Hoca biraz sus!

Haberin Devamı ›
Beşiktaş Yönetimi'nde bir kişi çıkıp da Schuster'e “Hoca biraz sus” demiyor...
Diyemiyor...
Her hafta bir inci yumurtluyor.
İşte son konuşmasından alıntı:
“Buraya geldiğimde rakiplerden 1960’ların futbolunu beklemiyordum... 2010’da böyle futbol oynanması beni şaşırtıyor...”
Hoppala...
Gel de çık işin içinden...
17 kulüp teknik direktörünü bir kalemde çizip atıverdi...
Adama sormazlar mı? “Sen Beşiktaş’ta ne yaptın” diye...
İnönü Stadı’nda ‘7’ maçta ‘10’ puan bırakan sanki başkası.
Yönetimin aldığı Fatih Tekke’yi, takımın iki golcüsü Bobo ve Nihat sakat olduğu halde “Hazır değil” diye kadroya almıyor.
Tayfur’u tribünde oturtuyor.
Yayıncı kuruluşun Beşiktaş yorumcusunun sorusuna kızıp çekip gidiyor.
Özetle burnundan kıl aldırmıyor.
Öyle sanıyorum ki;
Yönetimde herkes Galatasaray maçına odaklandı.
Bu yüzden şimdilik ‘çıt’ çıkmıyor.
Bir ters sonuç, Schuster’i de yönetimi de sallar...
İşte o zaman Schuster’in arkasında kimse duramaz.
Yönetim de hak etmediği halde ağır yara alır.
Schuster’in bu garip çıkışları nedeniyle Beşiktaş’ta kalmak istemediğinden şüpheleniyorum.
Benim gibi düşünenler de oldukça fazla.
Pazar gününü bekleyelim, görelim.
Misimovic’i Rijkaard aldırmıştı
Hagi tam yetkili olduğu için Misimovic’i oynatır veya oynatmaz...
Bu kendi tasarrufudur, kimse bir şey söyleyemez...
Ama Misimovic gibi bir futbolcuyu, hele hele Galatasaray’ın durumu hiç de iç açıcı değilken bir kalemde silmesi biraz garip değil mi?
Hoca, Bosnalı futbolcuyu göz ardı etmesinin nedenlerini özetle şöyle sıralıyor:
“Olumsuz davranışlar... Antrenman ve maçlarda sergilediği tavırlar... Azimli çalışmaması... Konsantrasyon eksikliği... Dikkatsizliği ve teknik-taktik disiplinsizliği...”
İşte bu yüzden Misimovic sayfasını kapatmış.
Ne demek disiplinsiz, dikkatsiz, tavırlı?
Teknik direktör sadece takımının çalıştırıcısı değildir.
Psikologdur... Futbolcuların babasıdır... Abisidir... Patronudur...
O’nun görevi böyle bir ‘klâs’ı işin kolayına kaçıp göndermek değil, yola getirmektir.
Baktın nasihatla olmuyor, bastırırsın ağır para cezasını bak bakalım oynar mı oynamaz mı?
Hatırlayın:
Misimovic’i Rijkaard istedi, yönetim Wolfsburg’dan yıllığı 2 milyon Euro ödemek şartı ile 4 yıllığına kiralık olarak aldı.
Bosnalı’ya da 1.2 milyon Euro verdi.
Haziran’da Wolfsburg’a paranın ikinci taksidi ödenmezse Bosnalı uçar gider.
Bilmem Galatasaray’ın, hele borç gırtlağa dayanmışken böyle bir lüksü var mı?
‘Alex’ciler çoğaldı!
Alex’in, Aykut’un sisteminde yeri olmadığını iddia edenler...
“Alex, hızlı oyuna ayak uyduramıyor” diyenler...
Bakıyorum, şimdi Brezilyalı’ya övgüler düzüyorlar...
Bir hafta yerin dibine batır...
Başka bir hafta göklere çıkar...
Olmuyor beyler olmuyor...
Artık stilinizi biraz değiştirin...
Çağa ayak uydurun.
Kurtarır...Batırır.... Aldatır...
Pazar günü Galatasaray kendi evinde Beşiktaş’ı ağırlayacak...
Kim kazanırsa günü kurtarır...
Beraberlik ikisini de batırır...
Kim galip geldikten sonra ‘düzeldik’ derse aldanır!
Helal sana Başkan!
Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu müthiş bir rekora imza attı. Tam bir spor aşığı Develioğlu, 6 yılda 16 spor salonu ve 4 dev spor kompleksi yaptırdı.
Böylece ülke spor ve yerel yönetimler tarihinde bir ilki gerçekleştirdi.
Bununla da kalmadı, içlerinde spor yazarları, ünlü futbolcular ve spora gönül vermiş hayatta olan-olmayan kişilerin isimlerini parklara verdi.
Keşke her Belediye Başkanı Osman Develioğlu gibi sporu sevse, sporu yaygınlaştırmak için tesisler yaptırsa.
Mış... Muş...
* İbrahim Üzülmez: “Burası bize yakışmıyor...”
- Seni tutan mı var İbo? Yakışanı yapın...
* Hagi: “Ben değişmedim. Sadece saçım değişti. Yani beyazlaştı.”
- Memnun değilsen boyat hoca.
* Guus Hiddink: “Hollanda ile yapılan hazırlık maçında gençlerin ortaya koyduğu performanstan son derece memnunum.”
- Beraberliklere ‘iyi oynadık’ diyenlere hayret ederken, yenilgiden sonra memnun olana ilk kez rastladım.