Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'nde oynasaydı...

Haberin Devamı ›
Şu anda Şampiyonlar Ligi’nde oynayan ekiplerden hangisinin dört futbolcusu Sow, Emenike, Webo ve Kuyt gibi kendi liglerinde toplam 29 gol atma başarısını gösterdi. Ve bu dörtlü Avrupa sahalarına çıksaydı, inanın tüm seyircileri kendilerine hayran bırakırdı. İşte bu yüzden diyorum ki; Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray, Avrupa Ligi’nde de Trabzonspor kadar başarılı olurdu. Derler ki, “İnsanlar hayal ettiği müddetçe yaşar...” Ne yapayım? Ben de arada bir hayale dalmayı çok seviyorum ama çok yakında hayallerimin gerçekleşeceğine; Fenerbahçe’ye Avrupalılar’ın şapka çıkaracağına inanıyorum.
Penaltıları Cristian atmalı
Akhisar maçı golsüz devam ederken kazanılan penaltıyı Kuyt’ın kullanması bana göre son derecede yanlıştı. Kuyt topu eline aldığı anda kenar yönetiminden bir uyarı bekledim, ne yazık ki gelmedi. Fenerbahçe’nin tüm serbest atışlarının başında Cristian, kornerlerde de öyle... Özellikle her topa vuruşu rakiplerin yüreğini hoplatıyor. Pasları adrese teslim. Yani o kadar büyük ayak hakimiyeti var. İşte bu yüzden ‘Cristian’ diyorum. Oynadığı zaman Emre için de aynı şeyleri söyleyebilirim.
Felaket tellallığı yapanlara...
Fenerbahçe’nin başarılarını tek kulvarda yarışmasına bağlayanlara şaşırmamak elde değil. Başarıları hazmedemeyip, “Yargıtay yakında kararını verecek. UEFA puanları silecek” diyenler. Hatta silinecek puan sayısını bile söyleyenleri kınıyorum. Yahu bir gün de iyi konuşun be. Ama sizler yine bildiğinizi okuyun. Karabük virajı dönülünce son maç Şükrü Saraçoğlu’nda Kayserispor’la. O gün şölen olacağına, farkın daha da açılacağına inanıyorum.
Mancini-Bilic tamam biraz da Şota’ya bakın
Neye hayret ediyorum biliyor musunuz? Her gün yazılı ve görsel basında, “Galatasaray, Fenerbahçe ile aradaki 11 puan farkını nasıl kapatır? Beşiktaş’ın da şansı var” diye görüşler masaya yatırılıyor ve hesaplar yapılıyor. Varsa-yoksa Ersun Yanal, Mancini, Biliç... Arada bir de Reşit Akçay. Hadi Ersun Yanal arayı açtı gidiyor, onu bir kenara alalım. Kasımpaşa şu anda Fenerbahçe’nin en yakın takipçisi ve de puan sıralamasında Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor’un önünde. Bu ekibin de patronu Şota. Üstelik Şota, her takımla kafa kafaya oynayan golcü bir takım yaratmış. Bu nedenle hesap-kitap yapanlara bir çift sözüm var: Kasımpaşa’yı hele hele Şota’yı sakın ola hafife almayın...
‘Sarılacaktım’ demiş
Şu işe bakın, Kasımpaşa-Beşiktaş karşılaşmasının 80. dakikasında sahaya girerek Fernandes’e saldıran Mustafa Özel, “Fernandes’e sarılacaktım” demiş. Bu arkadaşın sahaya girmesi nelere mal oldu:
- Almedia ve Motta kendisini tekmeleyince hakemden kırmızı kart gördü. Yani bu hafta Beşiktaş sahaya iki büyük kozundan mahrum çıkacak.
- Fernandes‘in morali bozuldu. Biliç onu ikna edeceğini söylüyor. Fernandes’in artık Beşiktaş’da oynayacağını sanmıyorum.
- Kasımpaşa’ya olay evinde olduğu için ceza yoldaymış.
Adamın verdiği maddi ve manevi zarara bakar mısınız. Şimdilik serbest ama Beşiktaş bu işin peşini bırakmayacak. ‘Kasımpaşa-Beşiktaş maçı tekrarlanır mı, kural hatası mı, hakem hatası mı?’ sorularına eski hakemlerin -ki bir kısmı artık yazılı ve görsel medyada yorumculuk yapıyor- çoğunluğu “Kural hatası” diyor. Hakem Barış Şimşek, oyunu sahada iki top bulunduğu için durdurduğunu söylüyor. Bana sorarsanız Beşiktaş itirazında haklı derim. Ancak federasyonun, bu maçı tekrarlayacağına hiç inanmadığımı da söylemek isterim. Tabii bu benim şahsi görüşüm.