezon seni maalesef davet edemeyeceğiz. Bilmeni istedim...”
***
Açıkçası ‘Katakulli’, ‘2016 olmaz, 2020 verelim’ ve en önemlisi ‘Sinek İkili’ yazılarımdan sonra tepki göreceğimi tahmin edebiliyordum. Türk Futbolu’nun ağır abisinin alınmış olabileceğini düşünmüştüm. Ancak seviyenin bu kadar eksilere ineceği aklımın ucundan bile geçmemişti. Yıllardır orada burada sefa süren İngiliz Kemal, beni gitmiş başkana şikayet etmiş; “Atın Mehmet’i Media Task Force’dan. Onu artık davet etmeyin!” (Kimbilir başka neler söylemiş...) Peki bunu neden yapmış? Onu 2016 süresince eleştirmiş ve Türkiye’nin 2016’yı alamamasının en büyük sebebinin kendisi olduğunu vurgulamıştım. Ona ‘Sinek İkili’ yakıştırmasını yapmıştım. Kağıt oyunlarına vakıf okuyucular bilir. Bütün oyunlarda bu kağıdın hiç mi hiç değeri yoktur; Sadece Piştirikte 2 sayı anlamına gelir! Acaba ben kibarlık mı yapmışım... Neyse, İngiliz Kemal belli ki fena alınmış, ama öfkesine yenik düşerek gerçek kişiliğini de ortaya koymuş oldu. Bu olayı duyan yabancı meslektaşlarım, sıkı dostlarım şoke bir şekilde şu ifadeleri kullandı: “İnanmak istemiyoruz. O seviyedeki bir adam, bu seviyeye nasıl düşer!”
***
Bir kaç gün önce, Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Zafer Yıldırım’ın (Kendisini bir kez daha tebrik etmek farz oldu) Habertürk’te İngiliz Kemal’le ilgili ağır eleştirisi vardı; Röportajın büyük bir bölümüne katılmakla birlikte “Ağır abimizi kurban seçmeyelim, UEFA’da onun gibi isimler çoğalmalı, ağır abimiz gençlerin önünü açmalı” şeklinde bir yazı yazmıştım. Ancak İngiliz Kemal’e yine kibarlık etmişim. Zira İngiliz Kemal benim için artık hiç bir şey ifade etmiyor. Çünkü Milli Takım Teknik Direktörlerimiz bile pasaport kuyruğunda beklerken, VİP statüsünde uçağa özel kapıdan biner, en lüks araçlarla seyahat eder,
7 yıldızlı otellerde konaklayıp, görev icabı gittiği ‘tehlikeli ülkelerde’ İngiliz pasaportuyla İngiliz vatandaşı statüsü görerek ‘Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’ edasıyla tatilini Cenevre Gölü kenarındaki malikanesinde yaparsa, adama buraya kadar derler... Üzülüyorum aslında, keşke beni UEFA’dan dışlamak için yaptığı lobiyi, 2016 için yapmış olsaydı. Türk Futbolu’na en azından faydası dokunurdu. Aslında yazacak şok şey var, ama uzatmayacağım; Monaco’da görüşürüz İngiliz Kemal!