Azizm'den sonrası

İşi üstlenen firma statta fizibilite çalışması yapıyor. En iyi yer, en iyi açı vs. hesaplanıyor. Deneniyor. Stadın bir o yanına bir bu yanına gidiyor uzmanlar.
Koridorlarda dolaşıp duruyorlar. Daha önce de benzeri çok iş yapmışlar.
Aradıkları en uygun yeri bulma konusunda tecrübeliler. Arıyorlar.
Uzun ve titiz çalışmanın bir yerinde koridordan 4-5 kişinin ayak sesleri duyuluyor.
Çok geçmeden karşıdan Aziz Yıldırım ve ekibinin geldiğini görüyorlar.
Selam verecek gibi oluyorlar ama Başkan onlardan hızlı davranıyor.
Hafif hesap sorar gibi, hafif babacan “Ne arıyosunuz? Siz kimsiniz? Ne yapıyorsunuz burada diye!” soruyor kendine has telaffuz ve hızla.
Teknisyenler, içlerinde firmanın patronu da olmak üzere tam anlatmaya başlıyorlar ki..
Daha “Anten!” derken Aziz Yıldırım “Anladım gelin diyor!”
Bir anlatıma göre stadın hiç akla gelemeyecek bir yerine tırmanılıyor Yıldırım’ın rehberliğinde.
Diğer anlatıma göre stadın dışında bir yerde buluyorlar kendilerini çok az sonra.
Yıldırım’ın eliyle koymuş gibi bulduğu tam o noktada teknisyenler ölçüme başlıyorlar cihazlarıyla. Ve hemen anlaşılıyor ki o nokta, o stadda bulunabilecek en iyi yer.
Yıldırım: “Tamam mı? Oldu mu diyor?”
Karşısındakilerin şaşkınlıklarını yüzlerinden okuyup...
Ve cevabı beklemeden arkasını dönüyor.
Ve “Hadi çalışın çalışın!” diyerek yürümeye başlıyor.
Uzaklaşırken de yanındaki yardımcılarına bambaşka bir konuda direktifler vermeye devam ettiği duyuluyor.
Bu Aziz Yıldırım, ya da Azizm’le ilgili anlatılan “Kızıl Maske ormanda 10 kaplan gücündedir” tarzı onlarca hikayeden biri.
Doğru mu değil mi bilmiyorum...
Belki doğru ama dramatize edilmiş.
Belki tamamen uydurma bir hikaye...
Ancak hiç önemli değil doğru olup olmadığı...
Çünkü:
Eğer doğruysa Yıldırım’ın hakimiyetini çok iyi anlatıyor.
Eğer değilse de hakimiyet imajının ne kadar sağlam olduğunu...
Çünkü bu ve benzeri alıntılara yok canım abartmadır diyen bir kişi bile bulmak mümkün değil...
Biliyorum bu ve benzeri hikayeler “Aziz Yıldırım haberi olmadan statta kuş uçamaz” benzetmesiyle çok dile getiriliyor ve eninde sonunda şikeye bağlanıyor konu.
Bu komplocu yaklaşıma girmeyeceğim.
İçimiz dışımız komplo, fazlasına ihtiyaç yok....
Asıl önemlisi her ne kadar profesyonelliğe önem verse de kulüpteki her şeyle ilgilenen 15 yıllık bir başkan ayrıldıktan sonra ne olacağı?
3 ay ya da 3 yıl sonra yerine kimin geleceği ve bu karma düzene nasıl hakim olup, kendisini nasıl kabul ettireceği?
Çünkü Fenerbahçe’yi Aziz yönetiyor ama asıl Azizm’le yönetiyor...
Yani Aziz Yıldırım’dan sonra başkan bulunur belki de...
Peki Azizm’in yerine ne konur?
Haberin Devamı ›
Geçiş dönemi
Haberin Devamı ›
Aziz Yıldırım 3 yıl için başkan ama 3 ay sonra çeşitli sebeplerle ayrılabileceği ya da ayrılmak zorunda kalacağı da söyleniyor.
Bu senaryo gerçekleşirse durum ne olacak?
-Yukarıdaki gerçek ya da olabileceği hemen herkesçe kabul edilmiş hikayeyle özetleyebileceğimiz 15 yıllık bir hükümranlık alışkanlığı varken... Azizm öncesi hemen her sezon yönetim istifa sesleri duyulan bir statta hem de...
-Tek başına gittiği bir seçimde toplam oy kullanma hakkı olan seçmenin yarısının desteğini almış bir başkanın yerini kim doldurabilir?
-Onu sevmeyenlerin hatta nefret edenlerin dahi saygısını ve oyunu kazanmış bir kişiden bahsediyoruz.
-“Fenerbahçe ele geçirilmek isteniyor” açık önermesiyle yerine aday olacak hemen herkesi zan altında bırakmışken...
-Futbol takımının özellikle Alex sonrası nerdeyse A’dan Z’ye bir yenilenme ihtiyacına doğru yaklaşırken.
Bu dönemde kim Azizm’i yıkabilir? Yerine ne koyabilir?
Haberin Devamı ›
Altınsay ne yapsa...
İbrahim Altınsay’ın işi çok zor. Her şeyi doğru yapsa bile.
1- Menacerlerin musluklarını kısmak zorunda.
2- Futboldan gelenler lobisine direnmek zorunda.
Türkiye’de profesyonel futboldan gelip bir dünya görüşü oluşturmuş, bir birey olmuş, sırtını birilerine dayamadan da yaşamayı öğrenmiş çok insan var.
Ama kabul etmek lazım ki sadece futboldan geldiği için hiç bir şey yapmaya gerek duymamış, birey olamamış, yanında biri olmadan bakkala bile gidemeyen, bir şekilde bir medya kuruluşu, kulüp veya federasyona kapağı atmak için binbir takla atan çok daha fazlası var.
İşte futboldaki asıl tehlike bunlardır...
Altınsay her şeyi doğru yapsa bile, hatta eğer doğru yaparsa bu sırtlanlar onu yer. Çünkü Türkiye’nin realitesi budur.
Eğer bir ülkede Hollanda’da 500 bin euro eden adam 2 milyon euro ediyorsa orada yolsuzluk vardır.
Ve bu yolsuzlukla zengin olanlar muslukları kapatanları sevmez.
Altınsay ve onun gibileri yaşatmazlar.