Arama

Popüler aramalar

Şenol Güneş rapor yazmayı biliyor mu?

Abone OlGoogle News

Tahmin yürütmek, özellikle geleceğe yönelikse, zordur. Hele söz konusu futbolun geleceğine, maçların sonucu hakkında tahminde bulunmaksa, çok daha zordur. Oysa benim yazı dünyasının içine girip burada kalıcı olmam maçlar öncesindeki tutarlı tahminlerimle ilintilidir.

Haberin Devamı

Cumhuriyet gazetesinde yazmaya başladığımda, rahmetli spor müdürümüz Abdülkadir Yücelman başıma dikilir” hoca az yaz, kısa yaz, iyi gazeteci derdini kısa yazarak anlatan gazetecidir, yerimiz yok, tek sayfayız” derdi, döner dolaşır yine derdi.

Ancak üç büyüklerin karşı karşıya geldiği bir maçtan önce yazmaya başladığımda hiç dokunmaz, yanıma bile uğramazdı. Hatta maç önü tahmin yazılarımı manşetten verirdi. Takımların avantaj ve dezavantajlarının irdelendiği yazılarım o dönemin basın dünyasında dikkat çekici hale gelmişti.

Şenol Güneş beni nasıl tuş etti?

Öyle ki, bir gün İnönü Stadı’nda oynanacak olan Beşiktaş-Fenerbahçe maçından önce rahmetli İslam Çupi’nin, elindeki Cumhuriyet gazetesini göstererek “gene bize tahmin edecek bir şey bırakmamışsın” diye takıldığını hiç unutmam.

Haberin Devamı

Ne var ki Şenol Güneş bütün öngörülerimi yerle bir etti. Ulusal takımı oluşturan Bizim Çocukların Avrupa Şampiyonası’nda final oynayacağını savunduğum halde, bizimkiler 24 takımın içinde finallere ilk veda eden takım oldu. Bir anlamda Şenol Güneş beni adeta tuş etti, sırtımı yere getirdi.

Ancak, uzun yıllar futbolun içinde olmanın verdiği deneyimden olsa gerek “eğer Şenol Güneş’i tutabilirsek” başarılı olacağımızı söylemiş, yazmıştım.

Fransa’dan alınan puanlar aldatıcıydı

Nitekim Güneş’i tutamadık. Bu nitelememin nedeni Güneş’in aslında daha grup elemelerinde tutulup Bizim Çocukları karanlıkta bırakmasıydı.

O karanlığın içinde Fransa’dan alınan puanlar aldatıcı bir parlaklık yarattığı için toplumun çoğunluğu “Ama bu takımı buraya Güneş getirdi” yanılgısından kurtulamadı.

O takımı oraya Şenol Güneş’in götürmediği, yurda döndükten sonra federasyona verdiği “rapor” adı altındaki karalamadan bile belli oldu.

Karalama diyorum çünkü gazetelere yansıdığı kadarıyla yazılana rapor denilemez. Görünenin bize anlattığı Şenol Güneş’in rapor yazmayı bile bilmediğidir.

“Sorumluluk benimdir” ne demek?

Takımın neden kötü gittiğini bilmediğini federasyona yazan Güneş’ten akademik ve metodik bir rapor yazmasını da beklemiyoruz.

Çünkü rapor yazmak da bilgi işidir“Takımın neden kötü gittiğini bilmiyorum ama sorumluluk benimdir” diyebilen bir teknik direktörün yapacağı tek şey “sorumlu” davranmaktır. Sorumlu olan sorumlu davranmak zorundadır.

Avrupa Şampiyonası’nda sıfır çekip eve döndükten sonra Şenol Güneş’in sadece Ulusal takım hocalığı değil, Türkiye’deki teknik direktörlüğü döneminin de bittiğini yazmıştım. Şenol Güneş “neden kötü oynadığımızı bilmiyorum” deyip yazamadığı “rapor” ile beni yorumumda haklı çıkartmıştır. Başka söze gerek var mı?