Fenerbahçe'nin iki transfere ihtiyacı var

Fenerbahçe’nin iki transfere ihtiyacı var
Gazeteler, her transfer mevsiminde olduğu gibi yine transfer haberlerinden geçilmiyor. Beşiktaş bir kez daha bu dönemin şampiyonu olacak gibi... Holosko, kişisel görüşüme göre büyük takım oyuncusu olmak için daha pişmesi gereken bir oyuncu. Beşiktaş’a karşı kendi sahalarını daraltarak oynayan rakipler karşısında nasıl bir performans göstereceğini merak ediyorum. Ancak başka bazı yazarlar gibi bu transferin tümüyle gereksiz olduğu kanısında da değilim. Beşiktaş’ın ciddi bir forvet sorunu var ve Holosko eğer bizleri yanıltırsa iyi bir çözüm olabilir. Anlayamadığım konu Beşiktaş’ın kadrosunda bu kadar stoper varken yine bir stoper peşine düşmesi. Gazetelerdeki haberlere bakılırsa Beşiktaş bir de yabancı stoper alacakmış.
Galatasaray da bu ara transfer döneminde hareketli bir görüntü çiziyor. Kaleci konusunda sorunları olduğunu düşünüyorum. Ancak gelecek olan kalecinin de öyle süper star olmadığı gerçeğini unutmamak gerek. Eğer gerçekten dünya çapında bir kaleci alınmayacaksa, kadrodaki genç kalecilere yazık değil mi?
Rakipleri son derece hareketli görünürken Fenerbahçe’nin sessiz kalması da ilginç bir durum! Kim bilir, belki de artık bu tabloya alışmamız gerekiyor. Aziz Yıldırım’ın gerçekten büyük bir isim olmadıkça transfere sıcak bakmadığı anlaşılıyor ki, Fenerbahçe’nin kadrosuna bakılırsa bu o kadar da yanlış bir tutum değil.
Ancak unutulmaması gereken bir durum var ki, o da Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi hedefleri ve Türkiye’de de unvanını koruma gerekliliği. Gerçekçi olmak gerekirse, Fenerbahçe’nin bugünkü kadro yapısı ve oyun düzeni içinde Şampiyonlar Ligi’nde ilerleyebilmesi, ancak kadronun olağanüstü bir performans göstermesi ile mümkün olabilir.
İstanbul’daki Inter maçı ve PSV maçlarındaki gibi, kendi standartlarının üzerine çıkabilen bir Fenerbahçe’nin şansı olur. CSKA maçlarındaki ve Milano’daki Inter maçları düzeyindeki bir performans (ki bu performans Fenerbahçe’nin ortalama performansıdır) ile tur geçmek mümkün olamaz.
Bu nedenle transfer yapılacak ise bütün kadroyu değiştirmek mümkün olamayacağına göre Türkiye’deki hedefler için yapılacak.
Fenerbahçe’nin orta sanın sağ kanadında oyunun iki yönünü de oynayabilen bir oyuncuya ihtiyacı olduğu çok açık. Zico’nun, Deivid ısrarının doğru bir çözüm olmadığı görülüyor. Deivid sık sık yerini kaybediyor, savunmaya yardım edemiyor. Yüzü kaleye dönük olduğu için hücumda daha etkili olabiliyor, ama Gökhan Gönül’ün ilk yarıdaki olağanüstü performansı olmasaydı, sonuç ne olurdu, üzerinde ciddiyetle düşünmek gerek.
Aynı sorun Vederson ve Uğur Boral’ın dalgalı verimleri nedeniyle sol kanatta da yaşanıyor. Ancak bunun çalışarak çözümlenebilir bir sorun olduğunu düşünüyorum.
Ve elbette bir de Kezman sorunu var. Kezman kendisini kanıtlamak zorunda olan bir futbolcu değil. Ancak Türkiye’de şu ya da bu nedenle eski halinden uzak bir görüntü çiziyor. Kendine güvenini kaybetmiş, yılgınlığa düşmüş bir hali var. Ya Kezman’daki bu psikolojik sorun giderilmeli ya da yerine uzun maraton için ihtiyaç duyulacak bir santrfor alınmalı.
Ligin ilk yarısında şampiyonluk adayları öyle maçlarda öyle puanlar kaybettiler ve öyle beklenmedik puanlar kazandılar ki, ikinci yarı neredeyse yine başa baş başlıyor. Bunun ligimize heyecan katacak bir durum olmasını diliyorum.
Haberin Devamı ›
Hakem hataları üzerine
Ligin ilk yarısının bence en önemli özelliği yine hakem hataları nedeniyle kazanılan, kaybedilen puanlar oldu. Hataların daha çok Galatasaray lehine, Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin aleyhine geliştiğini söylemeliyiz.
Fenerbahçe’ye ‘penaltı yasağı’nın sürdürülmesi en az beş puanın kaybına yol açtı. Beşiktaş için de bir beş puanlık kayıptan söz edebiliriz. Buna karşılık Galatasaray’ın hakem hatalarıyla altı puan kazandığını da unutmayalım.
Bütün bunların sistematik ve kötü niyetli olduğunu düşünmek istemiyorum. Ancak ikinci yarıda hakemlerin artık biraz daha dikkatli olmalarını istemek hakkına sahibiz. Benzer hataların tekrarlanması, hatalardan ders alınmadığını göstereceği kadar kötü niyetin de bir işareti olacak. Hakemler, bu bilinçle sahaya çıkmalı.