Arama

Popüler aramalar

Ne bekliyordunuz?

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Braga-Fenerbahçe maçının İsviçreli hakem gözlemcisi Manuel Diaz Vega, Hırvat hakem İvan Bebek’e 8.2 gibi yüksek bir not vermiş.
Ne bekliyordunuz?
UEFA kendi görevlendirdiği bir adamı suçlu mu gösterecekti?
Elbette koruyacaktı.
Korudu da...
İşin ilginç yanı bizim dışımızda olayı Avrupa basını “Es” geçti. Buna karşılık Hırvat basını “Skandal” olarak yorumladı.
Şimdi sadece Fenerbahçe yönetimi değil, Futbol Federasyonu da UEFA’ya bu Hırvat Bebek’i şikayet etmeli.
-Gol öncesi ofsaytı görmezden geldiğini.
-Fenerbahçe aleyhine bedava bir penaltı verdiğini.
-Kırmızı ve sarı kartlarında haksız olduğunu.
-Pereira’yı sadece kararını protesto ettiği için tribüne yolladığını.
Ve de, Fener’i maddi manevi zarara uğrattığını anlatmalıdır.
Bir sonuç çıkar mı? Sanmıyorum. Ama, hiç olmazsa bu Hırvat’ın başka takımların canını yakmasının önüne geçilir.

Öfke ile kalkan...

Evet, İvan Bebek, Fenerbahçe’nin Avrupa yoluna taş koymuştur.
Bunda taraflı tarafsız herkes aynı görüşte.
Ancak, Türkçe’de bir deyim vardır:
“Öfke ile kalkan, zararla oturur” derler.
Bugüne dek, hakemlerin verdiği haksız kararları hocaların veya futbolcuların itirazları ile değiştirdiğini gören var mı?
Yok...
Braga’dan en az beş gömlek üstün olan Fenerbahçe resmen, Hırvat hakemin tuzağına düşmüştür.
Pereira gibi usta ve tecrübeli bir hocanın, ısrarlı itirazı zaten fırsat kollayan Hırvat’ın ekmeğine yağ sürmüştür.
Keza, Volkan Şen’in, Bebek’i tahrik edici kararlarına uyarak sahada itmesi Fenerbahçe’nin aleyhine olmuştur. Hadi karara kızdın. İtmek niye kardeşim?
UEFA rüya değildi, hayal oldu!
Şimdi, hedefte Süper Lig ve kupa şampiyonluğu var.
Van Persie mi, yoksa Fernandao mu, Nani mi, Alper mi, Diego mu yoksa Ozan mı, muhabbetlerini bir kenara bırakın.
Artık sinirlere hakim olma zamanıdır.

Yanlış ve doğru...

Galatasaray-Fenerbahçe derbisinde “İhbar” nedeniyle ilk alınan “Seyircisiz oynansın” kararı yanlıştı.
Ama, “Erteleme” kararı doğruydu.
“İhbar” maç oynanırken de gelse, güvenlik nedeniyle oyun yarıda kalabilirdi. Tribünler boşaltılırdı.
Elinde bileti olan, yurt dışından yurt içinden derbi için İstanbul’a geldiğini söyleyenlere,
“İki saat kala karar değişir mi? Şu kadar masraf yaptık niye daha önce bildirilmedi?”diye bağırıp çağıranlara.
“Erteleme kime yaradı?” diye sapla samanı birbirine karıştıranlara.
Yahu bu erteleme sizlerin bizlerin can güvenliğimiz için yapıldı.
Sen neden isyan ediyorsun anlamak mümkün değil.

Masal gibi değil mi?

Mustafa Denizli bıraktı. Herkesin eli ayağı birbirine karıştı.
Takımın başında Orhan Atik sahaya çıktı.
Olmadı.
Önce Bülent Ünder’e “9” haftalık hocalık teklif edildi.
Cevap “Hayır” oldu.
Arkasından adaşı Bülent Korkmaz’a aynı öneri sunuldu.
O da “9” haftaya soğuk baktı. “15 aylık” sözleşme istedi.
Bu defa kabul etmeyen yönetim oldu.
Hasan Şaş’a daha değişik bir teklif götürüldü.
Sızan haberlere göre, “Orhan Atik ile birlikte Riekerink’e yardımcı ol” denmiş.
Ondan da “Ret” cevabı gelince, Sneijder’in tavsiyesi ile alt yapıya getirilen Jan Olde Riekering, Galatasaray teknik direktörlük koltuğuna oturuverdi.
Masal gibi değil mi? Kime niyet kime kısmet.
Galatasaray tarihinde isimleri efsaneler hanesine yazılmış bu üçlüden medet umuyorsun sonra da:
“Ama 9 hafta” diyorsun.
Benim çok garibime gitti. Ya sizlerin?