Arama

Popüler aramalar

Var mı?

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Osmanlıspor-Fenerbahçe maçının ardından, “Fenerbahçe golden sonra yoktu” diyenlere soruyorum:
Golden önce var mıydı?
Veya biri çıkıp söylesin bana;
Ne zaman vardı?
Beyler, bugüne kadar Fenerbahçe’yi Pereira’dan başka beğenene rastladım dersem yalan söylemiş olurum.
Ama buna rağmen ben ‘hemen gitsin’ diyenlerden yana değilim.
Bakınız, Fenerbahçe kötü oynuyor. Orası tamam ama ortada bir de gerçek var: Bu takım Galatasaray’la aynı puanda, lider Beşiktaş’dan da 2 puan geride.
Yani tablo o kadar da ürkütücü değil.
Taraftar Ersun Yanal için imza topluyormuş.
Yönetim buna sıcak bakar mı?
Hiç sanmıyorum. O zaman gönderenler hatalarını kabul ederler.
Adama, “Niye almıştın? Neden yolladın?” diye sorarlar.
Aykut Kocaman, “Fenerbahçe‘den teklif aldınız mı?” sorusuna kestirmeden noktayı koydu:
“İlgim yok, olmayacak da...”
O halde Pereira ile yola devam.

Seç beğen al

“Pereira giderse...” diye millet iki ismin dışında eline kağıdı kalemi aldı yabancıları devreye soktu.
Kimler yok ki:
Rudi Garcia, Ancelotti, Simeone, Mourinho!
Başka başka... Bir zamanlar Fenerbahçe’yi çalıştıran, sonra çok bilmişlerin gönderdiği, Almanya Milli Takımı’nın hocası Löw’den de bahsedenler var.
Adam Podolski ile Gomez’i izlemeye geldi. Ya tutarsa diye adını ortaya atıyorlar.
Tabii yersen.

Hep Pereira diyoruz da...

İşin kolayını bulduk. Hep Pereira’ya yükleniyoruz.
Hollanda Milli Takımı Teknik Direktörü Danny Blind, Sneijder’i, Almanya ve Galler ile yapacakları maç için aday kadroya çağırmış. Van Persie’yi formsuz olduğu gerekçesi ile davet etmemiş. Fener’de kulübede oturduğu veya oyunun sonlarına doğru görev verildiği zaman, “Van Persie neden yok?” diye kıyameti koparıyoruz.
Gösterdikleri perfomansa bakarsak Sneijder ile vatandaşı Van Persie arasında şu anda dağlar kadar fark var.
Biri Galatasaray’ın kurtarıcısı. Öbürü yani Van Persie hâlâ Fener’de bir patlama yapamadı. Nani’nin de ondan farkı yok.
Umutlar yarınki Ajax maçında. Bakarsınız ikisi de beklediğimiz zaferin mimarı olurlar.
O zaman Vitor Pereira da rahat bir nefes alır.
Hadi inşallah diyelim...

Dondum kaldım

-Gaziantep maçı sonrası Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun konuşmasını TV’de izlerken küçük dilimi yutacaktım.
-Arkasından Trabzon Valisi’nin yazılı basındaki açıklamasına şaşırdım.
-Trabzonspor Kulübü’nden yapılan açıklamaya bakınca, ‘Acaba o akşam rüya mı gördüm?’ dedim.
-Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören’in, “İnşallah hakemler İbrahim Hacıosmanoğlu hakkında dava açmaz. 10 yıl ceza alabilir” şeklinde A Spor’a yaptığı konuşmayı gazetelerde okuyunca gözlerim faltaşı gibi açıldı.
-Ve ben ‘inşallah’ kelimesine takıldım arkadaş.
Ayrıca, Hacıosmanoğlu’nun konuşmasındaki ‘değerli insan’ kim?
Çok merak ediyorum.

Çakır şaşırtıyor

“Cüneyt Çakır, yurt dışında başka, yurt içinde başka maç yönetiyor” diyenlere ne yalan söyleyeyim kızıyordum.
Hatta içimden, “Kıskanıyorlar” diyordum.
Beşiktaş-Kasımpaşa maçı gözümün önüne geldi:
-Eren ile Beck çizgi kenarında mücadele ederken topa son vuran Beck olduğu halde tacı Beşiktaş lehine vermesi...
-Atiba’nın topla elle oynamasını görmemesi...
-Maç biterken ‘top Donk’un eline çarptı’ gerekçesi ile penaltı noktasını göstermesi...
Ülkemizde şu ana kadar gelmiş geçmiş en iyi hakem olarak gösterilen Cüneyt Çakır bir maçta üç kritik hata yaparsa varın gerisini siz düşünün.
Dikkat! Ligin 10. haftası bitti. Hakem hataları azalacağına artıyor. Şikayetler diz boyu. Ve ilginçtir hatalar artık derbilerin bile önüne geçti.