Üzülme Arda...

Haberin Devamı ›
Dün sabah kalktığımızda Türkiye’den gelen deprem haberiyle yüreğimiz ağzımıza geldi... Ailemizle konuştuktan sonra rahat bir nefes aldık. Fakat bir futbolsever olarak ikinci ‘depremi’ finalden 1 saat önce yaşadık; İlk 11 bir kenara, Lizbon’da taraflı tarafsız herkese ‘Türkiye’nin gururu’ diye tanıttığımız süperstar Arda, 18 kişilik kadroda yoktu! Daha dün antrenmanda kendisiyle selamlaşmıştık, kritik maçta forma giyeceğini umuyorduk. Ama o müsabaka başladığında giydiği takım elbisesiyle tribünlerden destekledi Kırmızı-Beyazlılar’ı. Dedik ya dün taraftık. Arda oynasın oynamasın safımız belliydi. E nasıl olsa Diego Costa vardı. Sırbistan’da alternatif tedavi görmüştü. Gerçi İtalyan meslektaşım Max maçtan önce uyarmıştı, “Mehmet inan bana, maç başlar Diego 3 dakika sonra çıkar!”
3 değil de 9, farketmedi, Atletico ilk değişikliğini yapmak zorunda kaldı. Nasıl bir hata bu Simeone!!!
Karşılaşmanın başından itibaren Real daha istekli, ancak rakip çok kontrollü. Şampiyonlar Ligi’nde son 29 maçta 37 gol atan Ronaldo sessiz, 100 milyon Euro’luk Bale de topu boş kaleye gönderemeyince, yarım pozisyon ve Casillas desteğiyle Atletico ilk yarıyı sürpriz bir şekilde önde bitirdi. İkinci devrede Atletico birkaç kez farkı ikiye çıkarmak için cılız ataklar yapsa da, Real yine topa daha fazla hakim ve olgun atak girişimlerinde bulunan taraftı. Hele bir son 20 dakika vardı ki, etten duvar örülü defansla Courtois devleşti, fakat uzatma dakikalarında Ramos’un golüne engel olamadı: 1-1. 15’er dakikalık uzatmalarda maalesef Atletico işi penaltıya götürmek için elinden geleni yaparken 110. dakikada Bale hem ilk yarıdaki amatörce şutunu affettirdi hem de ‘Bu adama da bu para’ verilir mi sorusunu soranlara tokadı yapıştırdı, Marcelo ise son noktayı koydu. Olsun üzülme Arda kardeşim sen zaten kupalar kazandın, İspanya şampiyonu oldun elbette bir gün bu kupanın da sahibi olacaksın...
Son olarak şunu belirtmek isterim ki benim bir hayalim var, belki hayalden de öte. Geçen yıl önce finalde Almanya derbisini izledik, bu defa Madrid derbisi bizi büyüledi, peki seneye Berlin’de neden bir İstanbul derbisi izlemeyelim...