Galatasaray treni...

Haberin Devamı ›
Herkesin aklı Kadıköy’e giden yolda. Oysa Galatasaray treni, iki gün önce hareket etti. Evet 200 kişilik bir grup, camiayı temsilen Selanik yolunda. Cumhuriyetimizin, elbette Atatürk ilkelerimizin sadık topluluklarından Galatasaray mensupları, özel trenle Aziz Ata’mıza şükran duygularını sunmak üzere çooook anlamlı bir ziyarette.
Fenerbahçe’yi ziyaret de çok önemli elbette. Türkiye bütünlüğünün temel taşları, İstiklâl ve Çanakkale savaşları kahramanları; Şükrü Saracoğlu’nda buluşuyor. Avrupa sınavları öncesi dahi, o müsabakalar değil, ‘derby’ soruldu hep. ‘Ne olacak?’ diye. ‘Ne olacak, 100 yılı aşkın süredir ne olduysa, yine o olacak’ cevabını verdim hep.
Evet bu heyecan her lig senesinde iki kez yaşanıyor ve hayat devam ediyor. Kazanan mutlu, gururlu, kaybeden üzgün ama o da geleceğe dönük umutlu. Yaşamın gerçekleri yani. Galatasaray’ın 6 gol yediği bir 90 dakika var. Aslında en az rakibi kadar pozisyona girmiş, Fenerbahçe’nin Arsenal karşısında yaşadığı kısmetsizliği, aşamamıştı. Kupada 5 attılar ama 6 Kasım’ı hiç unutmadılar. Geçmişte de böylesi skorlar oldu, o müsabakanın ‘papyonu’ Canaydın’ın unutulmaz kutlama çağdaşlığı oldu.
Galatasaray 9 doğurtan, 9 yıllık hasreti, 9 Kasım’da bitirebilir mi? Zor, ama belki! Fenerbahçe Londra’da 1 puan alırken Arsenal zaman zaman oyunun yüzde 87’sinde vardı. Fenerbahçe mi? Yüzde 13’ünde. Yani? Arsenal koşarken, Kanarya diri kaldı! Arada 1 puanı da kotardı. Tarih Aragones’in 30 yıl önce futbolunu oynattığını değil, cehennemde beraberlik aldığını yazacak.
Cim Bom Portekiz’de oyunun yüzde 100’ünde vardı. Yoruldu yani. Üstelik 5 saatlik uçuş ve 1 gün sonra dönüş. Ezeli rakibin de 24 saatlik dinlenme avantajı. Yetmez mi? Bir de Fenerbahçe olma avantajı... Daha ne olsun?
Yıldırım’ın bolca Polat’ın elini sıkması dileklerimle. Gol attıkça değil, yedikçe tabii! Galatasaray sevdalılarının 6 Kasım’ı ters çevirip, artık 9 Kasım’ı anımsaması adına...