Gözyaşının bile görevi varmış!

Haberin Devamı ›
Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin şu sözlerine bayılırım:
“Gözyaşının bile görevi varmış ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış.”
Ne alaka demeyin. Sow’un golleri kaçırdıktan sonra saha kenarına gelirken hıçkıra hıçkıra ağladığını görünce aklıma geldi yazdım.
O gözyaşları görevini tamamladı. Şimdi sırada Sow’un atacağı gollerden sonra gülümsemesine geldi.
Seyirci genellikle kim olursa olsun peş peşe goller kaçıran futbolcuyu saha kenarına gelirken hafiften protesto eder. Başka kulüplerde bunun şiddetlisi de görülmüştür. Ancak Fenerbahçe’de bu olmaz.
50 bin seyircinin Sow’un gözyaşlarını görünce tribünler de bir sevgi yumağı haline gelip, “Musa... Musa...” diye kendisine sahip çıkması eşine az rastlanır bir olaydı.
Sadece onlar mı? Erciyesli futbolcular da, kendi arkadaşları da onu teselli etmek için olağanüstü çaba harcadılar.
İşte futbolun güzelliği bu.
Düşün artık Fenerbahçe’nin yakasından
Fenerbahçe şampiyonluk yarışında büyük bir avantaj yakaladı ya, hemen “UEFA‘da daha Fenerbahçe’nin işi bitmedi” dedikoduları ortaya atıldı.
UEFA’nın Kazakistan’da bir toplantısı olacakmış. Orada yeni düzenlemeler yapılacakmış. Fenerbahçe’ye ceza verme ihtimali bile varmış.
Yeter ama... UEFA Tahkim Kurulu Başkanı Pedro Tomas Marquez, “Yüksek mahkeme kararını verdi. Biz de cezai kısmını bitirdik“ dedi. Üstüne basa basa Fenerbahçe ve Beşiktaş’a yeni ceza verilmeyeceğini tekrarladı. Buna rağmen hala bazılarının ısıtıp ısıtıp aynı yemeği milletin önüne servis etmelerini anlayamıyorum. Hele hele Trabzonspor Başkanı Hacıosmanoğlu’nun Fenerbahçe için PTT Birinci Lig’in bile hayal olduğunu söylemesi akıl alır gibi değil...
Gelelim ligimize;
Fenerbahçe en yakın rakibi Galatasaray’ın 8 puan önünde. Beşiktaş’ın ise 10. Trabzonspor’la aradaki puan farkı 20...
Millet elde kağıt-kalem hesaba oturdu bile. Bazılarına çok gülüyorum. Çünkü kalan maçlara bakıp öyle yorumlar yapıyorlar ki, onlara göre Fenerbahçe bir-iki maç takılacak. Galatasaray ve Beşiktaş hep kazanacak. Sadece sevsinler sizin hesaplarınızı diyorum o kadar.
Oynamadan bu kadar teklif gelirse...
Salih’e, Ersun hocanın ilk on birinde yeri yok. Ancak yabancıların gözü hep onda. Roma ve Benfica’dan sonra Manchester United da Salih’e kancayı attı.
The Sun Gazetesi’ne göre İngiliz kulübü 7 milyon paundu gözden çıkarmış. Roma da 10 milyon teklif etmiş..
Adamlar Salih’i kulübede oturtmak için değil oynatmak için istiyor.
Ersun Yanal da “O benim gelecek sezonki en büyük kozum” diye transferine izin vermiyormuş.
Oysa Salih bu yıl da Yanal’ın en büyük silahı olabilirdi. 20 yaşındaki süper yetenekleri olan bu genç yıldıza neden diğerleri kadar şans tanınmadı hala anlamış değilim. Acaba kabahat Salih’te mi, yoksa Ersun hocada mı? Bunu bize zaman gösterecek.
Adaletin bu mu dünya?
Eğer yerli futbolcuysan; hele bir küfür et. Hele bir hakeme itiraz et. Hele hele sahada rakip futbolcuyla kapış. Ağzından gayri ihtiyari dökülen sözler -ki bunlar asla küfür olmamalı- hemen dudak okuma devreye girer, yandın. Manşetlik olursun, ceza bile alırsın.
Şimdi burada biraz duralım.
Yabancılar her karara itirazda bizim futbolcuları solladı. Kim bilir neler söylüyorlar ama onların dudak hareketlerini takip ederek deşifre edene hiç rastlamadım. Bu resmen haksızlık.
Çaresi gayet basit. Futbol Federasyonu, kadrolarına bu iş için lisan bilen elemanlar almalı. Almalı ki, onların da ağızlarından çıkanları biz de öğrenelim.