Arama

Popüler aramalar

Ferrari'sini hakeden bilge!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Paulo Coelho’nun öyküsüdür ‘Ferrari’sini satan bilge.’ Dün gece Ferrari’sini satan değil, hakeden bilgeler’in büyüleyici öyküsünü izledik sanki. Uzun yılardır böylesi mükemmel bir derbi, Sow ve Alex’in attığı gibi olağanüstü goller izlememiştim. ‘Yandı, bitti, kül oldu’ denilen futbolumuzun, başkaldırısı olmalı dün gecenin 90 dakikası. Sporcu’ların Ferrari’leri hakettikleri, futbolu seven herkesi mutlu ettikleri gece yani...
Tanrı insanlara daha çok ondan istedikleri şeyleri verir. Böylesi de, elbette inanç ve doğru konsantrasyonun göstergesidir. Fenerbahçe daha motive ve inançlı başladı oyuna. Birbirinden güzel 2 golle de istediklerine doğru müthiş bir koşu başlattılar. Fakat Galatasaraylı futbolcular da, Fenerbahçe’li meslektaşlarından farklı şeyler beklemiyorlardı ki Yüce Yaradan’dan. 25. dakikadan sonra dengelerin değiştiğini, gündeme fizik kuvvet, taktik anlayış, takım bütünlüğü gibi olmazsa olmaz gerekliliklerin girdiğini izledik. İşte bu tarafta Galatasaray daha ağır bastı. Elmander golü sonrası, Necati ve Engin’le öne dahi geçebilirdi. Necati’nin işleyişi, overloktan farksızdı. Düz, çapraz, kesim, biçim ne istersen! Asisti bile vardı da golü yoktu. Mükemmel bir müsabaka yöneten Yıldırım’ın düdüğü yetişti, Sarı-Lacivert Ferrari’nin su kaynatmasına ramak kalmışken! Kocaman ve Terim hamlelerinin şahane derbiye çeşni katacağı, etkin olacağı şahit olma zamanı şimdi... Galatasaray daha etkiliydi: 2-2.
Güzelim futbol temaşasının içine eden kendini bilmez bir kısım Fenerbahçe’liye seslenmek gerek! Terim ve Şaş’ın başına atılanları görünce... Hedef koyma ve hedefe ulaşma sanatında ustalaşmak, oralara varabilmek için ‘utanç duyma’ denilen erdemi de öğrenmek gerek. Skorda yazan rakamlardan çok daha önemli ve değerli olmalı, misafire karşı utanmayı bilebilmek! Nokta.