Arama

Popüler aramalar

Denge kazanır

Abone OlGoogle News

2004’teki Yunanistan hep aşağılandı.
Mourinho’nun İnter’i de.
Eskiden İtalya Milli Takımı aşağılandı.
Bu kaderdir. Savunmayı iyi yapan hep aşağılanır.
Kolaycılar tarafından korkaklıkla suçlanır. Halbuki savunma büyük bir sanattır. Bu yüzden biz Çanakkale’deki Mustafa Kemal’le övünürüz, Ruslar Kursk’taki Jukov’la vs.
Savunma zor ve detaylı çalışma gerektiren bir sanattır.
Ve daha da önemlisi konu eğer futbolsa daha iyi hücum takımlarının yaratılması da buna bağlıdır.
Çünkü 2004’teki Yunanistan olmasaydı bugünkü İspanya olmazdı.
Mourinho’nun Inter’i olmasaydı bugünkü Barcelona olmazdı.
Muhteşem hücum takımlarının kurulmasına yol açan muhteşem savunma takımlarıdır.
90’ların sonunda yükselen hücum merkezli Fransa ekolünü 2004’te Yunanistan durdurdu. 2006’da İtalya savunma stratejili oyunu zirveye ulaştırdı.
Parreira bu savunma stilini, ne alan, ne adam markajı, hibrit kompakt bir savunma olarak tanımlamıştı.
Bu savunma modelini açmak Barcelona ve İspanya’ya kısmet oldu.
Mourinho zaman zaman eşleşmelerde bu oyuna dirense de bugün o da benzer bir hücum akımının peşinde. Tabii İspanya ve Barcelona’nın bir adım gerisinde.
Çünkü onlar bir başka Brezilyalı dehanın hayalini gerçek kıldılar. Zagallo’nun Kızıl Elması olan 4-6-0’la oynuyorlar. Ya da Michels/Kovacs/Cruyff ekolünden Neo-Total futbolu...
Derbiye buradan bakmak lazım.
1- Neo-Total futbol:
Galatasaray göbek dikey altılısı, neo-total futbol anlayışına Türkiye standartlarında iyi bir örnek. Orta saha göbeği tandem oynayabiliyor. Ama asıl önemlisi Elmander-Necati ikilisiyle, Melo-Selçuk ikilisinin hücum savunma dengesi aynı. Yani aslında bu dört oyuncuya orta saha demek dahi mümkün (4-6-0)...
2- Melo’nun tercihi:
Cumartesi akşamı ilk 15 dakika Melo Alex’i kovalamaya çalışınca bu 6’lı çift yönlü oyun bozuldu ve Fenerbahçe oyuna hakim oldu. 25’ten sonra bildik tandeme dönünce Fenerbahçe’nın kırılgan orta sahası dağıldı ve geri çekildi.
3- Önliberosuz oyun:
Yani ilk 15 dakika önlibero gibi oynayan Melo sonra Galatasaray’ı farklı kılan orta saha tandemine dönünce kesin üstünlük sağlandı.
4- Korkaklık mı?
Fenerbahçe salt bir hücum takımı. Kadro yapısı bu... Stoch olağanüstü goller atıyor. Alex de öyle, üstüne Sow. Bunlar çok etkileyici ama Ziegler, Emre ve Gökhan’ın düşük formlu oyunları dışında oyunu 2 yönlü oynayabilen başka bir adamı dahi yok. Sorun sadece budur.
Yoksa savunmacı oyuna almak, geri yaslanmak, korkaklık vs. değil. Geriye yaslandığında kontratak dahi yapamamak. Ya hep geride, ya hep hücumda olmak.
5- Kim haklı:
Maç sonrası Alex, Ziegler, Kocaman konuştu herkesin kafası karıştı. Hoca daha dengeli oynamamız lazım çok saldırdık diyor. Oyuncular çok geri çekildik...
Peki kim haklı?
Aslında herkes... Aykut Hoca olduğu yerden topa sahip olamayan bir takım görüyor. Haklı. Fenerbahçe bu sene hep topa sahip olduğunda farklı oldu. Alex ise geri yaslanan bir takım görüyor. O da haklı. Çünkü Fenerbahçe sadece rakip sahada topa sahip olmasına müsaade edildiğinde başarılı olabiliyor. Geri yaslanarak bu asla olmadı.
Birbirinin tam tersi gibi duruyor ama sorun aynı.
6- Ve sonuç:
Çok net: Galatasaray oyun hakimiyeti açısından lig şampiyonluğunu hak ediyor.
Şu sebeple:
1- Selçuk başta olmak üzere takımı farklılaştıracak transferler yapıldı ve onlar da karşılığını verdi.
2- Scott Piri ekibi kondisyonu üst düzeyde tuttu.
3- Terim esnek ve soğukkanlı davranıp dengeli bir 4-4-2’ye döndü.
4- Elmander ve Necati, iki hücum kanadının eksiklerini de kapatan bir orta saha oyunu oynuyor.
Ancak buna rağmen derbinin tam hakimi Galatasaray’ın pozisyon sayısı Fenerbahçe’ninkinden az. Ve zaten kazanamama sebebi de aslında bu. Baros’un poziyonu son saniyede olduğu için akılda kaldı. Ancak takımın bariz nitelik üstünlüğü niceliğe tam anlamıyla yansımıyor.
Bunun sebebi sadece Engin ve Emre’nin orta saha performanslarının geride kalışı. 4’lüyü 6’layamamaları...
Terim’in gelecek sezon Şampiyonlar Ligi’nde çözmesi gereken sorun bu...
Eğer bu çözülürse Sar-Kırmızılılar’ı parlak bir dönem bekliyor...

Haberin Devamı

Hiç şikayet etmeyin!

Haberin Devamı

Galatasaraylılar haklı olarak şampiyonluk turu atacaktık nereden çıktı bu play-off diyor.
Ama bugün diyorlar. Dün değil, sezon başında değil. Bugün...
Fenerbahçe’yse play-off hesabı yapıyor. Emin olun önde olan Fenerbahçe olsa bu kez onlar şikayet edecekti play-off’tan.
Bu arada Beşiktaş ve Trabzonspor’lu oyuncuların 2 günde bir maç oynamaları kimsenin umurunda değil tabii...
Halbuki bu ülkede doğru dürüst bir futbolcu ve teknik direktör meslek örgütü olsa bunların hiçbiri olmazdı. Ne şike sorunu kalırdı, ne yabancı sınırlaması mevzu ve tabii ki ne de play-off zırvası.
Daha çile bitmedi tabii. Play-off’ta da kavga devam edecek.
İddiası olmayan takımlar işi serebilir mi? Serebilir...
2. haftada şampiyonluk yarışı bitebilir mi? Bitebilir...
Muhteşem bir zekayla icat edilmiş ‘Havadan gelen yarım puan’la şampiyon değişebilir mi? Değişebilir...
Normal sezonun şampiyonu Avrupa Kupalarına gidemeyebilir mi? Gidemeyebilir...
Ve bu baştan beri belliyken bu zırvadan o gün şikayet eden bir oyuncu, bir teknik adam gösterin bana. Bulmazsınız.
Biz neden futbolda başarılı değiliz diye sormayın şimdi. 6 ay sonra olabilecekleri hesaplayamayan neyi başarabilir ki!

Haberin Devamı