Arama

Popüler aramalar

Başkent eziyeti...

Abone OlGoogle News

Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin İstanbul-Ankara güzergahında sağladığı ‘Funtoro’ ile yolculuk keyfini, ‘Başkent eziyeti’ haline getiren bir 45 dakika. Aslında ikinci 45 dakikanın da pek tadı tuzu yok ama Emmanuel’in enfes golü eziyeti hafifletti! Olan biteni izledikçe düşünüyor insan ‘Bu eziyetin ulusal başarısızlıkların yanısıra, Türk Futbol’una ekonomik maliyeti ne?’ Sistem, tempo, organizasyon, pas, şut özürlü ‘kekeme’ bir top oynaşmasıdır, şu ‘futbol’ diye alayımıza yutturulan. Bir tarafta delibalta, öte yanda da körbalta! Şaşmayın, teşbihte hata olmaz işte anlayın.

Haberin Devamı

Elmander’i aradı Galatasaraylılar. Evet Baros ve Sercan çok hareketli, çabuk, iş bitiren modelde ama torkları düşük. Aykut ikisine de yetti de arttı zaten. Üstelik bu ikiliye orta alandan zerre kadar destek de gelmedi. ‘Kendin pişir, kendin ye’ sistemi de, arkadaşların işi değil, servis yoksa onlar da yok. İspanyol Riera ve ‘baydın be’ Aydın zaten yok... E Elmander de yok... İyi ki kısmen de olsa Eboue ve Melo var. Selçuk mu? Oyunun içindeki stepnedir arkadaş. Baş köşede duran ‘yangında ilk kurtarılacak’ dolabın az hareketlisi gibi! Galatasaray ilk yarı Tum ‘bum-bum’ olmasa iki kez çıkartırdı topu Muslera’nın arkasından. O kafayı vurduran ve ıskayı sağlayan Manitu’nun primi de yazılmalı ve bir hayır kurumuna aktarılmalı. Hatta duruş, bakış, kademe hatası yapanlarınki de! Başkent eziyetinin hiç mi iyi tarafı yok peki? Elbette var. Önce Cavcav’ın genç Çapa’sı, ışıltılı çocukları ve ‘Funtoro’ ile İstanbul’a dönüş keyfi. Sonra mı? Galatasaray’ın 3 puanı almış olması sonucu, Fenerbahçe müsabakasıyla sağlama bağlanabilecek liderlik umudu keyfi. Umutlar umut da, Galatasaray’ın futboluna ve üretim değerlerine bakınca yürekler galiba biraz buruk!

Haberin Devamı