En iyi 30 dakika

Laf olsun diye değil gerçek bir pres, hücum 4’lüsünün her seferinde geri dönüp işi orta sahaya bırakmayacak bir takip yapması... Ve sezonun en fazla ceza sahasında olduğu ilk yarısını geçirdi Fenerbahçe, ki aslında bu 30 dakikada oldu.
Haberin Devamı ›
Maçta 2-0’a kadar en komple Fenerbahçe’yi izledik. Laf olsun diye değil gerçek bir pres, hücum 4’lüsünün her seferinde geri dönüp işi orta sahaya bırakmayacak bir takip yapması... Topu mümkün olduğunca çabuk geri kazanmak için gereken her şey. Şöyle özetleyebilirim: Valencia ve Gökhan’ın defansif katkısı da ofansif katkısı da birbirlerine yakındı. Belli ki Mert Hakan’a da ‘asla acele etme’ denmiş. Ağırdı ama acele etmediği için çok kayıp da yapmadı.
Palut’un hamlesi
Önde başarılı pres gelince savunma geri koşmak zorunda kalmadı ve biz hemen herkesi hücumun bir parçası olarak görebildik. İki kanatta da üçgenleri kurup Valencia ve Pelkas’ın soğukkanlı driplingleri gelince Fenerbahçe net bir akın sürekliliği sağladı. Ve sezonun en fazla ceza sahasında olduğu ilk yarısını geçirdi. Ki aslında bu 30 dakikada oldu. 2-0 ve ardında Palut’un zorunlulukla karışık yaptığı Diomande-Hadziahmetoviç değişikliği oyunu değiştirdi. Mücadele yerine sakin ayağa top yapan bir ekstra oyuncu Fenerbahçe’nin presini sayısal olarak kırdı. Fenerbahçe de kontra oyununa dönünce Konyaspor iyi hücum etmeye başladı.
Haberin Devamı ›
Valencia’sız oyun imkansız
Erol Bulut’un bu durumu değiştirmek için yaptığı orta sahayı tazeleme hamlesi Gustavo-İrfan ve Ozan’a rağmen istenen sonucu vermese de İrfan’ın -Samatta’ya pası gibi- katkısının olacağı konusunda izler vardı. Uyum arttıkça pas yüzdesi de artar. Ve Fenerbahçe dün yine çok iyi olan Altay’ın performansına daha az bağımlı olur.
İki de önemli mesaj var:
1-Aslında yapabilir ama belli ki Pelkas kanadı değil merkezi istiyor. Orada bambaşka oluyor. (Başarılı oyuncuya geçmiş olsun)
2-Zaman zaman basit hatalar yapsa da Valencia’sız bir oyun Gustavo’suz oyundan daha imkansız.