Bir devrin sonu!

Haberin Devamı ›
TFF Genel Kurul delegelerinin ezici çoğunluğu ve FİFA-UEFA temsilcilerinin tutumu ‘Bir devrin sonu’ dedi. Evet Ankara’daki Genel Kurul’un sonucu bu!
Onursal Başkan Jerome Champagne oylama sonrası yaptığı basın toplantısında çok önemli ve doğru algılanması gereken üç detay verdi. Bu sözler ‘Ya uluslararası müsabakalardan dışlanırsak!’ korkusunun ne denli yersiz olduğunun da belgesiydi.
‘Biz genel kurul 30 Nisan’da yapılsın dedik ama daha önce de yapılabilir.’
‘Seçimli genel kurulun ne zaman yapılacağı tercihi tamamen TFF genel kurulunun uhdesindedir.’
‘Bizi sadece yeni statünün seçim gününe kadar hazırlanıp, onaylanması ilgilendirmektedir.’
Champagne’nin uzun basın toplantısındaki söylemleri içinden ayıkladığım şu üç detay, UEFA ve FİFA’nın hangi beklentiler içinde olduğunun kendi ağızlarından açıkça ifadesidir. ‘Bir devrin sonu!’ belgeselinin de sanırım finalidir.
Ulusoy ve ekibi 17 Ocak 2008 gününe dek örneklediği inattan ve tutumdan vazgeçmeli. Artık TFF dışında yeni bir yol haritası çizmeli. Vatandaşın aklına takılı ‘Koltuğa böylesine neden yapıştılar?’ merakının da sonu olur bu.
Hiç unutmadığım bir söz var ‘Eeee kardeş her güzelliğin bir sonu da vardır!’ Dün kongre salonunu daha oylama sonuçları belirlenmeden terk eden Haluk bey ve ekibine baktığımda, iki yıl önce aynı salon ve yerde kazandığı seçim zaferi sonrası omuzlarda yükselişini ve havalarda gezdirilmesini anımsadım. 17 Ocak 2008 günüyse ‘her güzelliğin sonu nasıl olur?’ durumunun canlı versiyonunu üzüntüyle izledim. Fena oluyormuş gibi gözüktü!
TFF’nin bir yönetim kurulu üyesi, çok emeği geçmiş bir eski yönetim kurulu üyesine ağza alınmayacak sözler etti, lobide... Eski üye çok üzüldü. Dedim ki ‘Üzülme kardeşim bazı insanlar bir orgazm olurken, bir de can çekişirken ağzından ne çıktığını pek bilemezmiş!’ Bu vaziyet orgazm değil ama galiba can çekişmenin son hali... Hoşgör.’
Ulusoy ve ekibi de kongre üyelerinin seçimini hoşgörmeli. Eğer tam tersi çıksa ne diyeceklerdi? Yine aynı şeyleri mi?