Harbi zona!
Haberin Devamı ›
St. Jakop Park’taki İsviçreliler, akla şunu getiriyor ‘Bunlar Bellinzona değil, harbi zona!’ Bu kadar da zorlanır mı Galatasaray? Ayıp be! Skibbe dengeyi bulana kadar, Cim Bomlu ‘Atarax, Nervium, Kantaron, Prozak’ türü müstahzarat kullansın. Yoksa ‘zona’ olacaklar. Bu iş kısa süreceğe benzemiyor.
İsviçreliler iyi niyetle mücadele edip, doğru oynamaya çalışıyor. Lustrinelli’niyle bir de akıl dolu gol kazanıyor. Alman, Rumenler’e çok adamlı savunma denedi. Olmadı. Antalya karşısında da, bol adamlı hücumu işledi. O da olmadı. Bu sefer geride üçlü, orta alan beşli ve ileride de Nonda ve Baros, ama futbol yine boş!
‘Arayan bulur felsefesi’ ürünlerini izliyor ve ‘ne zaman bulacaklar?’ bekliyoruz. Nonda da arıyor, Baros kurcalıyor ve gol Kewell’den geliyor. Gol güzel de, Galatasaray’ın futbolu keçi boynuzu. Kadıköy’de final hayali kurup, 3 milyon Euro’luk Bellinzona karşısında dahi, milleti ‘zona’ edenlere sormak lazım. Ne biçim iş bu?
Ev sahibi baktı ki konuk gazoz... Brezilyalılar’a taş çıkartacak bir gol attı. Çıtır çıtır paslar, inceden topuk süslemesi ve Gürkan pıt! 2-1 önde tüm kadrosu bir Meira dahi etmeyen İsviçre ekibi. Sonra Baros’un beraberlik golü 2-2. Ve bizler önce seviniyor, sonra ‘acaba şu vaziyete ağlamak daha mı doğru olur?’ diye düşünmeden de edemiyoruz.
Bellinzona 10 kişi kaldı. Kaldı da, sanki sayıları arttı! Baros ‘zona’ üzerine bir de ‘fıtık’ ekleme niyetiyle pozisyonu zorlaştırdı, sonunda attı 2-3. Yine yediler hemen ardından: 3-3. Bir de Lincoln’den 3-4. Kazara, mazara, gol ya!
Sezon başından beri çarpılan, ama hiç ders almamış gözüken Galatasaray, acil toparlanmalı. Sonra İnönü dahi kurtaramaz valla! Malatyalı da kurtulamaz billa!