Arama

Popüler aramalar

Arda kaçıyor mu?

Abone OlGoogle News

“Cristiano’nun Madrid’e geleceğini duyunca bütün paparazziler gece kulüplerinin önünde kamp kurdular. Ama sonuç onlar için hayalkırıklığı oldu. Hâlâ orada bekliyorlar...”
Valdano, Cristiano Ronaldo’nun nasıl büyük bir profesyonel olduğunu anlatmak için bu cümleleri kurmuştu. Kendisine nasıl iyi baktığını vs...
Halbuki biz onun Manchester’da çeşitli partilerde gönül eğlendirip duran bir serseri olduğunu okuyup duruyorduk öncesinde.
Yeteneğin her şey olduğuna kendisini inandırmış olan bizler, Ronaldo’nun nasıl dikkatli yaşadığını bilmiyorduk. İnanmak istemiyorduk daha doğrusu...
Yeteneğin kutsanması, çoğumuzun sandığının aksine onunla övünmekle olmuyor. Bu ancak onun hakkını vermekle mümkün.
Daha dikkatli yaşamakla, daha çok çalışmakla.
Sıradan yeteneklere sahip bir oyuncudan beklentiler bellidir. Standart bir çalışmayla bu beklentileri karşılamak mümkündür.
Ama çok yetenekli bir oyuncudan beklenenlerin karşılığını vermek için başka türlü yaşamak gerekir. Daha çok çalışmak, sürekli üzerine koymak, daha dikkatli yaşamak, daha az tatil yapmak vs...
Evet, büyük yıldızlar sadece iyi yönleriyle değil kötü yönleriyle de topluma örnek olurlar. Ama büyük yıldız olarak kalmak için hep en çok çalışan ve en iyi yaşayan onlar olmalıdır.
Arda’nın Madrid’e gidişinde şu an için cevabı bilinmeyen sorular da hep bu durumla ilgili.
Aslında 2 değişik versiyonla soracağımız tek bir soru var...
1- Arda kaçıyor mu?
Türkiye’nin en büyük spor yıldızı o. Kendisi gibi bir yıldızla birlikte hayatını sürdürüyor.
Her şeyi, tişörtünden, arabasına kadar her şeyi magazin basını için haber. Çünkü Arda’nın ve kız arkadaşının hayatı bizi ilgilendiriyor.
Bu fotoğraf içinde:
Arda bu durumun yarattığı baskıyı azaltmak için mi buradan gidiyor? Eğer öyleyse Arda yıldız olmaktan kaçıyor demektir. Sıradan olmak istiyor.
Küçük denizde büyük bir balık olmaktansa büyük bir denizde küçük bir balık olmayı seçiyor...
Ya da pozitif bir bakış açısıyla:
2- Arda nihayet koşmaya mı başlıyor...
Arda iki yıldır neredeyse hiç futbol oynamadan tarihin en pahalı Türk oyuncusu olmayı başardı. Yakın paralara malolmuş bir çok başka oyuncu gibi pasaportu onun için avantaj değil dezavantaj. İspanya’nın 4. büyüğü bu parayı veren. Arda son 2 yılda yeteneklerinin hakkını vermiş olup oynasa neler olabileceğini düşünün bir de...
Eğer Arda nihayet 25 yaşında artık nihayet büyük denizde büyük balık olmaya niyetlendiyse, kuşkusuz her şey onun için çok iyi olabilir. Ama bilmesi gereken orada çok daha büyük bir magazin basını presine gireceğidir.
Beyin fotoğrafı
İspanya’daki el Kaide tren saldırılarının birkaç gün sonrasında Valencia’ya gitmiştim. Her zaman olduğu gibi otele yerleşip hemen yerel ve ulusal gazetelerden bir takım aldım ve kahve eşliğinde gözatmaya başladım. Şöyle arkama yaslanıp, yerel gazetelerden birini açtım ve açmamla birlikte ağzımdaki kahve bir metre kadar uzağa püskürdü şaşkınlıktan. İç sayfada, tüm sayfayı kaplayacak şekilde duran fotoğrafa öylece bakakaldım. Saldırıda kırılmış ve açılmış bir kafatasının içinde bir beyin fotoğrafı vardı. Yakın çekimdi ve neyse ki siyah beyazdı... Aksi taktirde kusabilirdim...
Yine son derece temelsiz bir inanışımız vardır. Bizim medya özel hayata saygı duymaz, terörün reklamını yapar, yargısız infaz yapar vs.
Öyle değildir.
Bunları dünyanın her tarafındaki bazı medya yapar. Bazı medya da mümkün olduğu kadar yapmamaya çalışır, ama yine de yapar...
Dolayısıyla medyadan kaçmak mümkün değildir. Hele İspanya’da, hele İngiltere’de medya yıldızlar için insafsızdır. Hem de çok. Buradaki bir gazetecinin aklından bile geçirmeyeceği bir dolu şeyi yaparlar...
Bu koşullarda, eğer Arda nihayet koşmaya, daha büyük olmaya karar verdiyse, orada daha büyük bir magazin presinde olacaktır. Hem İspanyol, hem Türk hem de dünya medyasının presinde.
Messi’nin ağzına fotoşopla sigara montajlamak artık mümkündür. Ya da bir gecelik maceranın bir gün sonra medyaya fotoğraflarıyla çıkacağı kesindir.
Medyadan kaçmak olanaksızdır.
Ama Arda kendi şöhretinden ve yıldız olmaktan kaçmak, uzaklaşmak istiyorsa işte bu farklı bir durumdur.
İşte cevabını merak ettiğim soru bu...
Arda kaçıyor mu?
Yoksa nihayet koşmaya mı başlıyor?

Haberin Devamı

Soytarılar ne yapar?

Haberin Devamı

Son günlerde hemen herkesin ağzından benzer cümleler duyuluyor. Aziz Yıldırım’a dün 100 metre uzaktan selam duranlar bugün bayram yapıyor, arkadan konuşuyor, onu kurban ediyor...
Burada anlaşılamayacak ne var anlamıyorum.
Bir kulüp başkanına 100 metre uzaktan selam durmak soytarılıktır. Dolayısıyla bu soytarılığı yapanların başkan sendelediğinde tekme atmak için yarışmasından daha doğal bir şey de olmaz.
Bugün bu durumun altını çizmek doğru olarak görülse bile, zamanında başkana 100 metre uzaktan selam duranları eleştirmemek de az günah değildir.
Bunu da unutmamak lazım.
Eğer ilişkiler başta yanlış kurulursa bunun sonuçları da doğru olamaz. İktidarla mesafeyi doğru ayarlamak herkes için, özellikle de medya mensupları için ilk temel şarttır. Başta ayarlamazsanız sonra toparlayamazsınız.

Haberin Devamı