Atasagun olsun...

Haberin Devamı ›
Galatasaray Kulübü’nün başkanlığı için birçok isim anılıyor. Hımm demek ki değişim var gündemde. Ünal Aysal ‘Görvden kaçmam’ derken, gelmiş geçmiş en büyük sporif başarıları yaşatan Faruk Süren’in adı da telafuz edilmekte. Cemal Özgörkey de düzenlediği toplantılarla durmun vahameti beraberinde adaylık meselesini gündeme değil de, dost sohbetlerine taşırken; önemli sayıda oy potansiyeli sağlayan Adnan Öztürk’ün de pek sesi sedası çıkmıyor!
Bir gerçeği paylaşmakta fayda var, Galatasaray’ın Milenyum zamanı başarılarını tekrarlaması bence imkansız. Aslında milli futbol takımımızın da! Çünkü o dönemin ne futbolcuları, ne Fatih Terim’i, ne de Lucescu’su var ortada. Uzun vadede de pek çıkacağa benzemiyor! Demek ki bir şeylerin sil baştan yapılması gerekli daha öncelikli işler var camiada!
Nedir bu? Kaderine terk edilmiş ‘Kol kırılır yen içinde kalır’ kriterleri. Bir zamanlar herkesin gıptayla izleyip, sonra da birbirine anlattığı Galatasaray disiplini. Başka? Galatasaray camiasının geleneksel tutumluluğu ve kulübün zerresine dahi sahip çıkılması itiyadı. Tüm bu olmazsa olmazlar terk edildi uzun süredir. Yeniden kazanılması, yapılandırılması lazım. Oksijen gibi önemliydi bu değerler. Şimdi para sıkıntısı var zannediliyor, aslında Galatasaray’ın oksijeni tehlikede kimse fark etmiyor. Asıl sıkıntı budur, yüzyılların muhteşem camiası, değer erozyonuna uğrayıp, “Muhteşem Yüzyıl” ancak dizi filmlerde hatırlanacak hale gelmedi mi? Aziz Yıldırım önderliğindeki Fenerbahçe, geçmişin Galatasaray’ı olurken, tarihi yazanlar, eski dönemler Fenerbahçe savurganlığı yolunda. Ali Şen ve Aziz Yıldırım’ın peş peşe başkanlıkları döneminde kulüplerini hangi değerlere taşıdıklarına bir bakın. Bakın ama doğru bakın! Süper Kupa şampiyonu olmuş, Avrupa fatihi karşısında camialarını nasıl dik tuttuklarını ve bütünleştirdiklerini de düşünün. Sarı-Kırmızılı camianın nasıl dağıldığını ve değer erozyonuna uğradığını da!
Aslan’ın öncelikli ihtiyacı yıldız futbolcu, başarılı teknik adam profillerinden önce, unutulan değerlerin yeniden kazandırılması gerekliliğidir. Bu farklılığı sağlayacak ismin MİT eski müsteşarı Şenkal Atasagun olduğunu düşünüyor ve paylaşıyorum. Evet, eski örf, adet ve gelenekleri yeniden canlandıracak bir isme acilen gereksinim var. Bebek katili Apo’nun yakalanıp ülkemize getirilmesini sağlayan Atasagun’a bir TÜRK olarak tekrar teşekkür ederken, Galatasaray ıslahati için mükemmel bir başkan profili olacağından da emin olduğumu söylemek isterim.
Bir de şunu sormak isterim; Vatanımıza geldiği gün “Türkiye’nin hizmetinde olurum” diyen cani, nasıl oldu da devletimizle pazarlık yapar hale geldi?