Borat bolluğu

Haberin Devamı ›
Mehmet Yakup Yılmaz’ın mükemmel bir teşbihi var: Borat. Taş gediğine oturur da, bu denli denk oturur mu? Siyasetten medyaya, spordan bürokrasiye Borat bolluğu var. Bunları, ‘I. Borat, II. Borat, III. Borat’ gibi sıralamak gerekli de, acaba Rumen rakamları yeter mi? İlk ikide nazar boncuklu organın tepesindeki, eski ve yeni yayın yönetmeni. Sonra sırayla diğer birimlerdeki işgal sahipleri.Galatasaray da bu bolluktan nasibini almış, Avrupa Aslanı, haşlanmış aslan haline getirilmiştir. Şöyle bir değerlendirme de yapılabilir: Spor Borat’ları, Medya Borat’ları, Siyaset Borat’ları vs. gibi. Yılmaz teşbih yaparken, tespit olanağı da sağlamış ve ufkumuzu açmıştır. Teşekkürler. Borat adayı bunca kimliğin sıralanacağını sanırım kendisi dahi düşünememişti.Zaman zaman paylaşırım sizlerle, bu ocakta 11 yılım geçti. İnandığım her şeyi özgürce paylaştım. Bugüne kadar, ‘Neden böyle yazdın?’ diyen olmadı. Yine söz ederim, ‘Bazıları kendine vazife çıkarır ve iş yapar (!) Doğan Grubu’nu yanlış tanıtır.’ İnsanlar, binlerce görevli tek parmak işaretiyle yönlenmekte zanneder. Sonra der ki, ‘Talimatla yazıyorsunuz!’Bu itham onurlu insanlar için kurşun yarasından farksız aslında. Şiddetle itiraz eder, kesinlikle böyle bir tutum olmadığını söylerim. İlave de ederim: Toplumu ve kurumunu düşünmeyenler öyle şeyler üretiyor ki, insanlar Aydın Doğan’ın neredeyse tüm yazı, haber ve yorumları yönlendirdiğini zannediyor. Yok böyle bir şey. Mesele Borat standartlarında. CNN Türk’ün akrobasi şampiyonasını yayınlayıp, yüzbinlerin yürüdüğü mitingi görmezden gelmesi, oradaki zihniyetin eseridir. Aydın Doğan’ın değil.Haftasonu bizden ayrılan ağabeylerimden biriyle Sakarya’da beraberdim. ‘Neden işe başlamıyorsun?’ dedim. ‘Necil gibi bir müdürü, nerede bulurum? O nedenle vaziyet zor’ cevabını verdi. Kurum sorumluluklarını paylaşanlar hakkaniyetten ayrılmaz, doğruyu seçerse, görevinden ayrılmış 45 yıllık gazeteci dahi üstü hakkında böyle konuşur. Sütü bozuk olmaması ve Borat sıfatını hak etmemiş olması şartıyla tabi.Petrol Ofisi ve vergi meselesi akıl almaz şekilde ajite edildi. Ekonomi yazarları da tonlarca yazı yazdı. Konuyu kendi penceremden paylaşmak isterim. Bir spor kulübü futbolcu transfer edecek. Ama hukuk çerçevesinde net tanımlanamayan belirsizlikler var. Federasyona baş vuruyor ve soruyorlar, ‘Bu sporcuya lisans verir misiniz?’ Federasyon lisans çıkarıyor ama müsabaka sonrası yenilen rakip kulüp Borat’ı devreye sokup, ‘Bunların hükmen yenik olması gerek’ diye iddia ediyor. Mesele budur. İşin özü intikam duygusudur, boştur.Galatasaray ağlamasın. Eğer işinizi gereği gibi yapmazsanız, ‘En kolay kazanılabilecek şampiyonluk kaçtı’ diye yakınırsınız. Gerets kadroyla yap-boz gibi oynarken, göremeyip (!) suskun kalanların şimdi ağlama hakkı olamaz. Belki akıllanma zamanı olur.