Uğursuz değil efsane

İdeal 11’inden 10’u yeni olan bir takımı şampiyonluğa ulaştırmak rakiplerin durumu ne olursa olağanüstü bir başarıdır.
Terim bunu başardı işte.
İdeal 11’e girebilecek oyuncu sayısı 13-14’ken hem de...
Teknik anlamda esnek ve açık davranarak ama her zamankinden farklı olarak siyaseten sessiz ve katı kalarak.
Ancak asıl başarı normal sezonu 9 puan önde bitirdiken sonra...
Şampiyonluktan emin olduktan sonra, başaşağı gitmeye başlayan bu yeni takımı son maçta ezeli rakibin sahasında ayakta tutabilme ve hedefi bulabilmektir.
Terim’in bu başarısı ileride kariyerinin en önemli dönüm noktalarından birisi olarak yazılacak emin olun...
Çünkü bu şampiyonluk Galatasaray açısından bir milattır...
Fenerbahçe geçirdiği bu korkunç sezonun ardında kaçırdığı şampiyonluğu kendi kendisine anlatabilir. Bunun için doğru yanlış bahane ya da sebepler bulabilir. Çünkü yaşanan neresinden baksanız kabus bir yıldır.
Ancak Galatasaray böyle zor durumda bir rakibe kaybetmeyi kendi iç barışını koruyarak sindiremezdi. Olabilecek bu en iyi şartlarda Terim kaybetse yönetim içi, yönetim ile başkan arası, yönetim-teknik heyet arası, futbolcu-teknik heyet arası ortaya çıkabilecek çatlakları tamir etmek kolay olmazdı.
Terim buna oyuncularıyla birlikte engel oldu.
Belki de Türkiye’nin efsane hocası olmaktan vazgeçerek, Galatasaray’ın en büyük efsanesi oldu.
Başkaları için antipatik olmayı göze alarak, kupayı her şeye rağmen Saracoğlu çimlerinde almaya “tek başına” direnerek.
İşte ortaya iddia koymak böyle bir şeydir.
Ve Terim bir kez daha ortaya koyduğu iddiayı kazanarak...
Bir kez daha futbolculuğundaki uğursuz yaftasını yırtarak,
Gerçek bir efsane oldu.
Abartmıyorum Galatasaray’ın belki de bir numaralı efsanesi...
Zaman bize bunu gösterecek...
Haberin Devamı ›
TFF’yi kovun
Haberin Devamı ›
Gece 2.30’da, insanların yüzüne bakamadan gizlice değil, sinsice internet sitesinde cezaları/aklanmaları yayınlayan TFF...
Şampiyonluk Kupası’nı gizlice soyunma odasında vermeye çalışan TFF...
Başbakan devreye girdikten sonra karanlıkta, insanların gözünün içine bakamadan veren ve sonra ortadan kaybolan TFF...
İstifa etmemelidir, gizlice değil açıkça kovulmalıdır.
Çünkü hak ettikleri budur....
Kulüpler, en başta da Galatasaray ya da Trabzonspor değil, Fenerbahçe kovmalıdır TFF’yi...
Çünkü suçlu olmak ya da öyle gösterilmek veya iftiraya uğramak kötüdür, acıdır ama Fenerbahçe’yi Fenerbahçeliyi’yi kayırılıyormuş gibi gösterilmek daha çok yaralamaktadır.
Gizlice açıklanan kararlar, gizlice değişen kurullar, gizlice verilmeye çalışılan ve karanlıkta verilen kupaların gerektirdiği sadece budur.
Kovun şunları...
Şu şampiyon kim yahu?
Şampiyonluk kutlanıyor. Ve her sene olduğu gibi bir dolu takım elbiseli podyumda. Birkaçının kim olduğunu dahi bilmiyor ortalama seyirci.
Doğrusu, normali, bilmemek, bilen anormal yani.
Selçuk İnan’dan farkları yok. Öyle bir gerinme hali.
Seyirci alkışlıyor. Onlar el sallıyor...
Doğrusunu yanlışını vs. geçin.
Yahu seyirci alkışladığı, ödüllendirilen adamın kim olduğunu bilmiyorsa...
O adamı ödüllendirmenin manası nedir?
Oraya insan hangi yüzle çıkar?
Gerçekten hak eden sporcunun hakkını çalmış olmaz mı?
Kendi takımın oyuncusunun bile hakkına göz dikenden futbol yöneticisi olur mu?
Olursa bu ülkede sorunlar çözülür mü?
Haberin Devamı ›
Sezonun adamı Sabri
Ligin kaderini değiştiren adam Sabri... Sezonun adamı...
Cumartesi maç sonunda yaşanan ayaklanma görüntülerinin birkaç hafta önce İnönü’de başlamasını engelleyerek bu unvanı halk ediyor.
Eboue’ye doğru koşan zatı muhteremi engelleyerek karşı darbeyi engelleyen, dolayısıyla tribünlerin top yekun sahaya dökülmesine set çeken adam olarak ‘Reyis’ sezonun bitebilmesini sağladı. (Geçen hafta sahaya girip seyirciyi sakinleştiren Şenol Güneş’i de unutmamalı tabii.)
Sabri’nin bu yılki en büyük hizmeti bu...
Kazanan her zaman...
Galatasaray hak etti. Her sezonun şampiyonu şampiyonluğu hak eder. İster 10 puan fark atsın, ister averajla geçsin. Galatasaray da hak etti. Aksini iddia eden akılla konuşmuyordur. Haksızlık ediyordur.
Ancak fair-play yani adil oyun için sadece hak etmek yetmez. Fazlası gerekir.
Geçen hafta Trabzon’da saatlerce mahsur kalan Fenerbahçe’nin “cık cık ne ayıp” demesinden 1 hafta sonra Saracoğlu ve çevresinde yaşananın anlattığına iyi bakmak gerekir.
Şimdi Galatasaray’ın “cık cık ne ayıp” demesi de 5 sene önce Fenerbahçe şampiyonluğunu sulamasını unutturmaz.
Yani bizde sorun bir hak etme sorunu değildir. Birbirimizde adil davranmama sorunudur.
Ve bu sorunu çözmek istemediğimiz için de sorun büyümektedir.
Kazanan her zaman hak eder ama bizde sıkça söylendiği gibi aslında çok da haklı değildir.
Bunu hepimiz çok iyi biliyoruz...