Arama

Popüler aramalar

Fenerbahçe Emre'yi çok arar

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Şükrü Saracoğlu Stadı’nda taraftarın önündeki imza töreninde yer yerinden oynadı. Ve geldiği sene yardımcı kaptanlık görevi de kendisine verildi. Büyük tecrübesinin yanında agresifti, hırçındı ama ‘liderlik’ özelliği olan bir kişiliğe de sahipti. Nedendir bilinmez, Aykut Hoca ile yıldızı hiç barışmadı. Bu ikili hakkında çok haberler çıktı ancak hep yalanlandı. Oysa aralarında ihtilaf olduğunu bilmeyen yoktu. İşin garip yanı şu; Emre gibi üst düzey bir futbolcuyla, sözleşmesi bittiği halde bir tek Allah’ın kulu karşısına alıp konuşmadı. Emre’nin “Atletico Madrid ile sözleşme yapmasının ardından söylediği sözler, o’nun ne denli Fenerbahçe sevgisi ile dolu olduğunun kanıtıdır. İşte o konuşmadan kısa bir alıntı:
“Futbolu Fenerbahçe gibi bir takımda bırakmak isterdim. Ama durumlar belli olmadı...”
Atletico Madrid Sportif Direktörü Jose Luiz Perez Caminero, Arda’nın yanına Emre’yi aldıkları için mutlu. Emre için Atletico Madid, Vincente Calderon Stadı’nda bir tören tertiplemeye hazırlanıyor. Orada taraftarlara bu Türk yıldızını tanıtacaklar.
O, bana göre Alex’le birlikte Fener’in orkestra şefi idi...
Liderlik, “problemleri olduğu iddia edilen adamları idare etmektir.” Şurası hiç unutulmamalıdır... Emre, geçtiğimiz sezonun en iyi futbolcusudur. Beğenilmeyen yönleri varsa, karşılıklı tartışılır ve doğru yol bulunurdu. Ama bu yol tercih edilmedi. Herhalde Fener bıraktığına göre, sıradan bir takıma gider diye düşünüldü. Ama o geçen yıl Türkiye’de Galatasaray’ın ardından 9 puan geride ikinci olan, Play-Off şansını kötü kullanan ve ikinciliğe razı olan Fener’den UEFA Şampiyonu olan ve yeni yılda Şampiyonlar Ligi finali hedefi koyan Atletico Madrid’e gitti. Bana sorarsanız, Fener Emre’yi çok ama çok arar. Ve de, Emre gibisini zor bulur. Milli Takım Teknik Direktörü Abdullah Avcı’nın, Bulgaristan maçı sonrası gazetelerde okuduğum şu sözleri ile yazıyı noktalıyorum; “Kendisi ile ilk defa çalışıyorum. 9 gündür beraberim. Ekstra bir futbolcu.”

Kuyt Fener’i ayağa kaldıracak

Fenerbahçe Liverpool’un yıldızı Hollanda’lı Dirk Kuyt’u aldı. Yer yerinden oynuyor. Spor sayfaları “Herkes istedi, Fener bitirdi. Yılın golü Kuyt. Dünya yıldızı Kuyt Fener’de. İlk bomba Kuyt” gibi başlıklarla bu transferi ballandıra ballandıra anlatıyor. Utrecht, Feyenoord, Liverpool gibi üst düzey ekiplerde top koşturan Kuyt’un kalitesi tartışılmaz. Sahanın her tarafında onu görebilirsiniz diyorlar. Olgun bir Tuncay’a benzetenler de var. 408 maçta 173 gol atmış. Milli takımda ise 85 maçta rakip fileleri 24 kez havalandırmış. Sizin anlayacağınız, Kuyt’un geçmişi süper. Benim merak ettiğim Fenerbahçe’deki geleceği. Öyle ya, yaş 32. 11 Eylül’de 33’e adım atacak. Yine de olsun diyorum. Böyle bir süperi seyretmek de bizler için büyük zevk olacak. En büyük isteğim, o süper performansını Fenerbahçe’de de göstermesi. Dirk Kuyt’un 8 milyon Euro olan bonservis ücretinin, hem de bir yıllık sözleşmesi olmasına rağmen 7 milyon silinerek bir milyon Euro’ya indirilmesi de bana çok ilginç geldi. Liverpool’a 6 yıl hizmet verdiği için çok büyük kolaylık yapılmasını, o’nun kulüp yönetimi tarafından ne kadar sevildiğinin bir göstergesi olarak görüyorum. İnşallah o da Alex gibi Fenerbahçe’nin unutulmazı olur. Fenerbahçe taraftarı bu yıl futbolculardan, teknik heyetten çok şeyler bekliyor. Ve de tabii süper transfer ilan edilen Kuyt’tan. Bekleyeceğiz ve göreceğiz.

Trabzon Burak’ı bırakırsa...

Şu anda yurt içinde ve yurt dışında her kulübün “ah bizde olsa” dediği tek futbolcu var, o da Burak Yılmaz. Tüm menecerler onun peşinde. Bu yüzden Bordo-Mavililer tedirgin. Özellikle de Çizme’nin ünlü kulübü Lazio... Trabzonspor ligde 60 gol atmış, 33’ü Burak’tan... Böyle bir gol makinasını kim istemez? Yapılacak tek şey, Burak’ın kafasının karışmasını önlemek.
O da bizim değil Trabzonspor yönetiminin görevi. Haa az kalsın unutuyordum. Başkan Sadri Şener, şike davasında yaşadıklarını bir internet sitesinde anlatırken “dava boyunca birkaç kişi dışında arayan olmadı. Şenol hocam bile telefonla aramadı. Bu Trabzonspor adına çok üzücü“ demiş. Ve de sonra “ama şu da bilinsin ki, Şenol hoca ile bir sorunumuz yok. Onu bir teknik adam olarak değil, bizler gibi yönetici olarak gördüğüm için bu sözleri söyledim“ diye de bir saptama yapmış. Bana göre sempatik başkan, başlangıçta üzüldüğünü açık açık belirtmiş. Daha sonra, “acaba Şenol hoca ile aralarında problem mi var?” diye düşünüleceğini hesaplayıp hafif bir manevra yapmış.

Kim tutar Kasımpaşa’yı

Biraz geç oldu ama Kasımpaşa’yı şampiyonluğu için ile kutluyorum. Ve Lacivert-Beyazlılar’ın lige yeni bir heyecan getireceğine inanıyorum. Çünkü; futbolcu transferinden önce öyle bir yönetim kurdular ki, dillere destan. Kırk yılın Beşiktaşlılar’ı Zafer Yıldırım, Turgay Ciner, İhsan Kalkavan, Massimov gibi ünlüler görevde. Beşiktaş’ta her kongre öncesi Başkan adayları arasında adı geçen Zafer Yıldırım, bu kez Kasımpaşa’nın başkanı. Gazetelerde okudum, hedeflerinin Kasımpaşa’yı Süper Lig’de başarılı bir takım haline getirmek olduğunu söylemiş. Ve sonra da eklemiş; “Bizim bütün amacımız Kasımpaşa’yı önce kendi bulunduğu bölge olan Beyoğlu’nda, İstanbul’da, daha sonra da Türkiye’de çok saygın ve sevilen bir kurum haline getirmek.” Demecinin bir yerine de şu cümlecikleri sıkıştırmış; “Kalbimiz Beşiktaş’la, beynimiz ise Kasımpaşa ile. Bir zamanların şöhretleri Arnavut Niyazi’leri, Hazım’ların, Keçi Mehmet’lerin, Necdet’lerin, Sedat’ların ve de isimlerini şimdi hatırlayamadığım ünlülerin yetiştiği Kasımpaşa’yı bu ekip
ayağa kaldırırsa, ligin
tadına doyum olmaz..

2