Arama

Popüler aramalar

‘’Her şey olabilirdi, hiçbir şey olmadı‘’

Sanırım Abdülkadir’in en azından bir süreliğine sadece sahanın içinde kalacağı, hatta bu oyuna neden aşık olduğunu, neden seçildiğini yeniden hatırlayacağı bir ortama ihtiyacı var. Bu kadar çok düşünüp baskı hissederken yeteneklerini sergileyecek bir ruh hali mümkün olmuyor. Kafası o kadar bu baskıyla meşgul ki oyunla ilgili bir plan yapamıyor. Her seferinde gidip duvara tosluyor. Hayalet gibi… Ve bu yeteneğe çok yazık oluyor. İşte bu halde yaptığı top kayıplarının birinde Galatasaray golü buldu. O daha da dağıldı. Avcı’nın müdahalesi, erken oyuncu değişikliği, mecburiyet oldu.

Baskıyı katladılar

Terim’in planı başta işe yaradı. Öndeki dinamik ekibi Emre ve Halil’le zenginleştirmişti. Baskıyı yapan onlar oldu. Trabzon pasla çıktığında 2. bölgede hata kovalayıp hızla rakip kaleye gittiler. İsmail ve Ömür’ün üzerindeki baskıyı katladılar. Topyekun pasla rakip alana yerleşen rakiplerini tereddütte bıraktılar. Dinamizmleri, atletizmleri yettiği sürece başarılı oldular. Morutan ve Emre’nin oyundan çıkışları bu dinamizmi köreltti.

Onunla başa çıkmak zor

Trabzonspor’un Gervinho ve Djaniny’nin yokluğunda yaşadığı hücum repertuvarı daralmasını Galatasaray’ın zorunlu değişiklikleri dengeledi diyebiliriz. Tabii Nwakeme’nin inanılmaz becerisiyle. Herkes onun hangi çalımı ya da şutu nasıl atacağını biliyor. Ama o yine de en iyi şekilde atıyor. Onunla başa çıkmak zor. Son 20 dakika içinse herhangi bir yorum yapmak manalı olmaz. Tamamen doğaçlama bir git-gel. Her şey olabilirdi. Hiçbir şey olmadı.

13 Eylül 2021, Pazartesi 08:36
YAZININ DEVAMI

‘’Başka bir seviyeye çıktı‘’

Çok iyi oyuncular transfer edebilirsiniz. Ancak o oyuncuları birlikte anında sahaya sürebileceğiniz bir oyun anlayışını da transfer etmek çok ender olur. Sergen Yalçın’ın Pjaniç’i kullanışında böyle bir müjde vardı. O kadar doğru yerde durup o kadar çabuk topu oyuna soktu ki... Yapılan presin anlamı başka bir seviyeye çıktı. Arkadaşları hemen liderliğini kabul etti. Yaptıklarının onlara faydasını hemen anladılar. Top ona gelmeden değil, neredeyse top rakipteyken hücumdaki planını biliyor gibiydi.

Hakkını verelim

Sergen Yalçın’ın geçtiğimiz sene oynattığı oyun böylece başka bir seviyeye çıktı. Tabii ki Batshuayi, N’Koudou ve Rıdvan gibi ekstra oynayan oyuncuların hakkını vermek lazım. Ama bu performanslarda da hızla, rakip reaksiyon veremeden boş alana taşınarak kurulan oyunun payı var. Malatya, Trabzon maçında da doğru savunma yapamamış rakibinin akın genişletmelerinde büyük sıkıntı yaşayıp 5 gol yemişti.

Defoları var...

Ancak bu kez Tetteh’in de yokluğunda 70 dakika rakip alana geçmekte de çok zorlandılar. Bezdirici prese orta sahada karşılık vermeyip dağıldılar. Kuşkusuz Çarşamba akşamı Dortmund burayı daha yüksek seviyede test edecektir. Ancak Leverkusen karşısında izlediğim rakibin de defoları var. Haaland’ın korkutuculuğunun yanında özellikle savunma göbeğindeki kopuklukları da dikkat çekici. Beşiktaş bu hareketli hücum oyunuyla bu sorundan yararlanabilir.

12 Eylül 2021, Pazar 09:10
YAZININ DEVAMI

‘’Güneş krizi çözemedi‘’

Uzun süredir bütün rakipler tamir edemediğimiz bir defonun üzerine oynuyor. Savunmanın önünde oyunun merkezini oluşturan bölgeyi çözemiyoruz bir türlü. Rakipte Wijnaldum ve de Jong varken onlar için çok da kolay oldu, sorun zirve yaptı. Van Dijk’ı orta sahaya, Klaassen’i Depay’a yaklaştırınca 4-2-4 diyebileceğimiz dizilişimiz için hayat cehenneme döndü. Hiç temas etmedik. Hiç topu çıkaramadık. Bergwin ve Berghuis’le alanı açıp Blind veDumfries’i de orta sahanın parçası yaptılar.

Hakan ve Orkun’un Okay’la tutması gereken alanda çok kalabalık oldular. İmkansız görev. Şenol hoca maalesef bu krizi çözemedi. Hocanın kafasında bir diziliş var. Bir de oyuncu grubu. Bu dizilişe göre bir kadro çağıramıyor. Kadroya göre bir diziliş de yapmıyor. Hep aynı sonuç çıkıyor bir süredir. Evet merkezde oynatacak fazla oyuncumuz yok.

Taklit edecek bir kulübümüz de. Ama bir yöntem bulunabilirdi. Geçen yıl Emre Belözoğlu’nun yaptığı gibi bir 4-6-0’la orta sahayı genişletmek gibi mesela. Hakan ve Salih’i merkeze koyup, onlarla top çıkarmak, Burak’tan feragat ederek hızlı ve kavgacı bir ekiple desteklemek gibi mesela.

Çünkü bu şekliyle 3-0’a geldiğinde rakip ceza sahasında topla oynamamız 3, Hollanda’nın ise 30’du. İsraf... Israr anlamsız. Ve oyuncular da bunu anlayamıyor muhtemelen. Ortaya çıkan tepkisizlik bundan. İstemedikleri için olmuyor değil, olmadığı için istemiyorlar. Güneş maalesef çözemedi.

08 Eylül 2021, Çarşamba 08:08
YAZININ DEVAMI

‘’Plansızlık!‘’

Şenol Güneş yetenekli bir jenerasyonu basit bir planla, oyuncuları yüreklendirerek Avrupa Şampiyonası’na taşıdı. Zor maçları kazanarak? Bugünse muhtemelen kendisinin de anlamadığı bir kriz yaşıyor. Kamuoyu da anlamıyor. Doğal olarak iş, 'O oynamasın bu oynasın’a sıkışıyor. Taylan mı Okay mı? Altay mı Uğurcan mı? Tabii ki konu değil.

Peki aslında ne oluyor:

■ Güneş göreve Emre, Mahmut, İrfan hatta Mert’li Başakşehir merkeziyle başladı. Tecrübeli ya da genç oyuncuların ipini bağlayabileceği oyun kurabilen bir merkez. Her seferinde bu oyuncuların tamamını kullanamadı belki ama ana fikir hep sahadaydı. Bu artık yok.

Suç Okay'ın değil

■ Takım hem önde baskı yapanla, hem kontra oynayanla ve diğer tüm planlara karşı oynarken sıkıntı yaşıyor. Bunun sebebi merkezi emanet edecek plan noksanlığı. Suç Okay’ın değil, Okay’ın plansızlıkta kaybolması. Öndeki yetenekli ekip ancak kulüplerinde onları taşıyan bir organizasyon varsa kendisini gösterebiliyor. Cengiz ve Yusuf bunu Fransa’da buldu. Burada bulamıyorlar.

Akıl almaz rahatlık

■ İngilizlerin akıl almaz bir rahatlıkla oyuncularımızı yollamaması inanılmaz. Buna UEFA’nın ve FIFA’nın ses çıkaramaması da. Aşısını olmuş genç adamlar. Sorarlarsa, 'Avrupa Süper Ligi kurulmadı' dersiniz. Gerçekte kuruldu ve İtalyan ve İspanyollar şimdilik dışarıda kaldı.

Ben Güneş hayranıyım

■ Futbol hiç olmadığı kadar bir teknik direktör oyunu artık. Bizim muzaffer eski hocalarımızın, Güneş-Terim ayırt etmeksizin hakim akımlara ayak uydurabildiklerini söylemek mümkün değil. Bunun sebebi kulüp organizasyonlarının daha da geride kalmış olmalarıyla gelişmeyen genç dimağlar ve Muzaffer ekibin hala en değerliler olması. Açık söyleyeyim ben bir Şenol Güneş hayranıyım. Tıpkı Elvis hayranı olduğum gibi ama oğlumu Elvis hayranı yapamıyorum. Anlamıyor.

03 Eylül 2021, Cuma 09:43
YAZININ DEVAMI

‘’Sorunu çözerken dinamizmi kaybetti‘’

Kasımpaşa maçı 17 şut girişimiyle kapattı. Bu muhtemelen Cihat Arslan’ın hayal ettiğinin çok üzerindedir. Galatasaray’ın; Kerem, Morutan, Cica üçlüsüyle yakaladığı üst seviye hücum hareketliliğiyle gelen 2-0 sonrasında, kontraya yatkın Kasımpaşa’yı oyuna ortak etmesinin üzerinde durmalı.

Temel sebebi önce Berkan sonra da Berkan-Taylan ikilisinin

1- Oyun kurma görevini yapamamış,

2- Dönenleri toplama konusunda sorun yaşamış olmaları.

Marcao varken kurulum yönünde çok önemli bir katkı sağlıyor. O olmayınca 1. bölgeden topu çıkaracak oyuncu bulmakta zorlanıyorlar. O pozisyon saf soğukkanlılık ve ve plan gerektiriyor. Doğaçlama yapma, topu ayağına aldıktan sonra pas seçme lüksü yok. Ayrıca her topu ayağına aldığında mükemmel pası arıyorlar ki bu mümkün değil. Topu Muslera’ya vermek ve yeniden pasa çıkmak ayıp değil. Terim, Berkan’la yaşadığı sorunu çözmek için Taylan’ı da aldı. Bu sefer de hücumdaki dinamizmi kaybetti. Morutan boşta kaldı. Galatasaray öndeki dinamik ve bitirici ekip akın sonlandırdığında sorun yaşamıyor. Ama rakip geldiğinde eğer baskı yapıyorsa topu çıkaracak adam bulamıyor. Orası Fernando’dan bu yana doldurulamadı. Özellikle salt hücumcu kanat oyuncularıyla oynarken bu problem. Berkan ve Taylan'ın gelişmesi lazım.

30 Ağustos 2021, Pazartesi 09:31
YAZININ DEVAMI

‘’Keyif aldılar, keyif verdiler‘’

Fenerbahçe maçı önde Arda (16), Fatih (18), Muhammed (20) üçlüsüyle bitirdi. Valencia’nın olağanüstü oyunuyla gelen galibiyet kadar heyecan verici, tazeleyici bir durum bu. Çok başarılı bir baskı yaptıklarını da söylemek lazım. Fatih’in goldeki bileşik hareketiyse kreması oldu işin. Muhammed de bir asist yapmış sayılır. Bu bölümde gelen Helsinki golü, ilk golde olduğu gibi Altay’ın alışık olamadığı zeminde topun kazandığı ivmeye bağlı olduğunu söylemeli.

Baştaki pres Valencia’nın öndeki güç ve becerisiyle takımı değiştirdi. Hepimiz gelecek santrforu merak ediyoruz ama onun geçen sene hücuma geçtikten sonra yaptığı etkiyi yapacak bir isim bulmak kolay değil. Etrafındaki herkesin seviyesini yükseltiyor. O varken Sangare yaptığı koşunun bir manası olduğunu hissediyor. İlk asist olunca ikincisi de oluyor. İlk golde topu alıp, etrafı kontrol edip, pas arayıp bulamayınca soluyla yaptığı vuruş mükemmel. Diğer 2 golde de çok güvenliydi. Osayi ve Mesut’un ona şimdilik tam ayak uydurduğunu söylemek zor. Zajc’ın da özellikle Gustavo’nun savunmasının ortasına geçişiyle top yapan adamların sayısının artmasıyla daha iyi olduğunu söyleyebiliriz. Bu tip rakiplere karşı Brezilyalı hiç sevmese de bu denenebilir.

Fenerbahçe’nin şu ana kadar en komple oyununu oynadığını söyleyebiliriz. Keyif aldılar, keyif verdiler.

27 Ağustos 2021, Cuma 08:10
YAZININ DEVAMI

‘’Orta saha gelişmeli‘’

İki takımda da bir zemin şaşkınlığı olduğu açık. Topun pürüssüz aktığı ancak biraz kaygan bir sahaydı. Belki kramponları ayarlamak güç oldu. Hatayspor’un maçın başında Taylan ve Berkan’a yaptıkları döndürmeme baskısı işe yaradı ancak önde geçen yılki becerili ekip yoktu. Golden sonra bu baskıdan vazgeçince geçen sene de var olan bir sıkıntıları daha da büyüdü. Aabid ve Riberio gibi lig standardının çok üzerinde bir merkez ikiliyle dahi birçok maçta sayısal olarak orta sahayı almakta zorlanmışlardı. Ancak hızlı çıktıklarında öndeki bitirici 4’lüyle rakibi cezalandırıyorlardı. Bu sene onlar olmadığı gibi takıma ruhunu veren yerlileri de kaybetmiş olmaları onları etkiledi. Bu durumda Taylan baskıdan kurtulunca Berkan’la birlikte Feghouli ve Kerem’i görmeye baladılar.

Kerem’e ezber şart

Kerem muazzam hızlı. Ancak zihni ayaklarını yakalayamıyor. Bunlar senkron olduğunda inanılmaz. Ama çok ender oluyor. Mutlak hücum senaryoları çalıması, ezberlemesi lazım. Biraz planla durdurulmaz olacak. Bu yapıda kesin bir topa sahip olma ve oyun üstünlüğü sağladılar. Kazandıkları 17 korner durumu anlatıyor. Ancak Cica’nın yetersiz performansı merkezden rakibi delme konusunda onları eksik bıraktı. Avantajları Mehdi’nin orta sahada Aabid’in yerini doldurmayışı Traore’nin de ilaç olamayışıydı. Lobjanizde dışında rakibin bir tehdidinin olmayışıydı. Galatasaray istekli ve her şeyi deneyen taraftı. Ancak orta sahanın merkezinin mutlak gelişmesi lazım. Yoksa çok zorlanırlar.

24 Ağustos 2021, Salı 08:42
YAZININ DEVAMI

‘’'Valencia vazgeçilmez'‘’

Min-Jae birkaç kritik pas hatası yapmış olabilir ama savunma üçlüsünün takım boyunu kısaltma yönünde çabası takdire şayan. Önde sert, iyi açılıp kapanan, geri koşmada çok büyük güçlük yaşamayan bir performans gösterdiler. Böyle olunca Sosa-Gustavo ikilisinin de oyun katkısı yüksek seviyeye çıktı. Antalya zaten bir savunma/kontra oyunu peşinde olduğu için kalabalık savunma yaptı. Ama yapmak istedikleri çıkışları istedikleri sıklıkta yaptıklarını söyleyemeyiz. Hiç şans bulamadılar demiyorum çünkü 1-0’ın hemen öncesinde öne geçen, 2-0’dan hemen önce de penaltı kazanan taraf olabilirlerdi. Ama genel planda rakibin boyunu uzatamadılar.

İş duran toplara kaldı

Fenerbahçe’de eksik kalan bir hücum planıydı.

1-Kanat oyuncularının hücumu tamamlama ve genişletme anlamında katkıları olmadı.

2- Adam eksiltme çabası da yoktu.

3-Merkezden ara pas denemesi de neredeyse yoktu.

Böyle olunca üretim olmuyor. Bu Samatta’nın hem de bu güven seviyesinde oynayabileceği bir oyun değil. Mesut hazır değil diyorum ama Osayi de hiç olamayacakmış gibi geriliyor. Böyle olunca iş duran toplara kaldı ama Antalya da o anlamda iyi bir ekip.

Antalya’yı zorladı

Pereira’nın gidişatı değiştirmek için yapacağı ilk iş Valencia’yı oyuna almaktı. Çünkü hücumda kimsenin yapamadığı hemen her şeyi yapabiliyor. Pas, dripling, hava topu... O yapıyor. Antalya savunmasını zorladı. Zajc da eldeki oyuncu grubunda merkezden 3. bölgeye top geçirmekte en hazır olanı. O da sahaya sürüldü. Mesut da bu haliyle dahi 1 asist yaptı. Ama aslında hepsinin merkezinde Valencia var. Vazgeçilmez.

23 Ağustos 2021, Pazartesi 08:09
YAZININ DEVAMI