Arama

Popüler aramalar

Antalya'da Fener baharı

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Başkan Aziz Yıldırım, 28 yaşına basan Gökhan Gönül’e parti tertipliyor.. Futbolcularla birlikte otelde. Antrenmanı izliyor.. Moral verici konuşmalar yapıyor.. Taraftarlardan takıma eskisi kadar sahip çıkmalarını istiyor.. Tek kelime ile adeta mükemmel bir “sportif direktör.” Ayrıca ”Hiç alışılmadık şekilde güleryüzlü..” Tüü..Tüü.. Dağlara taşlara.. Aman nazar değmesin.”

Bu arada Aykut Kocaman ile tavla oynuyor. Kim kimi yeniyor.. Oyun içinde kaç mars oldu çok merak ediyorum. Ama, başkan kolay yenilmez bunu biliyorum.

İşte son örneği: ”Kendimde devam edebilecek gücü göremiyorum“ diye TV ekranlarında milyonların önünde istifa eden Aykut hocayı aynı gece sabaha karşı kararından döndürmesi de bunun bir kanıtı. Dedik ya, bu kamp bambaşka. Antrenmanların yanı sıra yerliler ”İngilizce“, yabancılar “Türkçe“ dersleri hızlandırmışlar. Aman ha, özellikle yabancılara toplumumuzda yanlış anlaşılan kelimelerin, hareketlerin neler olduğunu tek tek tekrarlatın. İkinci bir Meireles faciası yaşamayalım. Aykut Kocaman da durumdan son derece memnun olmalı ki, medya sorumlusu Orkun Yazgan’la gazetecilere hafta içinde basın toplantısı öncesi bir mesaj yollamış ve “hayat tüm güzellikleri ile devam ediyor” demişti. Artık Aykut’un da “istifa“ seslerine alışması lazım. Çünkü günümüz Türkiyesi’nde siyasette hergün herkes birbirini istifaya davet ediyor. Onlar da Aykut hoca kadar alıngan olsa, devleti yönetecek kimseyi bulamazsınız.

Not: Aykut hocam, şu son satırlar Fener’lilerin bir ricasıdır. Ne olur, saha kenarında gollerde biraz gül. Bir de Fener’i ikinci yarıda da aynı sistemle oynatacağın söyleniyor, bundan vazgeç.

PFDK’yı, Tahkim’i kaldırın gitsin


PFDK bir ceza veriyor. Tahkim “olur” verirse “itiraz”. Vermez de cezayı indirirse, ekleme yaparsa veya dondurursa yine “itiraz”.. O zaman kaldıralım hukukçulardan seçilen bu kurulları. Olayın ertesi günü yöneticiler ne demiş. Bu konularda yazarların görüşleri ne. Özellikle TV’lerde neler söylenmiş ona göre karar verelim. Gördünüz bir Meireles olayında ortalık birbirine girdi. Galatasaray, ezeli rakibine, federasyona ağır göndermelerde bulundu. Fener karşılık verdi. Trabzonspor keza öyle. Bir tek Beşiktaş “olay beni ilgilendirmez” şeklinde görüş bildirdi.

Bakın; bu demeç savaşları zaten olmayan futbolumuzu daha da kötüye götürüyor. Taraftarlar birbirine hiç de iyi gözlerle bakmıyor. İşte size bir örnek. Gökhan Gönül, Galatasaray-Fenerbahçe maçı sonrasında Fatih Terim’e sarıldı. Keza Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, Rıdvan Dilmen’i Galatasaray TV’de söyleşiye davet etti. Taraftarlar ayağa kalktı. Açıkçası bu arkadaşlar, futbolcuların, yöneticilerin birbirleri ile selamı sabahı kesmesini istiyorlar. İş kötüye gidiyor. MHK’yı, PFDK’yı, Tahkim’i ve de federasyonu eleştirirken biraz dikkatli üslup kullanalım. Ona “istifa et”, buna “görevi bırak“ demek işin en kolayı. Bindik bir alamete nereye gidiyoruz bilen yok.

Yılmaz Vural ne güzel konuşmuş


Geçen hafta yazacaktım olmadı. Yılmaz Vural bir söyleşide, ”Ben, Malatyaspor’a teknik direktör olduğumda Alex Ferguson da Manchester’in başına getirilmişti. O, 25 yıldır takımın başında ben de aynı sürede 22 kulüp değiştirdim” demiş. Vural’ın hocalığını kimse tartışamaz. Aynı şey bilgisi için de söylenebilir. Ana dili gibi de Almancası vardır. Köln Spor Akademisi mezunudur. Ama ne hikmetse o bilgi, o görgü ile üç büyüklerde bir türlü hocalık yapma şansını yakalayamamıştır. Yakalayanlar ne oldu diye sorarsanız, başarılı olanlar bile en ağır eleştirilere uğramıştır. Hele de yabancılar. İki örnek vereyim; Halen İspanyol milli takımının başında olan ve ülkesine Dünya Kupası’nı kazandıran, Avrupa Şampiyonu yapan, 2012’nin en iyi hocası seçilen Del Bosque’ye ülkemizde “Yeniköy kasabı“ adı takılmış ve başarısız ilan edilerek ülkesine postalanmıştır. Keza Alman Milli Takımı’nın patronu Joachim Löw de Fenerbahçe’den aynı nedenlerle gönderilmiştir. Yılmaz hocanın Alex Ferguson örneği Türk futbolunun ne durumda olduğunun en güzel göstergesidir.