Harward Cafe!

Haberin Devamı ›
Riekerink 'Türkiye T.D.'si olsun' dediğimde birçok gelişmeyi de, hususiyet ve özenle süzdüm herhalde! Müşterekül Menfaa Reji Şirketi sokağı köşesindeki limonlu kahve pişpirik sanatları ile Harward Cafe kültürü briç arasındaki fark kadar ayan beyandır Hollandalı'nın Sarı Kırmızılı Armada'ya kattığı futbol değerleri.
Rakibe pozisyon verme konusunda Cavcav Üstad cimriliği, gol bulma azmi ve ikinci yarıdaki onca baskıya rağmen Galatasaray koordinasyon zaafiyeti yaşamadı. Çakır'ın düdüğünden itibaren konuk ekip cetvel, iletki, pergel, gönye, intizamında futbol mimarisi modeli sahneye koydu. Hatta balta dahi falçata zerafeti örnekledi!
Üzülmez doğruları artı Selçuk, Stancu, Khalılı, Aydın ve Serdar etkinlikleri de, futbol lezzeti verdi. Ev sahibinin savunma gustosu da, bir başka şıklık göstergesiydi. Eli yüzü düzgün iki yapının, yıldız statüsünde oyuncusu daha yoğun olan yapının, mimari süslemeler imkanı Riekerink'te vardı ve kullandı.
Hollandalı işi ele aldığından beri plan, proje, pas organizasyonu, ciddiyet, paylaşım kriterleri hep artı değerlerde. Hele hele Carole. Yasin'de şık işler yaparken arada bir sanki şeytan dürtüyor ve pat düşüyor! Bruma 90'da gol yapardı, yine Çalık'a çattı! Eren'de hep inçe işlere(!) maruz kaldı ama futbolda bu itiş kakış, Tophanevari kavga sisteminde zaten olmazsa olmazdı ! Tolga son anda anlayamadım nasıl kaçırdı? Atsa çilekli Aysal pastası olacaktı. Son anda da, Podolski, kaleye değil Brumaya uzattı. 'Prost' olmadı!
Josue üretimi, Bruma&Eren ARGE'si bir mükemmel golle öne geçen 111 yılın spor-kültür-eğitim mekteb-i sultaniyesi, 3 puan da Ankara'dan getirdi. İkinci yarı ev sahibi harbiden iyiydi ama Muslera alayından daha iyiydi ... Güzel oyun, şık gece oldu yani, Galatasaraylı'lar için tabii...