Fenerbahçe yenerse Cim Bom'da kongre olur

Deniyor ki;
“Fenerbahçe galip gelirse Adnan Polat kongreye gider... Galatasaray yenerse yola aynen devam edilir...”
Bu yüzden derbiye ‘kurtuluş reçetesi’ gözü ile de bakılıyor.
Ancak her iki sonuçta da Galatasaray’da işi bitecek tek adam var, o da; Hagi...
Adnan Polat şu anda hayatının en sıkıntılı günlerini yaşıyor; Bir yanda ‘kongre yap’ baskısı, diğer yanda futboldaki görülmemiş başarısızlık...
Haberin Devamı ›
Polat, Ankaragücü maçı sonrası futbolculara çok kızmış. Onlarla aynı uçağa binmemiş; Mümtaz Tahincioğlu’nun arabası ile İstanbul’a dönmüş... Anlamadım; Niye kızıyor ki? Kızılacak biri varsa, o da kendisi...
İşte nedenleri;
* Rijkaard’ı yolladı, kurtarıcı diye Hagi’yi getirdi; Hagi, Galatasaray’ı batırdı...
* Futbolcuların saydığı, taraftarların sevdiği Haldun Üstünel’in istifasına engel olamadı...
* Cemal Özgörkey istifa etti; Arkasından Adnan Helvacı ile Doğan Yalçınbay ve Vedat Eşkinat’ı ‘kongre istediler’ diye aforoz etti. Böylece yönetim ikiye bölündü. Futbolculara biraz olsun bu olayın yansıması oldu.
* Futbol piyasasında güvenilirliğini yitiren Hagi’ye, Adnan Sezgin istifasını verdiği gün ‘sen de git’ diyemedi. “Arkamdan değil yüzüme karşı konuşsunlar” diye tepki koyan Hagi’ye haddini bildirilmedi.
* Ankaragücü yenilgisi sonrası Hagi, TV’de, “Şu anda aklımdan bir çok şey geçiyor, ama sıcağı sıcağına konuşmak doğru değil” diyor. “Senin konuşacak neyin kaldı? Göreve geldiğinden bu yana 8 yenilgi aldık” diye soranı yok.
Haberin Devamı ›
Kısacası; Polat’ın en büyük hatası, çalıştırıcılıkta hiç başarısı olmayan Hagi’yi Galatasaray’ın başına getirmesi olmuştur. Futbolculuğuna herkesin şapka çıkardığı Hagi’ye havaalanında, “Hagi istifa” diye tempo halinde tezahürat yapıldığı zaman yüzünün aldığı şekli görünce üzülmedim dersem, yalan söylemiş olurum.
Ayıp olmadı mı?
Trabzonspor Kulübü’nün hafta içinde yayınladığı bildiride yer alan ‘inlerine çekilmiş medyanın bazı kesimleri’ ifadesi son derecede çirkin bir yakıştırma... İşte bildiriden bir alıntı:
“Sezonun ilk bölümünü Trabzonspor’un farklı önde tamamlamasını hazmedemeyen çevreler, ara dönemlerde yazdıkları senaryoyu uygulamaya koymuş; ardında adeta inlerine çekilmiş medyanın bazı kesimlerini kullanarak ülke futbolunu yönetenler üzerinde baskı ortamı yaratmışlardır...”
Bu bildiriyi kaleme alan arkadaşa;
Trabzonspor’un; Federasyon’la, Fenerbahçe’yle, hakemlerle kavgasına kimse bir şey söyleyemez. O kendi problemidir. Ancak medya için ‘inlerine çekilmiş’ sözcüğü hiç de şık olmadı.
Ya o bazı kesimleri açıkla; ya da ‘dil sürçmesi’ de, özür dile...
Teşhisi Özgener koydu
Biz Fenerbahçe-Trabzonspor liderlik kapışmasının nasıl sonuçlanacağını, ‘aradan Bursaspor sıyrılır mı’ sorusunun yanıtını ararken; birden yazılı ve görsel medyada ‘top savaşı’ değil ‘lâf savaşı’ başladı.
Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak; Şiddet Yasası’nın Nisan ayında Meclis’e geleceğini söyledi.
Arkasından, “Şiddet, yasayla bitmez; herkes aklını başına almalı” diye de bir uyarıda bulundu.
Sahada kavga... Tribünde kavga... Ekranda kavga... Yazılı basında kavga...
Herkes kendini haklı görüyor!
Haberin Devamı ›
Şu işe bakın; bizzat kulüp başkanları, Şiddet Yasası’nın bir an önce çıkması için Meclis kapısını kaç kez aşındırdılar. Ama, sonlara yaklaştıkça en ufak bir hareketten senaryolar yazılmaya başlandı.
Tüm yöneticiler, patlamaya hazır bomba!
En ufak bir hakem hatasında ortalık yangın yerine dönüyor...
Geçtiğimiz hafta olanları gördünüz... Fenerbahçe ile Trabzonspor ve Beşiktaş birbirine girdi; Bu olay seyircileri de etkiledi.
Şekip Mosturoğlu’nun açıklamalarına, Trabzonspor cevap verecekken; son anda, “Fenerbahçe Asbaşkanı’nın 11 Mart Cuma günü yaptığı açıklamalara vereceğimiz cevap, ülke futbolunda kaos ortamının daha da ileri seviyelere taşınmaması adına sonraya bırakılmıştır” açıklaması çok olumlu oldu. Keşke daha önce birbirlerini karşılıklı olarak suçlamasalardı ve ortalığı lüzumsuz germeselerdi.
Bu olaylara en iyi teşhisi Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener koydu ve dedi ki;
“Kötü alışkanlıkların toplu gösterisi...”
Dileriz ligin sonuna kadar bu karşılıklı suçlamalar artık son bulur.
Schuster herkesi ters köşeye yatırdı
Biz; “Schuster, Beşiktaş’a Ziraat Türkiye Kupası’nı kazandırdıktan sonra gider” diye düşünürken aniden istifa ederek herkesi ters köşeye yatırdı.
Oysa Beşiktaş, O’nu ne umutlarla Türkiye’ye getirmişti. Kartal’ın Süper Lig’de Şampiyon, Avrupa Kupaları’nda başarılı olması için 50 milyon Euro’nun üzerinde transfer yapılmıştı. Quaresma, Guti, Almedia, Simao ve Fernandes gibi isimlere Siyah-Beyazlı forma giydirilmişti. Ama daha önce de yazdığım gibi önemli olan taşları yerine oturtmaktı.
Haberin Devamı ›
O, bunu yapamadı ve Beşiktaş’ı ligin bitmesine 9 hafta kala yüzüstü bıraktı, işin kolayına kaçtı ve istifasını Başkan’a verdi. Del Bosque, Rıza Çalımbay, Tigana, Ertuğrul Sağlam, Mustafa Denizli ve şimdi de Schuster... 2004’ten bu yana Başkan Yıldırım Demirören devrinde tam 6 teknik direktör Beşiktaş’da görev yaptı... Beşiktaş Yönetimi’nin artık yoğurdu üfleyerek yemesi lazım.
Şu anda teknik direktörlük için Denizli ve Lucescu’nun isimleri geçiyor. Ben olsam yerlisini tercih ederdim.