Arama

Popüler aramalar

Egosaray!

Abone OlGoogle News

Kurum ‘Egosaray’ kriterlerinde yönetilmemeliydi ama öyle idare ediliyor. Aysal adaylığını açıklarken düşünmüştüm ‘Galatasaray aradığı kanı buldu’ diye. Ego tutkunları erken çatlattı kan kavanozunu! Başarılı yarınlarla alakalı düşüncem, düşten öte değil miydi acaba?

Haberin Devamı

Aysal listesini hazırlayıp, proje safhasına geçeceğine, farklı yapılanmalarla uğraştı. Önce Mesut Yılmaz’ın elinden tuttuğu Albayrak, bayram çocukları gibi dolaştırıldı. Neden? Yönetimde bulunmayı çok arzu ediyormuş da ondan. E medyadan da bir destek, bir destek! O neden? Medya’ya kulüp yöneticisi değil, görsel malzeme lazım da ondan. Özhan Ağabey’in naklettiği, ‘Albayrak’ın yardımları(!)’ konusunu daha önce yazmıştım. Hatta o işlerin çözümü için de, arada yine Yılmaz vardı...

Galatasaray ciddi insanların, ciddiyetle yönettikleri bir kurumdu. O yapı camiayı zirvelere taşıdı, taşıdı ve sonra zengin çocuklarının etiket kürsüsü yöntemine geçildi. O tarihlerden itibaren önce göçme, ardından çökme dönemi başlamış, bu hale gelinmiştir. Sarıgül’ün oğlu hep babası emrindeki çocuk olarak kalacak ve ‘Sarıgül’ün oğlu’ diye anılacak. Sarıgül kıyak değil, zarar nedeni olup genç adamın geleceğini ipotek ediyor. Mahdum bey; yaptığı yapacağı her iş için yaşamı boyunca babasını aramazsa, ben hiçbir şey bilmiyorum. Polat dönemindeki başarıları, şimdiden sonra yapacaklarının teminatıdır genç Sarıgül’ün...

Haberin Devamı

Daha bir sürü ‘amcaoğlu, kuzen, kader ortağı’ isimleri anıldı da olmadı! Yoksa Aysal’a bile yer kalmayacaktı! Bu vaziyet de şu haliyle ümitsiz vaka. Şirketlerinde profesyonel anlayışı yüzde 100 uygulayan akıllar, iş kulüplere gelince amatörleşiyor. Niçin? Çünkü elde edilen hasılat nasılsa yağma Hasan’ın böreği gibi dağıtılmakta da, onun için. Şu anda 200 kişilik işi 500 kişi yapmakta kulüpte... Hangi işadamı şahsi şirketlerinde aynı istihdam anlayışını örnekler?.

Bir de yönetici, gazeteci, televizyoncu, yorumcu, menacer, gömlek-pantolon fabrikası müdürü, neft şirketi danışmanı, hakem işleri konuşanı ve daha birçok iştigal uzmanı Bülent Tulun var orta yerde! Teknik adam ayarlıyor ama Trömsö faciasını da unutuyor! Şampiyonluk nasıl gelmişti, onu da! Henüz yönetimi dahi yapılandırılmamış bir oluşumda, Tulun teknik adam işine angaje oluverdi! ‘Neden?’ diyen de, ‘Beyefendi henüz fol yok, yumurta yok, siz neyin peşindesiniz?’ diye soran da yok!

‘Profesyonel duruş uzmanı’ olarak nitelediğim Aysal’dan, bu gidişle amatör işler üreyecek ve yine yıllar kaybedilecek korkarım!