Arama

Popüler aramalar

Futbol tarihinden seçmeler

Abone OlGoogle News

Bir dönem Avrupa’nın efsane takımları biri konumuna gelen Ajax, çok eski tarihlerde değil 1970’li yıllara gelindiğinde neredeyse amatör bir takımdı. Takımın yeni hocası Rinus Michels ekibini ödün vermez hatta ölümüne bir hücum ilkesi ile oynatmayı kafasına koymuştu. Ne var ki, böyle bir oyun ilkesi için futbolcularının profesyonel olması gerekiyordu. Bu yüzden antrenman sayısı azdı ve gece yapılmak zorundaydı. Johan Cruyff bir matbaada garip işler yapıyor, hafta sonları dergi satıyordu. Piet Kaizer’in tütün dükkanı, Swart’ın mağazası vardı. Böyle bir takımdan ilkeli bir ekip yaratmak zordu.

Haberin Devamı

Rinus Michels bu soruna çözüm bulmak için Ajax yönetimine gidip kulüp başkanı Jaap van Praag’ı ve kulübün sahibi Maup Caransa’yı oyunculara garanti maaş vermeye ikna etmişti. Bu görüşme efsane Ajax takımının doğmasının temel nedeniydi. Gündüzleri antrenman yapmaya başlayan oyuncular geceleri rahatça uyuyabilecek zamanı bulmuşlardı. Rinus Michel’ın girişimi sadece Ajax’ın değil, dünyanın gelmiş geçmiş en iyi iki takımından biri olan Hollanda ulusal takımının da yaratılmasına neden olmuştur. Diğer büyük takım ise 1950’li yılların Macaristan milli takımıdır. Bu tartışmasız iki büyük takımın bir dünya kupası kazanamaması ilginçtir, daha ilginci ise her iki takımı da finalde Almanya’nın yenmesidir. Almanya 1954 Dünya Kupası finalinde Macaristan’ı, 1974’teki finalde ise Hollanda’yı yenerek Dünya Kupası şampiyonu olmuştur.

Haberin Devamı

Johan Cruyff’a göre oyun felsefesi, göze hoş gelen futbol her zaman daha öncelikli olmalıydı. Futbol felsefesini şu görüşlere dayandırıyordu: “Hayatımı bir Dünya Kupası kazanmamış olmama lanet ederek geçiriyorum. Ben milyonlarca insana seyir zevki veren muhteşem bir takımda oynadım. Bence futbol budur. Yetmişlerin Hollanda’sını seyretmek çok keyifliydi.

Fransa’da insanlar her gün bana bunu söylüyor. Bizden saygıyla bahsediyorlar. Bu bir eski futbolcu olarak alabileceğim en büyük ödül. Ben şahane bir takımda futbol oynadım. Ajax’taki teknik direktörlük dönemimde de bu şekilde futbol oynayarak Avrupa Kupası’nı kazandık. Ancak hayatta aldığım en büyük ödül insanların bana dünyanın en iyi futbolunu oynamış olduğumuzu söylemesiydi. Tarzınız yüzünden takdir görmekten daha iyi bir ödül yoktur.”

1974 Dünya Kupası’nda Arjantin’i 3-0 ve Brezilya’yı 2-0 yenerek eleyip finale gelen, dünya futbol otoritelerini şaşkına çeviren Hollanda ulusal takımının finalde de çok iyi oynadığı halde kazanamamasının nedeni bir Gerd Müller’e sahip olmamasıydı belki de. Müller Bayern Münih forması altında 628 maçta 365 gol attı. Alman milli takımıyla altmış iki maçta altmış sekiz gibi inanılmaz bir gol sayısına ulaştı ve oynadığı iki Dünya Kupası’nda 14 gol kaydetti. Pele ise üç dünya kupasında on gol kaydedebildi.