Sen neymişsin Kazım

Haberin Devamı ›
Sen neymişsin Kazım
Olacak şey değil...
Hagi, Fenerbahçe’nin dışladığı veya başka bir deyimle baş edemediği Kazım’ı aldı diye Cim Bom’da kıyamet kopmuştu.
Yıllarca Hagi’ye büyük destek veren Ultraslanlar, Rumen hoca ile neredeyse ipleri koparma noktasına gelmişlerdi. Yayınladıkları bildiride, “Geldiği kulüpteki kötü imajına rağmen bu oyuncunun Hagi tarafından alınmak istenmesi, kendisi hakkındaki olumlu görüşümüzü zedelemiştir” şeklinde görüşlerini belirttiler.
Ultraslan’ın böyle bir açıklama yapması son derece yanlıştır.
Hatırlayın; Galatasaray altyapısında yetişen Emre, yıllarca Sarı-Kırmızılı formayı giymiş, sonra İtalya’da İnter’de top koşturmuştur... Oradan da ver elini İngiltere.. Ve ardından herkes, “Galatasaray’a geri döner” diye düşünürken yılın transfer bombasını patlatarak Fenerbahçe’li oluvermiştir. O zaman da Fener’de bazı kesimlerde homurdanmalar olmuştur. Emre yeni formasıyla sahaya çıkınca, herşey bir anda unutuldu. Şimdi Fenerliler’in göz bebeği, Aziz Yıldırım’ın manevi oğlu...
Kazım, Beypazarı Şekerspor’a attığı enfes golle tribünleri ayağa kaldırdı. Hagi’nin o anki sevinci görülmeye değerdi.
‘Bu Kazım yakın zamanda Hagi’nin vazgeçilmezi’ olursa kimse şaşırmasın.
Hem artık bu şekildeki kısır düşüncelerin modası da geçti.
İşte size bir örnek...
Doğuştan Beşiktaşlı Mustafa Denizli, Galatasaray’da top koşturdu. Aynı kulüpte hoca oldu ve Kartal’ı şampiyon yaptı. Arkasından Fenerbahçe Teknik Direktörlüğü’ne getirildi ve Sarı-Lacivertliler’e şampiyonluk kazandırdı.
Bitmedi... Çocukluk aşkı Beşiktaş’a hem lig hem de kupa şampiyonluğu zevkini tattırdı.
Bırakalım artık o Galatasaraylıymış, bu Beşiktaşlı, öbürü Fenerbahçeli şeklindeki ipe sapa gelmez lafları...
Büyükler arasında teknik direktör, futbolcu sirkülasyonu olsun da futbolumuza biraz heyecan gelsin.
Hagi, Kazım’ın gece hayatı olduğunu, disiplinsiz davranışlarda bulunduğunu, Kazım’ın herhangi bir olumsuz davranışında faturanın kendisine kesileceğini bilmiyor mu? “Yönetimin uyarmasına rağmen yine de kefil oldum, Kazım’ı istedim” diyen Hagi’nin eleştirilmesinde insaf ölçülerinin dışına çıkıldığı, Hagi’ye haksızlık yapıldığı kanısındayım.
Demek ki Kazım’a inanmış...
Saygı duymak lazım.
İkisi iddialı, biri az konuşuyor
Dört büyük kulübün iki başkanı, ligin ikinci yarısı için kendi teknik direktörlerinden daha iddialı konuşmalar yapıyorlar...
Aziz Yıldırım ve ligin ikinci yarısına transfer bombaları patlatarak giren Yıldırım Demirören...
Beşiktaş Başkanı, 11 puan öndeyken şampiyonluğu kaybetmelerini hâlâ unutamıyor... Fenerbahçe Başkanı da Denizli’de yitirilen şampiyonluğu...
Konuşmayı pek sevmeyen, fotoğrafları çekildiği zaman ‘deklanşöre fazla bastılar’ diye foto muhabirlerine kızan Fenerbahçe Başkanı, son günlerin ‘açılım’ modasına uydu...
İki televizyon kanalında boy gösterdi, bir gazeteye de röportaj verdi... Yaptıkları ve yapacaklarından bahsettikten sonra, “Aziz Yıldırım gibisi bir daha Türk Futbolu’na gelmez” şeklindeki sözleri çok iddialı idi...
Kime mesaj gönderdi, anlayamadık...
Başkan, tüm branşlarda iddialı olduklarını, hem Avrupa’da hem de Türkiye’de önemli başarılara imza atacaklarına inandığını belirterek, Fenerbahçe’ye gönül verenlerin yüreğine su serpti...
Lig için de şu yorumu yaptı:
“Ben takımıma güveniyorum. Lig sonunda hakem hataları sonucu etkilemezse, şampiyon olmamamız için hiç bir neden yok...”
Yalnız, Başkan’ın hakemler hakkındaki şikayetlerine de hem Federasyon’un hem MHK’nın kulak vermesi şart...
Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, üç süper transferi yaptıktan sonra iddialı olduklarını şu cümlelerle açıkladı:
“11 puan farktan şampiyonluk veren bir kulüp olarak 14 puanı kapatacağımıza inanıyoruz. Takımın inancı, benim moralimi arttırıyor. Ama, Avrupa ve kupa da çok önemli...”
Çıtayı yükseğe koyduklarını da söyleyen Başkan’ın en büyük hedefi UEFA Kupası...
Başkan kadar Schuster de iddialı... Ancak ligin ilk yarısındaki hataları herhalde gördü... Elinde şu anda Türkiye’deki teknik direktörlerin “Ah bu adamlar benim elimde olsa neler yapardım” diye iç geçirdiği süper bir kadro var...
Ya teknik direktörlük kariyerine bir yıldız ekleyecek, ya da...
Sadri Başkan’a gelince;
İddialı konuşmayı pek sevmiyor...
Fenerbahçe’den 9, Beşiktaş’tan 14 puan önde olmalarına rağmen geçenlerde bir gazetede çıkan laflarına takıldım:
“Şöyle bir uzaktan bakınca Trabzon’a şampiyonluk yakışıyor...”
Anlamadım...
Yakından niye bakmıyor ki!
Kim ne derse desin, benim favorim Trabzonspor...
Kamuoyunda, “Galatasaray Yönetimi, Türk Telekom Arena için daha flaş transferler yapmalıdır” görüşü hakim...
Sonuçta haksız da sayılmazlar. Fakat bize göre Hagi, Polat’a iyi adamlar aldırttı. Keşke bu işi, sezon başında yapsalardı. O zaman zirvedeki çekişme daha da renkli olurdu...
Ama göreceksiniz; transferler, Hagi’nin inatçı kişiliği, futbolcuların hırsı, Galatasaray’ı çok daha ileri taşıyacaktır.
Bu bir kehanet değil, gerçek...
İtiraza sıfır tolerans
MHK Başkanı Oğuz Sarvan ,Antalya’daki seminerde, sertlik, kural dışı davranışlar ve itirazlarda hakemlerden sıfır tolerans istemiş...
Gazetede okudum...
Ayrıca, “Karşınızdaki futbolcunun kim olduğuna, hangi formayı giydiğine bakmayacaksınız. Otoritenizden asla taviz vermeyeceksiniz. Aksi taktirde siz de yanarsınız” demiş...
İyi güzel de, şimdiye kadar bunların aksi mi yapılıyordu?
Kurallar belli... Eğer bir hakem, bir pozisyona penaltı veriyorsa, başka bir maçta başka bir hakem aynı pozisyonu es geçiyorsa, kıyamet ondan kopuyor...
Yıllarca, “Hakem de insandır, hata yapar” lafları ile işler geçiştirildi...
İnşallah, bu kurs hakemlerimiz için bir milad olur...
Temennimiz, ‘süper’ transferlerin yapıldığı ‘Süper Lig’de hakemlerimizin de ‘süper’ kararlar vermesi...
Sarvan ve arkadaşlarına güveniyoruz... İnanıyoruz...
Mış-muş
* Kazım, “Galatasaray ‘gel’ deyince balıklama atladım” demiş...
- Aslında kendisine Milli Piyango’dan büyük ikramiye çıktı, farkında değil!
* Serdar Aziz, “Babam fanatik Bursaspor’lu. İstanbul’dan teklif gelse ve ayrılsam beni evlatlıktan reddeder” demiş.
- Biz ne fanatikler gördük!
* Galatasaray’ın yeni transferi Culio, “Ben formasını giydiğim kulüp için sahada gerçekten de canımı veririm” demiş...
- Biraz değil, hayli abartmış değil mi!