Arama

Popüler aramalar

Diego değil Caner

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Bana göre Fenerbahçe’de yılın olayı Diego’nun transferi değil...
Ya ne?
Caner’in Fenerbahçe’ye “evet” demesidir.
”Hayır” deseydi ne olurdu?
Kendisini isteyen Chelsea, Liverpool ve İnter kulüplerinden birine gider ve orada da Fenerbahçe’de olduğu gibi rahat rahat forma giyerdi.
Ancak Caner bol dedikodulu, “Galatasaray istiyor, Beşiktaş bekliyor“ gibi transfer haberlerine malzeme olmadan Başkan Aziz Yıldırım’a “Ben Fenerbahçe’de kalacağım” dedi.
Bu olay Fenerbahçe‘de “Biz bir aileyiz” sloganının ne denli tuttuğunun bir göstergesidir.

Zidane mi?
Hadi canım sen de!


Bazen küçük dilini yutası geliyor insanın. Baksanıza İtalya’nın ünlü spor gazetesi La Gazzetta dello Sport, Salih’i sayfalarda “Yeni Zidane” diye takdim etmiş. (gazetelerde okudum)
Aslında benim de hoşuma gitmedi değil.
Çizme basınında yazılanlar, çizilenler genç Salih’te, “Ya ben neymişim” diye bir duygu yaratırsa işte o zaman yolunu şaşırır sonra da zor toparlanır.
Salih’in daha yolun başında iken buna son derecede dikkat etmesi lazım.
Eğer Fenerbahçe’de kalırsa ve de formayı kaparsa, sadece Roma değil tüm Avrupa kulüpleri peşine düşer. Çünkü daha 19’unu yeni bitirdi. Ufku çok açık.

Nedenini çözmedim
Alex, Başkan Aziz Yıldırım ile konuşur-konuşmaz, yanyana gelir-gelmez; bu da beni hiç ilgilendirmez.
Gerçek olan şey; 8.5 yıl Fenerbahçe formasını giyen, 333 maçta rakip filelere 167 gol gönderen, istatistiklere göre 137 asist yapan kaptan Alex’i hiçbir Fenerbahçeli unutamaz.
Rıdvan Dilmen ve Güntekin Onay’la yaptığı söyleşide Başkan ve Aykut Kocaman için, “Asla kırgınlığım yok. Umarım mutlu olurlar” demesi programı izleyenlere “Bravo” dedirtti.
Ancak Alex’in, “Brezilya’ya döndüğüm andan itibaren bir kitap yazmaya karar verdim. Aykut Kocaman kitapta yer almak istemedi”şeklindeki sözlerine takılmadım desem yalan olur.
Niye, neden? Bunun bir açıklaması olmalı. Bekliyorum...

Beşiktaşlı bıktı


Hatırlayın 10 Ekim 2013‘te İbrahim Toraman ile Sezer kavga ettikleri için kadro dışı kaldılar.
Beşiktaş, Sezer için bir milyon 500 bin Euro bonservis bedeli ödemiş, kendisine de herhalde ona yakın para verdi.
O tarihten bu yana defalarca Başkan Fikret Orman istiyor, Biliç “Hayır” diyor. Kadroya alınacaklar-alınmayacaklar, af geliyor-gelmiyor“ haberleri gündemden hiç düşmedi.
Hatta Toraman’ın yerini doldursun diye Galatasaray’dan Dany kiralandı.
Bu kadro dışı olayı çok saçma. İşine yarıyorsa elinde tut ama öyle bir para cezası ver ki, bir daha ağzını açamasın. Veya sat, olmadı kirala...
Sezon sona erdi. Ne oldu? Şampiyonluk sloganı ile işe başlayan Beşiktaş ancak üçüncülüğü yakaladı. Maddi-manevi zarara uğrayan da Beşiktaş oldu.
Kusura bakmayın ama Sezer de, İbrahim Toraman da bu takımda bal gibi oynardı.

Hacıosmanoğlu devamlı konuşuyor

Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu göreve geldiğinden bu yana futbol takımından çok konuşmaları ile manşetlerde.
Gündemden hiç düşmeyen konular 2010-2011 Kupası, Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe iken bunlara yenileri eklendi.
Şimdi de hedefinde eski başkan Sadri Şener ve de Faruk Özak ile Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz... Az daha unutuyordum bir de Futbol Federasyonu var.
Sayın başkan göreve geldiğinden bu yana 10 arkadaşın istifa etti. Neden? Hep kabahatli olan taraf onlar mı?
Bakınız Trabzonspor lig yarışında başarısız oldu. Trabzonspor’a gönül verenler flaş transferler istiyor. Şampiyonluk özlemlerinin sona ermesini bekliyor.
Trabzonspor için artık laf değil icraat zamanı...

NOT: Futbol sezonu bitti. Uzunca bir tatile çıkıyorum. Bu nedenle yazılarıma ara veriyorum. Yeni sezonda buluşmak dileğiyle...