Kararsızlar tetikte

Haberin Devamı ›
Sayıları binleri geçen kararsızların bir kısmı “düşüneceğiz“ diyor. Büyük bir bölümü “listelere bakacağız“ şeklinde konuşuyor. Yıllardır muhalefet yapmayanlar, eleştiri yapmaktan çekinenler, Aydınlar’ın çıkışını “olumlu” buluyor. ”Zamansız“ diyenler azınlıkta. Büyük bir çoğunluk, Fenerbahçe’nin başında artık “yeni bir yüz“ istediklerini açık açık ifade ediyor, “ah keşke Ali Koç da aday olsaydı“ diye konuşuyor. Bazı üyeler Hulusi Belgü ile Aydınlar’ın birleşmesi görüşünde. “Af“ oylamasında Sadettin Saran’ın da adının olmaması eleştiriler arasında. Olağanüstü kongreyi zamansız ve yersiz bulanlar “Bir iki ay sonra Yargıtay’dan Aziz Yıldırım aleyhine karar çıkarsa o zaman ne olur“ diye endişe içinde...
SONUÇ: Aziz Yıldırım’ın avantajı iktidar koltuğu. Kazanırsa bile fark çok az olur. Aynı şey M.Ali Aydınlar için de geçerli..
İnce hesaplar
Deniyor ki, “Eğer kongrede oy kullanacak üye sayısı 10 bini aşarsa M.Ali Aydınlar, Aziz Yıldırım’ı zorlar. İşte bu yüzden iki taraf da pusuya yatmış bekliyor. Bir oyun bile hesabı yapılıyor. Aziz Yıldırım 1998’den bu yana 10 kongrede ilki hariç hiç zorlanmadan kazandı.
Bu 10 kongrede sadece 3 kez karşısına aday çıktı. 7’sinde tek tabanca hedefe ulaştı. Aynı başarıyı şimdi yakalar mı? İşte orası şu anda meçhul. Kafamı karıştıran bazı olaylara parmak basmadan geçmeyeceğim. M.Ali Aydınlar “adayım” diye ortaya çıkıyor, Divan Kurulu üyesi Ferruh Manav “aday olamaz“ diyor. 15 yıl önceki ‘ibra’dan bahsediyor. “Bugüne dek neredeydin?” diye adama sormazlar mı...
Hulusi Belgü’nün adaylığı için de aynı görüşte olanlar vardı. Bugüne dek muhalefetsiz seçimlerle iktidar koltuğuna oturan Yıldırım cephesinde işte bu yüzden hafif bir tedirginlik seziyorum. Mesela, yazıya başladığım sırada, üye iletişim bilgilerinin hâlâ Aydınlar’a verilmemesi bunun en belirgin örneği. İnşallah, geç de olsa M.Ali Aydınlar’a ulaştırırlar..
Hesaplaşma değil barış isteniyor
O “bunu” dedi, bu “şunu” söyledi. Millet vıdı-vıdı’dan şifreli konuşmalardan bıktı. Fenerbahçeli’nin içi yanıyor. Galatasaray ile Trabzon Avrupa kupalarında. Türkiye’nin en pahalı kadrosu Fenerbahçe iki yıl daha evinde. Bunun hesabını kim verecek? Zarar milyonlarca Euro. Bu paraları kim ödeyecek. Ondan bahseden yok. Varsa yoksa seçim. Başkan adayı olacağı daha önceki söylemlerinden belli olan Aziz Yıldırım, resmen aday olduğunu açıklarken çok da ağır ifadeler kullandı. ”Cumhuriyetin kulübünü Cumhuriyetin değerlerine inanmayanlara teslim etmem“ dedi... Bunun aslında bir 3 Temmuz hesaplaşması olduğunu vurguladı.
Aydınlar da, Aziz Yıldırım’ı, Fenerbahçe’yi kullanmakla suçlarken, kendisini istediği TV’de açık oturuma davet etti. Konuşmasının bir bölümü hayli ilginçti: “Koşullar her ne olursa olsun değişim isteğinin koymuş olduğu iradeye hiçbir antidemokratik yaklaşım engel olamayacaktır.” Aydınlar’ın, açık oturum teklifi bana çok cazip geldi. Başkan Aziz Yıldırım’ın yerinde olsam bunu kabul ederdim. Böylece milyonlar, “kim haklı, kim haksız“ görme imkanını bulurdu..
Mancini-Bilic ve Yanal
Ersun Yanal’ın hocalığına lafım yok. Genç, dinamik, bilgili ve de hırslı. Fener’e hareket getirdi.. Heyecan aşıladı.. Koşan bir takım yarattı.. Formda olan sahada. Adam kayırmıyor. Yan paslar tarihe karıştı. Dikine futbol oynatıyor. Tribünler, Fener gol yerse nasıl olsa atar diye endişesiz.
Bunları niye yazdım?
Fener şampiyonluğu yakalarsa, Ersun hoca, Mancini ve Bilic gibi Avrupa’da kariyer yapmış iki şöhreti sollar. Ve de bir taşla iki kuş vurmuş olur...