Arama

Popüler aramalar

Aslında bir değil üç

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Ersun Yanal teknik direktörlük kariyerinde zirveye oturdu.
Aslında Ersun Yanal futbol sezonu sonunda bir değil üç başarıya birden imza attı.
Birincisi, Mustafa Denizli ve Aykut Kocaman’ın ardından Fenerbahçe’ye şampiyonluk yaşatan yerli hoca olarak tarihe geçti.
İkincisi, Mancini gibi şöhreti dünyaya yayılmış bir teknik direktöre 9 puan fark attı.
Üçüncüsü, Beşiktaş Teknik Direktörü Bilic’i de 12 puan solladı.
Hocanın elinde 34 maçlık lig maratonunu 74 golle aşan müthiş bir kadro var.
Şimdi şampiyon takıma Diego Ribas da geliyor. Koşan, mücadeleyi seven bir yapıya sahip. Bu nedenle Ersun hocanın işi yeni mevsimde daha kolay olacak gibime geliyor.
Ben şimdiden söyleyeyim Fenerbahçe eldeki mevcut kadroyu aynen korursa yeni mevsimde de şampiyonluğun en büyük adayıdır.

Acı olan

Evet, acı olan ne biliyor musunuz? Rakiplerini açık ara geride bırakıyorsun, şampiyon oluyorsun ama ikinci Galatasaray Şampiyonlar Ligi’ne direkt gidiyor. Üçüncü Beşiktaş iki elemeyi geçerse o da aynı ligde...
Ya Fenerbahçe?
Sadece seyirci...
Nedeni? Asılsız şike iddiaları...
İşte bu yüzden Galatasaray’da Mancini, Beşiktaş’ta da Bilic başarılı sayılıyor.
Aksi olsa ikisi de başarısızlar sınıfına konulacaktı ve de büyük bir olasılıkla yollar ayrılacaktı.

Keşke sınırlama kalksaydı

Mancini, yabancı futbolcu sınırlamasına karşıydı. Hatırladığım kadarı ile Ersun Yanal da aynı görüşte... Son olarak, ‘Büyük şef’ Drogba giderayak Türkiye ligini daha cazip hale getirmek için yabancı sınırlamasının kalkması gerektiğini söyledi.
Ama, bizde kulüpler arasında kavga çıkmadan Futbol Federasyonu “5+3” dedi ve noktayı koydu.
Bana sorarsanız, “Sınırlama olmasın” derim. Sezon bitti, gol krallığı listesine şöyle bir bakın: Gol kralı Sivaslı Aatıf Chahechoue... Rakip ağları 17 kez havalandırmış. İkinciler Burak’la birlikte 16’şar golün sahibi Kasımpaşalı Oscar Scairone... Diğerlerini saymayacağım. Yabancıların gol sayısı toplamı 400’ün çok üstünde.
Biz ne istiyoruz? Göze hoş gelen futbol ve de tabii zihinlerden silinmeyecek süper goller...
“Yabancı sayısı çok olursa Türk futbolu ilerlemezmiş.” Geçiniz... Kaliteli yabancıların olduğu yerde rekabet kızışır ve yeteneği olan yerli futbolcu da formayı kapar.
Futbola ilgi artar, seyirci sayısı çoğalır. Yıllar önce, “Kaleci transferine izin verilmesin. Milli takım kalecisiz kalır” deniyordu. Geldiler ne oldu? Onur, Tolga, Volkan şu anda Avrupa’nın her takımında ilk on birde rahat rahat oynar.
Bu büyük bir yarış. Yaşı küçük kaliteli yabancı alınırsa milli takım için vatandaş bile yapılabilir. Örneği de var ama ne yazık ki devamını getiremedik. Onun için hep yerimizde sayıyoruz. Geçici başarılarla avunuyoruz.

Uçağın kapısında karşıla sonra...

Dünya devi, dünya markası Drogba’dan bahsediyorum. Uçağın kapısında karşılandı, yer yerinden oynadı. Tribünler “Drogba”sesleri ile inledi.
Erciyes maçında en azından forması ile sahaya çıkıp bir tur atacağını sandık.
Aldandık... ”Veda” sadece Galatasaray TV’deki konuşması oldu.
Dünya markası Drogba ilk sezonda 13 lig, 4 de Şampiyonlar Ligi maçında yer aldı. Toplam 6 golü var. İkinci sezonda ise 24 Süper Lig, 8 Şampiyonlar Ligi, 1 Süper Kupa ve 3 Türkiye Kupası’nda top koşturdu, gol sayısı 14...
Yani şampiyonlukta da ikincilikte de Drogba’nın payı çok. Büyük kalabalıklarla omuzlara alarak karşıla, sonra sessizce yolla.
Olmadı Galatasaray...

Hami Trabzon’u uçurur

“Hami Trabzon’da ne yapar?” diye soruyorlar.
Cevabım uçurur olur.
Eğer işine müdahale edilmezse, eğer sabırlı olunursa “bombacı” unvanlı Hami, kendi oynadığı devirde hep zirve mücadelesi yapan Trabzonspor’u yeniden yaratır.
Göreve geldiğinden bu yana alınan sonuçlara bir bakın, Trabzonspor bugün lig dördüncülüğünü yakalamışsa ve de Avrupa Ligi Play-Off vizesini aldıysa, bu Hami hocanın eseridir.
Trabzon’a gönül verenler Hami’den çok şeyler bekliyor. Tabii biz futbolseverler de...