Kaçak mazot!

Haberin Devamı ›
Büyük tehlikedir kaçak mazot, kaçak et kesimi, kısacası kaçağın her biçimi! En son teknolojiyle donanımlı, olağanüstü güçlü dev bir dizel motoru düşününüz mesela. Dimdik rampayı, düzde gider gibi tırmanırken bi ‘tık’ bi ‘tıkırtı’ ve arkadan tısss! Sağa zor çeker sürücü. Servis gelir bakar, teşhisi koyar ‘pompa arızası’. Nedir sebep? Kaçak mazot! Tıkanıklık yapmıştır.
Kaçak et kesimi de öyle. Kontrolsuz ette her türlü virüs barınır ve yediğin zaman, belden aşağı mevkilere yapışır. Mideyi, bağırsakları bozar, mevcut vitaminleri kapar, güç kaybı yapar. Kaçak et kesimi ürünlerini terk etmedikçe, ne yapsan nafile. Kuvvetleniyorum (!) zannederken protein kaybı yaşar, dermansızlıkla baş edemezsin! Kolay çözülür dizler, gidemezsin.
30 sene önce müsabaka sonrası Yeşilköy ‘Capri’ ilk mekanımız olur, sonra ‘Modül’, ardından ‘Kadeh Bar’ sabahı ederdik, futbolcu arkadaşlarımla. Ama o zaman, maçın ertesi günü antrenman olmaz, daha sonra günde tek çalışmayla vaziyet kurtarılırdı. Arıza mı? Uluslararası karşılaşmalarda sırıtırdı! Ya şimdi? Her gün iki idman, hafta arası maç. Çok sayıda milli müsabaka. Eğer yukarıdaki bir kulüpteysen, elensen de iki maçla sıyıramama. Dev bir ekonomi oldu futbol. Suyunun suyu bile iş yapıyor.
Yani demek istiyorum ki, zamane futbolcuları çoook ama çok dikkat etmeli. Teknoloji harikalarının dahi ‘kaçak mazottan’ tıkandığı, en güçlü bünyelerin bile kaçak et tüketiminden ‘pes’ ettiği yerde, sporcular da kaçağın her türünden kaçınacak. Aksi halde bulunduğu yerde barınamayacak, kaybolacak. Öyle çok örnek var ki...
Ya kulüp yöneticileri? Eskiler en az üç-beş metres tutar, ama ortalıkta hiç yalpalamazdı. Temiz hallederlerdi işlerini. Oysa şimdi, meydanda görünmeyi marifet sayıyor, sporcusuyla yarışıyor! Hatta o hale geliyor ki; mekanda (!) karşılaştığı futbolcusuna bakıp ‘yahu ben bunu tanıyorum, ama nereden tanıyorum?’ diye sorabiliyor. Sporcusu da ‘bu amca hiç yabancı değil de, bizim semtten kimse buralara gelemez ki!’ diyor. İstanbul iyiden iyiye çağdaşlaşıp (!) ‘futbolcu-yönetici el ele, aleme!’ noktasına gidiyor.
Bugün işte böyle havadan, civadan bahsetmek istedi canım. 4-6-0 veya 3-4-3 ya da 3-5-2 yerine!
Geçmiş olsun Arda...