Penaltı kazanınca kıyamet kopuyor!

Hele bir de ikincisi verilince kıyamet kopar.
Ve de bugüne dek verilmeyen penaltıları “es” geçenler veya yandan şöyle bir lütfen dokunduranlar sahneye çıkarlar.
Kararlar resmen ameliyat masasına yatırılır.
Haberin Devamı ›
-Kimi diyor ki; Cüneyt hocanın verdiği iki penaltı kararı da doğrudur.
-Kimi diyor ki; ilki değil ama ikincisi penaltı.
-Kimi diyor ki; ikisinin de penaltı ile uzaktan yakından ilgisi yok.
-Kimi diyor ki; içime sindiremedim.
Sanki pahalısı varmış gibi penaltı kararını “ucuz” diye nitelendirenler de cabası.
Elbette ki, herkes aynı görüşte olmaz olamaz da. Ama ortadaki “penaltı” gerçeğinin bu derecede çarpıtılması anlaşılır gibi değil.
Bu arada bir de penaltı için “verilebilir de verilmeyebilir de” diye fikir beyan edenlere çıldırıyorum.
Ya sapla samanı birbirine karıştıranlara ne demeli? Efendim, Semih Cüneyt Çakır’a aut kararı verdiği zaman “Hocam korner“ demiş. Alper de penaltı için konuşsaymış.
Konuştu “Penaltı” dedi ya...
Biraz insaf beyler..
Pozisyonları dikkatle izledikten sonra da “Yine penaltı değil” diyenlere şaşırıyorum. ”Kendi görüşüm” diye işin içinden sıyrılamazsınız. Fenerbahçe’nin tepkileri karşısında, “Cüneyt Çakır tesir altında kaldı” diyemezsiniz.
Haberin Devamı ›
Çünkü sizler de biliyorsunuz ki, Cüneyt Çakır kimsenin etkisi altında kalmaz. Bugüne kadar hepimiz hakemlerden şikayet ettik. MHK Başkanı Zekeriya Alp’i topa tuttuk. ”Bu işin başında eski bir hakem olması lazım” diyenlerin, kendi bünyelerinden koltuğa oturanlara da yıllarca nasıl ağır eleştiriler yaptıklarını unutmadık.
Cüneyt Çakır hakemliğin medarı iftiharıdır. Bakın futbola onca paralar dökülüyor, yine de Dünya Kupası’nda yokuz. Bizi tek Cüneyt Çakır temsil edecek. Fenerbahçe-Gençlerbirliği maçında verdiği kararın hepsi doğrudur. Nitekim aldığı 8.4 puan da bunun göstergesidir..
Madem suç değil niye yazıyorlar?
Bakınız, tribünlerde küfüre, hakarete herkes karşı. Bundan dolayı verilen cezalara zaten kimse bir şey demiyor.
Futbol Federasyonu bir açıklama yaptı ve “Bugüne kadar hakaret içeren çirkin ve kötü tezahürat dışında herhangi bir siyasi veya sosyal slogan nedeniyle kulüpler hukuk kurulu tarafından PFDK’ya sevk edilmemişler” denildi.
İyi de Kasımpaşa-Fenerbahçe maçının temsilciler raporlarında bakın neler var:
- Maç öncesi, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” tezahüratı beş kez tekrarlı.
- 34. dakikada, “Her yer Taksim her yer direniş” tezahüratı beş kez tekrarlı.
- 39. dakikada, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” tezahüratı üç kez tekrarlı.
Bu sloganlar hem suç sayılmıyor, hem de cezalarda esas alınmıyorsa bu arkadaşlar raporlarına neden yazıyor. Eskişehir’den gelen temsilci arkadaştan bir açıklama bekliyorum.
Yıldırım Demirören ve arkadaşlarının yapacağı tek şey spekülasyonların önüne geçmek için rapor yazanları uyarmak. Bu kadar basit işte.
Drogba olsaydı Galatasaray kazanacak mıydı?
Mancini, Rize maçı öncesi Drogba’ya izin verdi diye kıyamet kopuyor. Ve de bu eleştirileri yapanlar, “Drogba olsaydı Galatasaray mutlaka kazanırdı“ gibisinden bir hava yaratmaya çalışıyor.
Haberin Devamı ›
Peki maç golsüz değil de Galatasaray’ın galibiyeti ile sonuçlansaydı yine Drogba aranacak mıydı? Cevabı net: Hayır...
Şu anda eleştiri oklarının yönü Mancini’ye çevrildi. Mancini’yi geldiği günden beri göklere çıkaranlar şimdi veryansın ediyorlar.
Unutuyorsunuz galiba... Bu takımın bir Burak’ı, bir Sneijder’i, Melo’su, Selçuk’u, Umut’u, Muslera’sı var... Hepsi de klası tartışılmayacak isimler. Anlayamıyorum, Galatasaray’ın başarılı olması sadece Drogba’nın yokluğuna veya varlığına mı bağlı? Geçiniz efendim...