Penaltıya takmayın Fener'e bakın
Haberin Devamı ›
İşte, okunanlar ve konuşulanlardan alıntılar:
-Yalçın, Webo’yu tutuyor, bırakıyor. Ben olsam vermem.
-Yalçın, Webo’yu çekerek düşürürken her hakem penaltıyı çalamazdı. Ama, karar doğruydu.
-Webo’nun pozisyonu penaltı filan değil.
-Son dakikadaki penaltı pozisyonu tartışılır.
-Hakem Sabancı’nın penaltı kararları tartışmalı ama, Yalçın gereksiz bir şekilde Webo’nun formasından çekiyor.
-Hemen hemen her maçta onlarcasına şahit olduğumuz itme-tutma-çekme gibi mücadelelere penaltı çalınmazken Sabancı’nın bu hareketi konuk ekibi kızdırdı.
-Penaltılar doğru. Webo’yu Yalçın arkadan formasından net bir şekilde çekiyor, bırakıyor. Yani Webo’nun pozisyon almasını engelliyor.
Kime inanalım?
Yazılanlar, ekranlarda konuşulanlar böyle. Ayrıca, pozisyonun penaltı ile uzaktan yakından ilgisinin olmadığını da söyleyenler vardı. Şimdi şapkayı önümüze koyup düşünelim. Çoğu otorite olan, hakemliği, futbolculuğu bıraktıktan sonra köşe yazarlığını seçen bu arkadaşlar, bir penaltıda böylesine açmaza düşerse, biz kime inanacağız? Sizler ortak bir noktada buluşamıyorsunuz. O zaman hakem ne yapsın? En çok takıldığım laflardan biri de “hakem penaltıyı verebilirdi de vermeyebilirdi de. Penaltı gibi değildi“ şeklindeki söylemler. Ceza alanı içinde itme-çekme-tutmayı mücadele diye tanımlayanlara katılmıyorum. Olur mu öyle şey? Webo topa çıkacak.. Sen arkadan formayı çek, dengesini boz.. Bu, mücadele değil bal gibi müdahaledir. Bunun bilinmesi lazımdır. Eğer şimdiye kadar bu tip hareketlere penaltı çalınmıyorsa da bu büyük bir yanlıştır. Penaltı olayı, Fener’in ikinci yarıdaki muhteşem futbolunun neredeyse önüne geçti. Olmaz öyle şey.
Ama yeter artık bu işin tadı kaçtı
Arkadaşım.. Kardeşim.. Dostum..
-Aziz Yıldırım’a kızabilirsin.
-Aykut’a inanmayabilirsin.
-Bazı futbolculara içerleyebilirsin.
-Yönetimi beğenmeyebilirsin.
Ama, işler deyim yerinde ise tıkırında. Üç kulvarda da takım iddialı. Yani ortada istifayı gerektirecek bir neden de yok.
Fakat sen ikide bir “istifa” diye galibiyetlerde bile ortaya çıkıp slogan atarsan, “hedefe” yürüyen Fener’e zarar verirsin. UEFA’nın çıkan olaylar nedeniyle seyircisiz maç cezası yüzünden Fener milyonlarca “Euro” kaybetti. Bundan ders alınmadı. Dışarıdan sahaya paraşütlü deniz fişeği yollandı. Fenerli endişe içinde bekliyor ”acaba bir ceza gelir mi?” diye. Oldu mu şimdi? Bırakın artık bu işleri. Siz de çoğunluğa uyun. Artık Fenerliler’in birbirlerine daha çok sarılma zamanıdır.
Webo ve Sow’un futbol dili aynı
Aykut hocam; Bir kez daha görüldü ki, Sow ile Webo ilk 11’de olmayınca işler iyi gitmiyor. Tıpkı Kasımpaşa maçında olduğu gibi. Webo ilk 45 dakika ileride yalnız kalınca işler sarpa sardı. Orta alandan destek alamadı. Neyse ki, hatadan çabuk döndün, Sow ile Baroni’ye şans tanıdın. O zaman takım coştu. 12. adam da. Webo ve Sow gol makinası. Nasıl oluyor da kenarda bekletiyorsun aklım almıyor. Sür sahaya bu ikiliyi, golleri erken at. Sonra istediğin değişikliği yap. Sen de rahat edersin, tribünleri dolduran 50 bin seyirci de. Kısacası Aykut hocam, bu ikiliyi ayırma. Çünkü sen de gördün, milyonlar da izledi. Webo ve Sow birbirlerinin futbol dilinden çok iyi anlıyorlar.