Hep köstek tam köstek!

Haberin Devamı ›
Sonuç ne mi olur? Bana 50 senedir söyleneni ben de size söyleyeceğim. Üç büyüklerin 90 dakika sonu neticeleri baştan hiç belli olmaz. Kimin kime pabucunu ters giydireceği de belli olmaz. Hele böyle iki ayaklı maçlarda 180 dakikanın sonunu beklemek, en iyisi ve en geçerlisi. Elbette en doğrusu.Ama yine de bir takım sportif kriterleri gözönüne almakta yarar var. Sezon başından beri maddi-manevi yerden yere vurulan Galatasaray, bir bütün olarak yoluna devam ediyor. Burada teknik kadronun rolü ve futbolcuların dayanışması kadar, çok zor şartlarda kulübü ayakta tutmaya çalışan Özhan Canaydın ve ekibinin de hakkını teslim etmek zorundayız. Hiçbir şey kendi kendine yol almaz. Bu bilinmeli. Gecikme de olsa, öyle de böyle de olsa, bir takım gereklilikler yönetimce sağlanmakta, yapı ayakta durmaktadır. “Parasız pulsuz yürüyorlar” edebiyatına asla katılmadığımı söylemek isterim. Galatasaray camiasında şu anda en fazla dikkat edilmesi gereken ayrıntı bünyede görev üstlenen profesyonel ve amatörlerin özveriyle çalışıp, kulübü, sportif yarışın zirvesinde tutabilme becerileridir. Üstelik hakem hatalarını doğru irdeleyecek gözler, başarının ne denli üst düzey olduğunu görecektir. Ezeli rakip lehine gündeme giren defolar, puan sayısını artırmış, kupada da bugünlere gelmesini sağlamıştır. Aksi halde Sarı-Lacivertliler hiç beğenilmeyen Beşiktaş’ın dahi altında bir yerlerde olacaktı. Bu bir iddia değil, net verilerle elde edilen istatistiki sonuçtur.Ligin zirvesindeki iki ekip erken final diye tanımlanabilecek 180 dakikanın ilk karşılaşmasında Şükrü Saracoğlu’nda... Fenerbahçe’nin son maçlardaki durgunluğu ve kaybettiği puanlar, hiç kimseyi yanıltmamalı. Neresinden bakarsanız bakınız, sonuçta rakibin adı Fenerbahçe’dir, kalitesi de bellidir. Özellikle son haftalarda yaşanan üzüntüler ve ligdeki durumlarının kritikleşmesi, Aziz Yıldırım’ı devreye sokacak ve bu realite de artı motivasyon olarak sahaya yansıyacaktır. Bu nedenle Galatasaray’ın zor bir gece geçireceğini iddia etmek, asla kehanet olmaz.Gerets başarılı. Fakat ‘başarılı’ tanımlaması, hata yapmadığı anlamına da gelmemeli. Sezon başından beri adeta sakız ettiğimiz konu şu; Sarı-Kırmızılılar orta alanda doğru yapılanamıyor ve bu sıkıntı yenilen gollerle sırıtıyor. Bu sezonun birbirinin kopyası gollerini anımsayacak, Samsunspor karşısındaki Tamer gollerine bir kez daha bakacak olursak, Mondragon’un kalesindeki goller adeta fotokopi makinası üretimi. Bu klasta ve iddiadaki bir takımın böyle goller yemesi ve aynı hataların tekrarı, bizleri düşündürmekte ve devamlı aynı uyarıyı yapmak zorunda bırakmaktadır.Aslına bakarsanız, Mondragon da başlı başına yazı konusu. Sezonun şu günlerinde Kolombiyalı, formunun zirvesinde olmalıydı. Oysa hiç de öyle değil. Yenebilecek ya da yenmeyecek tüm topları ağlarda görmek sürpriz değil. Bu alan Galatasaray’ın yumuşak karnıdır, üstelik Aykut ve Fevzi gibi son derece değerli ve formda iki alternatife karşın... Belçikalı teknik adam Uğur, Aydın ve Ferhat konusunda örneklediği yürekliliği kalede de göstermeli. Samsunspor karşısında sağ arkada değerlendirilen Sabri seçimi son derece doğru, üstelik de yararlı oldu.Hakan Şükür’ün polemik konusu edilmesine üzülüyor, ‘Kral’ın son maçta atılan gollerdeki etkinliğinin görmezden gelinmesi çabasına da hayretler içinde bakıyorum. Bir tarafın ‘hep destek tam destek’ felsefesinin uyguladığı yerde, Galatasaray’ın uygulaması ‘hep köstek tam köstek’se şu anda bulundukları konum, mükemmel değil de ne!