Webo'dan büyük DERS

Haberin Devamı ›
Ve dedi ki: “Zorlanmaya başladığım dakikalarda belki de Aykut hoca çok doğru bir zamanda ileriyi de düşünerek beni dışarıya aldı. Kendisine çok teşekkür ediyorum.”
Gelelim Caner’e. Kötü bir performans gösterdiği için oyundan çıkartılan Caner‘i bazı seyirciler de ıslıkladı. Olabilir. Doğal karşılanması lazım. Ama arkadaş öyle bir sinirlendi, kenara gelirken, pet şişeye öfke ile öyle bir çaktı ki, vallahi stiline hayran kaldım. Maç boyunca hocan da, tribünlerdeki on binler de, bizler de senden saha içinde öyle bir vuruş bekledik. Senin gibi kenara davet edilen takım arkadaşın Webo’nun konuşmasını defalarca oku.. Sadece sen değil, yerli yabancı tüm futbolcular okusun ve de ders alsın.
O muhteşem gol nasıl görülmedi
Sow’un vurduğu yer kaleye uzak. Yardımcı hakem Mustafa Sönmez rakip takımın son adamı ile oynadığı için o da pozisyona uzak. Bunları yazanlara göre: Kamil Abitoğlu‘nun hiç hatası yok. İyi güzel de kardeşim, milyonların TV başında, seyircilerin tribünlerde ayağa kalktığı böylesine kritik bir pozisyonda insan bir an şaşkınlık yaşamaz mı? Oysa o, sanki bir şey olmamış gibi “devam” işaretini verdi.
Çok merak ediyorum:
-Acaba Abitoğlu ve arkadaşları maç sonunda bu golü ekranda görünce ne yaptılar?
-Raporlarında bu olayı nasıl açıkladılar?
-Gözlemcilerin raporlarında sayılmayan gol anlatıldı mı?
-Dördüncü hakem raporunda neler yazdı?
Bunları bilmek hakkımız değil mi? Bir de aksini düşünelim. Eğer, maç golsüz sona erseydi veya Akhisar, sahadan galip ayrılsaydı olacakları düşünemiyorum bile.
12. adamın tek yürek olma günü..
Fenerbahçe’nin her maçında bir arıza. Yine bir grup pankart açıyor, slogan atıyor. Bu takım, Bate ve Plzen maçlarını seyircisiz oynamasına rağmen UEFA Avrupa Ligi’nde çeyrek finale geldi. Ligde ve kupada şampiyonluk şansı sürüyor. Yarın Lazio’nun karşısında tur şansı için ilk mücadelesini verecek. Bu tezahüratlar futbolcuların, teknik heyetin moralini bozmaktan başka bir işe yaramıyor. Ufacık bir olayın Avrupa’dan ihraca kadar gideceğini aklımızdan çıkarmayalım. Yarın Fenerbahçe için çok büyük bir gün. Yarın birlik beraberlik günü. 12.adamın tek yürek olma günü. Bunu aklınızdan hiç çıkarmayın...
Boşuna yazmayın istifa olmaz
Fenerbahçe ile Galatasaray, Avrupa Kupaları’nda çeyrek fınalde. Ligde altta ve üstte amansız bir mücadele var. Puan farkları o kadar az ki, her an beklenmedik şeyler olabilir. Bu, bana göre Türk futbolunda kaliteyi gösteriyor. Evet.. İki takım çeyrek finalde. Peki milli takım nerede?
Hiddink görevi bıraktığında yanlış hatırlamıyorsam milli takımımız FİFA listesinde 28.inci sırada idi. Ya şimdi?
15 gün önce 45. sıraya düşmüştü. Sizin anlayacağınız, durum tek kelime ile facia. Yerlerde sürünüyoruz. Yani, ”bu gruptan rahat çıkarız” sloganı ile başlayan yolculukta hedef çok uzaklarda. Hatta kaybolmuş gibi. Kısacası, teknik direktör Abdullah Avcı da, teknik heyet de başarısız.
Abdullah hocanın istifasını isteyenler boşuna nefes tüketiyor. O, ”Ben istifa gibi bir durum olacaksa bunu başkan ve yönetimle oturur konuşurum“ diye tavrını ortaya koydu. Üstelik de aldığı kötü sonuçlara rağmen Macaristan maçındaki oyun O’nu tatmin etmiş. ”Ufak da olsa şans varsa kovalamak gerekiyor“ diyerek oyuncuları kutlamış. Yani maçların başlayacağı eylüle kadar ayrılma niyeti yok.
Eh.. Başkanımız Yıldırım Demirören de memnun. ”Her kötü sonucun ardından, her biten umudun ardından hoca değiştirilmez. İstikrarı koruyarak başarıya devam edeceğiz“ diye net bir şekilde görüşünü açıkladı. Demirören, Beşiktaş Başkanı iken kaç teknik adamın değiştiğini hatırlayanlar herhalde bu sözlerine gülmüşlerdır.
Macar’lar karşısında iyi oynamışız ama sonuç hüsran. Adamlar İstanbul’a geldiklerinde ceplerinde 10 puanları vardı. Bizim ise Andorra galibiyetinden sonra 6. Yani ilk hedefleri beraberlikti. Taktiklerini ona göre sahaya yansıttılar. Bunu başardılar da. Haa.. Biz, galip gelecek pozisyonlar yakalamadık mı? Yakaladık. Ya onlar? Bir vuruşları direkten döndü. Diğerinde kalecimiz olağanüstü kurtarış yaptı. Hayret ettiğim bir nokta var yazmadan geçemeyeceğim.. Şu başarısız tabloyu görmelerine rağmen “Avcı iyi yolda.. Avcı’yı rahat bırakın“ diye görüş bildirenlerin yanı sıra bir arkadaşımız da ”Abdullah hoca konusunda fazla yorum yapmak istemiyorum. O görev Oğuz Çetin’in hakkıydı“ diye yazıyor. Uluslararası alanda tecrübeli ve başarılı hocalarımız varken ne alaka anlayamadım gitti.