Arama

Popüler aramalar

Evrensel bir Bağcılarlı

Abone OlGoogle News

Dünya çapında üne sahip bir sporcuya “Beşiktaş olmasaydı, Nihat hâlâ Bağcılar’da oynuyordu!” diyebilmek için, Beşiktaş’ın Nihat gibi en az 10 sporcuyu evrensel marka haline getirmiş olması gerekmez mi?
Halbuki çok iyi biliyoruz ki, değil Beşiktaş, koskoca ülke bile bunu yapabilmiş değil 100 yıldır.
Nihat, Beşiktaş dışında bir kulüpte de sivrilebilirdi kuşkusuz. Çünkü onda o azim ve yetenek var.
Ama diğer taraftan Demirören kulübü batırmamış olsa Fikret Orman nerede başkan olurdu, işte onu bilmiyorum...
......
John Benjamin Toshack değişik bir adamdı.
Beşiktaş’ı arka sayfalardan manşetlere çıkaran markaydı o...
Meraklısı için unutulmaz Televole anları da yaratmıştı. Sahada, kulübede ve medyada gerçek bir yıldızdı.
Yaşı yetenler hatırlar...
Bir dönem gazeteler ve Televole üzerinden Ali Şen’le atışmaları sansasyoneldi...
İki taraftan da bugünün çok üzerinde, zeka örneği taşlamalar geliyordu sürekli...
O günlerde, Galli efsane Televole kameralarının kadrajına havaalanında girmişti bir seferinde.
Onunla resim çektirme yarışına giren Japon turistlerin isteğini kırmıyordu. Resim faslından sonra da soruyordu teker teker.
-Ali Şen’i tanıyor musunuz?
Japonlar da şaşkın şaşkın bakıyorlardı doğal olarak.
“Ben dünyanın neresine gitsem tanınırım. Halbuki Ali Şen’i sadece burada tanırlar. Uğraşamam...” demek istiyordu yani.
Biraz züppece... Ama doğru mu? Hiç kuşkusuz...
Bir dünya markasıydı Toshack... Beşiktaş’ı değiştiren adamlardandı.
Evrensel bir markaydı! Saygı istiyordu öyle ya da böyle...
Galli hoca Beşiktaş’ın cocuğu Nihat’ın da kendisi gibi evrensel bir marka olmasında pay sahibi oldu sonra. Onu San Sebastian’a götürdü. Nihat da yürüdü gitti...
Bağcılarlı Nihat Beşiktaş’ın çocuğudur tribünlerin haykırdığı gibi.
Ama Beşiktaş’ın binlerce diğer çocuğundan farklı olarak, Siyah-Beyazlılar’ın bir numaralı evrensel markasıdır.
Toshack gibi havaalanı şovu yapacak bir ego da değildir. Alçakgönüllüdür.
Dolayısıyla yönetimler için de bir cankurtarandır...
Gidişi ekonomik buhran yaşayan o günkü yönetimi kurtarmıştı.
Dönüşü, Topuz’u Fenerbahçe’ye kaptıran Demirören’i...
Şimdi de alacağını faiziyle aldığı için Orman’ı kurtaracak belli ki... Başkanın cesur salvolarına bakılırsa.
Zira bu kadar sert eleştirileri ne eski başkana ne Mendes’e ne de başkasına savurdu Fikret Orman... Ne de ona başkan ol yardım edeceğiz diyen büyük zenginlere...
Peki söylesenize:
Türkiye’deki Beşiktaşlı zenginler arasında Nihat kaçıncı sıradadır?
İlk yüze girer mi? Hiç sanmam...
Peki neden ilk bağışı onun yapması gerekiyor, bunca servetinin sınırı belli olmayan adam varken?
Fikret Orman’ın başkanlığa gelmeden önce yardım sözü aldığı zenginler arasında Nihat Kahveci de var mı? Rahmi Koç’tan sonra Nihat’a mı gitti Orman?
Peki neden hakkı olanı zamanında alamadığı için yasal faizini de istemesi ve alması sorun oluyor? Mafyaya mı gitti Nihat yardım için?
Ya da bu faiz Q7’nin kaç aylık maaşıdır da bu kadar dert olmuştur?
Acıklıdır durum...
Hepsi bir yana asıl yaralayıcı ve umut kırıcı olan ise şudur.
Fikret Orman’ın dediklerine, ve okuduklarımıza bakılırsa bugün hâlâ herkese açıktır Beşiktaş’ın kapısı. Kulübü batıranlara, maceraperestlere, soyguncu sahte menacerlere. Değerinin 10 katını isteyen futbolculara...
Bir tek 110 yıllık kulübün tek evrensel futbol markasına kapalıdır artık...
En azından Orman olduğu sürece.

Haberin Devamı

Altyapı

Haberin Devamı

Scala, Daum, Lucescu, Del Bosque, Tigana, Denizli, Schuster ve diğerleri. Son 10 yılda gelip geçenlerden bazıları.
Bu isimlerin tamamı UEFA’nın elit grubuna girse şaşırmazsınız. Bayağı bildiğiniz akademik bir derya.
10 yıl tesislerin kapısında dursanız hepsi Beşiktaş’ta görev yaparken kapıda dursanız Bank Asya şampiyonu olacak bilgi birikimine sahip olursunuz.
Ama gençleşme yolundaki Beşiktaş’ta Van Hooijdonk’un bile adının geçtiği hoca listesinde altyapıdan bir kişinin adı dahi geçmiyor.
İşte sorun budur. Altyapı hoca yetiştiren yerdir önce. Bunu yapamıyorsanız oyuncu hiç yetiştiremezsiniz.

Haberin Devamı