Arama

Popüler aramalar

‘’Vitor Pereira tempo ister‘’

Pereira, muhtemelen maça tempoyla başlamak isteyecek. Hamsik’in yokluğunda oyunu kuracak olan Berat’a baskı deneyecek. Sanki Avcı, tempoyu ayarlamak, belli oranda düşürmeyi planlar. Pereira ise Bakesetas’ın takımla özellikle de Siopis-Berat ikilisiyle bağlantısını kesmek isteyecek. Trabzonspor’un sol kanat savunmasında yaşaması muhtemel sıkıntısı Ferdi ve hızlı Osayi’yi doğal tercihler yapar. Tabii çalışmalarda Mesut’tan ekstra bir performans alırsa o da oynayabilir. Ve geçiş oyunun merkezine yerleşebilir. Bu da Rossi’nin sızmalarını değerli yapabilir. Oyuncu tercihleri ne olursa olsun plan gitgelli bir tempo oyunu olacaktır. Serdar Dursun ve Rossi’nin de bu oyuna katkı vereceğini düşünüyorum.

Kritik tercih orta saha

Eğer skor avantajını alabilirse Peres’in çıkışlarına nasıl cevap vereceği önemli. 3’lü savunmanın dengesi bu tip kanat hücumcularına karşı zaman zaman bozulabiliyor. Alan adam paylaşımı sorunu çıkabiliyor. Ama savunma dengesi sağlanabilirse de özellikle Muhammed ve Rossi için geniş hücum alanları doğabilir. Buradaki kritik tercih ve performans ise Gustavo’nun yanında kimin oynayacağıyla ilintili. Pereira buranın ideal oyuncusunu henüz bulamadı. Bu tercih ve Nwakaeme’nin karşısında kimin oynayacağı önemli. Yani onu ve Bakasetas’ı kimin nasıl karşılayacağı? Fenerbahçe, öyle bir kadroyla mücadeleye başlayabilir...

15 Ekim 2021, Cuma 08:08
YAZININ DEVAMI

‘’Risk almak lazım‘’

Mart’tan bu yana aynı şeyleri tekrar edip farklı sonuç bekliyoruz. Ve doğal olarak bu olmuyor. Kuntz’un başlangıç planı detaylarda farklı olsa da Şenol Güneş’inkinden temelden farklı değil. Norveç maçında Kuntz’un Hakan Çalhanoğlu’nu arkadan oyunu kurmaya yolladığı ikinci yarının başında bu konuda bir ilerleme sağladığımız görüldü. Artık ne yapıp edip orta sahadan kaynaklanan oyun krizini çözmemiz lazım. Bunu 4-4- 2, 3-4-3 ya da 3-5-2 ’yle yapabiliriz. Orta sahada yaptığımız oyuncu tercihleri oyunumuzu ilerletmiyor. O zaman hücum ve savunmanın orta saha bağlantılarına odaklanmak çözüm olabilir. Bunu yapmak lazım. Ön alan presi ne kadar işe yarar bilmiyorum çünkü Letonya orta sahayı by-pass ederek bize 3 gol atmıştı. Direkt ya da uzun oynamak, istedikleri şey. O yüzden topa sahip olmamız lazım.

Halil monte edilebilir

2 santrforla oynamak savunma yapacak Letonya'nın adam paylaşımını bozabilir. Halil ve Kereme'in hareketli, kıvrak oyunuyla Serdar ya da Burak'ın özelliklerini harmanlayacak bir yapı Letonya için kafa karıştırıcı olabilir. 3 üst düzey stoperle orta saha oyuncularını güvenle yaya kadar çıkarıp, çizgiden çizgiye yayılmak da bir yöntem. Ancak aynı şeyi tekrar etmenin bir faydası yok. Norveç maçının sonunda risk almamayı belki anlarım. Şu andaki en büyük risk ise risk almamak olur.

11 Ekim 2021, Pazartesi 08:52
YAZININ DEVAMI

‘’Kuntz oyunu değiştirmeli‘’

Standart üstü kalecilerimiz, çok iyi stoperlerimiz, yeterli beklerimiz, yıldız kanat hücumcularımız ve gayet iyi bir santrforumuz var. Bu takımın gerektiği gibi çalışmamasının sebebi, orta saha merkezi. Merkez ezberlenmiş, hazmedilmiş bir oyuna sahip değil. Norveç maçının her iki yarısının başında hocanın direktifleriyle vasatın üzerine çıktık. Ama dakikalar ilerledikçe ezber olmadığı için taktik disiplin kayboluyor. Şenol Güneş de bu tuzağa düşmüş, bu ekibe güvenmişti. Kuntz da maçın sonuna kadar oyuncuları değiştirdi. Halbuki yapılması gereken; elinde Belözoğlu, Selçuk İnan, İrfan gibi oyuncuların olmadığını anlayıp, oyunu değiştirmek. Belki çift santrfora dönsek, arkadan Hakan Çalhanoğlu’nu iyi desteklesek bir şeyler değişebilirdi. Ama bu orta saha yapısıyla Hakan Çalhanoğlu hiçbir şey gösteremiyor, vasatın da çok altına iniyor. Belki takımın en kötüsü. Kuntz’un oyuncuları değil, oyunu değiştirmesi lazım.

10 Ekim 2021, Pazar 10:04
YAZININ DEVAMI

‘’Pragmatik çözümleri aramak şart‘’

İki temel planımız vardı. Ön alanda baskı ve kapılacak topların kalabalık baskınlarla kullanımı. Ve topa sahip olunduğunda hızla akın yönünü değiştirerek rakibi tek ayak üzerinde yakalamak. Caner tercihi, Kerem ve Cengiz’le hücumu genişletme çabasıyla anlaşılır şablonlar. Kısa dönemde hemen hızla yapılabilecek dokunuşlar. Hemen 6. dakikada gelen gol sonrası eksik ve orta saha oyuncularının kalabalık olduğu Norveç’i 2. planla vurmak daha kolay olur diye düşünüyordum. Yani ani akın yönü değiştirerek. Ama sorun Şenol Güneş’in bir türlü çözemediği yerde yine kilitlenip kaldı. Rakip yine orta saha merkezimize baskı yaptı ve biz bu baskıyı aşıp boştaki etkili hücumcularımıza bir türlü dönemedik. Yani bir Emre Belözoğlu ya da Selçuk İnan’ı geçtim bir Mahmut Tekdemir performansı dahi çıkaramadık.

Berat, güvenli ve diriydi

Burada ilk kez forma giyen Berat’ı suçluyor değilim. Güvenli ve diriydi. Ama Ozan, Berat, Çalhanoğlu üçgeninin bağlantı şablonları neredeyse belirsizdi. Böyle olunca tıkandık. Burada can sıkıcı olan Kuntz’un da Şenol Güneş gibi sadece oyuncu değiştirip oyunu değiştirme yoluna gitmeyişiydi. Merkez oturmayınca Caner- Kerem, Cengiz-Zeki bağlantısını bile kullanmak zor oluyor. Ancak ağır ve onlar kontrollü olarak çekildiği zaman ceza sahası çevresine inebildik. Bunda da misal Cengiz ve Hakan’a şut şansı dahi vermeyen bir savunma güvenliği sağlanmış oluyordu.

Pragmatik çözüm şart

Durum buyken, misal Serdar Dursun-Halil çift forvetine dönüp zaman zaman yüksek oynamayı denemek olmayacak bir iş midir? Bu Caner’in orta becerisini kullanmak ve Hakan ve Cengiz’in üzerinden baskıyı biraz olsun kaldırmak olmaz mı? Hele de mutlak galibiyet gereken bir oyunda. Kuntz’dan tabii ki gelip bir dokunuşla her şeyi değiştirmesini beklemiyorum. Tabii ki bu uzun vadeli bir çalışma olacak. Ancak kısa vadeli hedeflerin peşinden koşarken de bazı pragmatik çözümleri aramak şart. Yani en azından Şenol hoca olsa bundan kötü mü olurdu dedirtmemek.

09 Ekim 2021, Cumartesi 08:41
YAZININ DEVAMI

‘’Yeni bir model lazım‘’

Fenerbahçe ilk yarıda rakibi baskı altına aldı. Rakip alanda kalabalık ve doğru durdular. Çok enerji harcadılar. Devreyi 2-0 önde kapatmayı da başardılar. Öte yandan olgun akınlar, akın sürekliliği ve akın sonlandırma konusunda istenen seviye yoktu. Bunun ne sakıncası var diye sorabilirsiniz. Maç 2-0 ve rakip gelemiyorsa ne sakıncası var? Temel sıkıntı harcanan enerji ile sağlanan fayda arasında bir uçurum olması. Çok yüksek tempoyla ama topa sahip olmayı da çok önemsemeyen bir oyun bu. Eğer Hatayspor gibi aynı şekilde gel-git oyununa cevap veren bir rakip varsa sorun değil. Ama Olympiakos ya da dünkü Kasımpaşa gibi bekleyen bir rakip varsa durum farklı ve risk büyük olabiliyor. Kontrol oyunu yok Çok enerji harcanıyor. İkame bir oyun da yoksa. Bir set oyunu oynamıyorsa, 90 dakika boyunca da baskı yapmak mümkün olmadığı için bir yerden sonra risk büyüyor. Bu oyunla dünküne benzer bir rakibe karşı Fenerbahçe’nin hızlı hızlı skor bulması şart. Ve rakibin riski yükseltmesi. Çünkü 2-0’da bile bir kontrol oyunu ortaya koymuyor. Oyunu almak için yine orta sahayı ele alacak bir kalabalıklaşma, yeni bir model lazım olacak. Bu, orta sahayı hızlı geçip hatta bypaslayıp sürekli rakip kaleye koşturan oyun, kalp yorar. Her anlamda

04 Ekim 2021, Pazartesi 09:25
YAZININ DEVAMI

‘’Avrupa planı işliyor‘’

Galatasaray’ın oynadığı iki maç bize şunu gösterdi: Oyuna hükmetmek isteyen takımlara karşı Avrupa’da, Galatasaray’ın konvertibl bir oyunu var. Tam değil belki. Hücum yönü oldukça eksik ama doğru durabiliyorlar. Eğer rakip topu çok hızlı çevirmiyorsa sorun yok. Ancak bunu yaparken hücumdan fedakârlık etmek gerekiyor. Bu salt karşılama oyununda hücum planı eksik kalınca mahkum bir oyun da ortaya çıkabiliyor. Ancak kuruluş aşamasında bir takım için bunlar kabul edilebilir. Kerem ve Halil’İn gelişmesi şart. Yeterli değiller henüz. Sorun daha çok oyuna hükmetmek gerektiğinde ortaya çıkıyor. Çünkü savunmadan çıkışlarda baskı ölümcül oluyor.

Marsilya çok zorlandı

Dün Galatasaray merkezi çok iyi kapattı. Savunma dörtlüsü, önlerinde Taylan, Berkan ve iki Rumen oyuncu çok yakın durdular. 4-5-1 gibi… Tüm pas kanallarını tıkadılar. Marsilya’yı sürekli olarak kanada yönlendirdiler. Savunma orta saha arasındaki pencereyi tamamen kapatınca Marsilya çok zorlandı. Cengiz’in özel performansı ve 2 kez Dieng’i kaçırdıkları dışında üretemediler.

Cengiz dışında planı yok

Guendouzi’ye 2. bölgede pas izni vardı. Ama 3’e geçerken duvara çarptı. Galatasaray’ın maçın başındaki kalabalık çıkışları Marsilya 3’lü savunmasının oyuna katılmasını da engelleyince sorun kalmadı. Gueye oyunu açacak pas opsiyonlarını bulamayınca sürekli olarak kanada döndüler ama Galatasaray savunmasını açıp gevşetemediler. Gueye ve Lirola da oyun kurulumuna katkı veremedi. Harit de... Cengiz dışında, Payet de dahil planı olan yoktu. Doldur boşaltın ötesine geçemediler.

01 Ekim 2021, Cuma 08:49
YAZININ DEVAMI

‘’Kazanmanın ötesinde...‘’

Beşiktaş'ın doğal olmayan sakatlık yükü, Sergen Yalçın'ı doğalının dışında bir defansif kurguya itti. En kibar tabirle kazanmak öncelik değildi. Birinci bölgeye 10 oyuncuyla yığıldılar. Ajax'ın sağ kanadını iki sol bekle tıkadılar. Amsterdam ekibi, Tadiç'in şahsi beceresi dışında oyuna ağırlık koyamadı. Tabii ki oyunun hemen tamamının 3. bölgede oynadılar. Ama belki de Beşiktaş'ın bu durumu Ajax'ı da etkilemişti. Belki onlar da kazanmanın ötesinde bir sonuç için sahaya çıkmışlardı. Ancak bu oyuna olgunluğunda oldukları söylemek zor. Açık bir oyunda daha rahat hücum edebildiklerini biliyoruz. Tıpkı Sporting maçında olduğu gibi. Ama bu dar alan oyununda bunu yapamadılar.

Analiz etmek mümkün değil!

Böyle bir denklemde neyin doğru ya da yanlış yürüdüğünü analiz etmek çok mümkün değil. Daha doğrusu yapılacak bir analiz sadece bir anın, bir günün resmi olur. Halbuki sorun farklı. Herhangi bir Şampiyonlar Ligi macerasına normalde böyle bir planla çıkmazsınız. o yüzden aslında konuşulması gereken neden bu durumda kalındığı. Analiz etmek gereken sorundan çok sorunun ele anılış tarzı. Eğer takımda 12 direkt oyuncu sakatlanıp Şampiyonlar Ligi' maçına çıkamıyorsa bu bir sorundur.

Yapılsa bir sorun!

Ama bu kadroyu idare edenler, 'yapılan işte hiçbir sorun yok, her zamanki gibi çalışıyoruz' diyerek sorunun kaynağına inmeyi reddediyorsa bu çok daha büyük ve çözümsüz bir sorundur. Dolayısıyla sorun Beşiktaş'ın maçı kaybetmesi değil... Daha maça çıkmadan tüm cephanesinin kullanılmaz hale gelişi de değil. Bunun sebebinin bilinmemesi ve bir sebebi olabileceğinin reddedilmesidir. Ki bu günlük değil, yapısal bir sorundur.

29 Eylül 2021, Çarşamba 09:06
YAZININ DEVAMI

‘’Ortadaki boşluk doldurulamıyor‘’

Terim, ilk yarının başında aslında istediği ön alan dinamizmini yakaladı. Önde kalabalık ve etkili baskı yaptılar. Halil, Kerim, Feghouli arkalarında Morutan, Berkan ve Cica gerçek anlamda etkin bir baskı yaptılar. Savunma kanatlarının da onlara yaklaştığını söyleyebiliriz. Bu baskı Göztepe’yi hataya sevk etti ve Halil’in Feghouli’ye vermediği pasta doğru olanı yapsa öne de geçebilirlerdi. Ancak bu oyunda bir şey eksik kalıyor.

Terim, sevinmiştir!

Savunma orta saha bağlantısını kuracak usta bir ayak. Berkan, çok mesafe kat edip elinden gelenin fazlasını yapıyor ama hızına ve gücüne soğukkanlılık ve bir pas ezberi ekleyebilmiş değil. Böyle olunca zaten çok da dengeli bir oyuncu olmayan Luyindama ve Nelsson’un oyunun her iki yönünde de takımla bağlantısını sağlayacak birine ihtiyaç iyice artıyor. Hele de şartlar savunmayı orta çizgiye kadar çıkarmanız gereken bir oyun empoze ediyorsa. Göztepe de bundan fazlasıyla yararlandı. Zaten Galatasaray’ın bu seneki temel sorunu da bu. Göztepe’nin golünde Terim, herhalde gol olduğuna sevinmiştir. Çünkü Muslera’yı kaybetmesi söz konusu olabilir ve problem daha da büyüyebilirdi.

İrfan’dan büyük hatalar...

Maçta ikinci yarıya girerken yaptığı değişiklikler son derce riskliydi ama İrfan’ın büyük hatalarına devam edişiyle işe yaradı. Hızla rakip kaleye inebilen Göz Göz’e karşı bu zaten noksan orta sahadan eksiltip Diagne’yi almak rakibin savunmada adam alan paylaşımı dengesini bozduğu açık. Morutan’ın becerili golü de aslında bu yolla geldi. Sonrasıysa skoru koruma. Ciddi bir şans vermediler.

27 Eylül 2021, Pazartesi 09:52
YAZININ DEVAMI