Duygusal travma!
Haberin Devamı ›
Ankaraspor’un geleceği ile ilgili kavram karmaşasının sporcularında yarattığı duygusal travma, Galatasaraylı meslektaşlarını da sarsmış. Hatta daha fazla sarsmış. Tutuk başladılar. Leo’nun kale alanında yapılan her rakip kafa vuruşu, kafamızı da karıştırıyor biraz. Bu kadar da statükocu olunmaz ki! Çıkıp dolaşsana kardeşim! Adı ‘ceza alanı’ da! İlla ceza kesilmesini beklemenin anlamı ne? İlhan’ın vuruşu kaleyi tutsa, ‘cıp’, tıpkısının aynısı bir gol daha.
Ömer Aysan banliyö treni gibi gidip geliyor. Oradakiler de seyrüsefer memuru gibi, hep yeşil bayrak sallıyor. Nerede kırmızı? Mor var, sarı var. Kırmızı yok! Sonra kıpırdadı biraz Galatasaray. Sarp’ın kafa vuruşu ve Senecky güzelliği. Konserdeki lüzumsuz zurna sesini bastırmaya çalışan piyano ve kemanın solo gösterisi gibiydi sonraki Elano ve Senecky becerisi.
Brabec, Leo’dan dönen kafası sonrası savunmacı moduna girdi; kornere gönderdiğini zannettiği top auta gitti! Dün gecenin Galatasaray’ı alışılan kısa paslı ‘pıtır-pıtır’ modeli bırakmış, uzun işlere dalmış. Olmadı tabii. Galatasaray kalecisinin de meslektaşına nazire yaparcasına mükemmel kurtarışlarını izliyor ve alanını terk edebildiğini de görüyorum.
Elano ve Baros golle buluşamayınca, Nonda ve Kewell oyunda. Kadroya bak birader! Kimler çıkıyor, kimler giriyor? Aydın da giriyor ve Ankaraspor’un işi bitiyor. Aydın eksik olan ‘kırmızı’ ruhunu tamamladı. Önce Arda’nın korneri, Kewell aklı... Evet nefis bir kafa vuruşu var ama, o kafanın içinde akıl da var. Sonra Aydın’ın şöbiyet nefasetinde asisti, Nonda ‘çıt’ ve 0-2. Gelenlerin, gidenleri aratmadığı bir ikinci yarıydı...